 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/18-211
K : 2001/218
T : 28.02.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAZMİNAT
- KAMULAŞTIRMADAN VAZGEÇME
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 7.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27/12/1999 gün ve 1999/190-1149 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 13/6/2000 gün ve 2000/5244-7177 sayılı ilamı ile; (...Dava dilekçesinde; 2942 sayılı Yasanın 21.maddesi uyarınca davalı idarenin kamulaştırmadan vazgeçtiği ancak, taşınmaz üzerindeki mevcut tesislerinin harap olduğu belirtilerek Kamulaştırma Yasasının 24.maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı, istemini İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/91 Esas sayı ile açtığı davada fazlaya ait dava hakkı saklı tutulmak koşuluyla 9.154.050.000 TL. hasar talep etmiş olmasına, mahkemenin ihtilafsız bedel de gözetilirse bu miktara hükmetmiş bulunmasına, alınan bilirkişi raporunda davacının zararının 11.311.460.000 TL. olduğunun tesbit edilmiş bulunmasına dayandırarak aradaki fark olan 2.157.410.000 TL.yi talep etmiş ve mahkemece dava kabul edilmişse de, İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesine 9.154.050.000 TL. hasar tazminatı ve fazlaya dair hakların saklı tutulması istemiyle açılan dava sonucu mahkemece verilen kararda 8.948.700.000 TL.ye hükmedilmiş olmasına, "fazlaya ilişkin talebin" reddedilmiş bulunmasına göre davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2942 sayılı Yasasının 21.maddesi uyarınca kamulaştırılmasından vazgeçilen taşınmaz mal üzerindeki (davalı idarece elkonulup kaldırılmış olan) muhtesatla ilgili hasar tazminatına ilişkindir. Anılan yasanın 24.maddesi hükmünce aynı konuda daha önce açılan ve karara bağlanarak kesinleşmiş bulunan davaya ek dava olarak açılmıştır.
Davanın kanın olarak dosyaya konulmuş bulunan dava dosyalan içindeki belge ve kayıtlar incelendiğinde:
1-Davacının, "kamulaştırma bedelinin artırılması" istemiyle İzmir Asliye 4.Hukuk Mahkemesine açtığı 1994/107 E. sayılı davada; kamulaştırılan taşınmaz mal üzerindeki muhtesatın kamulaştırma tarihindeki değeri 1. Bilirkişi Kurulunca 11.905.460.000 TL. 2. Bilirkişi Kurulunca 6.944.506.500 TL. ve 3. Bilirkişi Kurulunca da 9.154.050.000 TL. olarak saptanmış, davacı vekilince itiraz edilmeyen uzlaştırıcı nitelikteki 3. Bilirkişi Kurulu raporuna göre bedel artırımına hükmedilecek iken, bu aşamada davalı idarenin kamulaştırmadan vazgeçmesi nedeniyle konusuz kalan davanın reddine karar verilmiştir.
2-Davacı, 2942 sayılı Yasanın 24.madesi uyarınca İzmir Asliye 7.Hukuk Mahkemesine açtığı 1996/916 E., sayılı "hasar tazminatı" davasında muhtesat hasar bedeli olarak kamulaştırma bedel artırımı davasındaki uzlaştırıcı raporda saptanan 9.154.050.000 TL.nin davalı idareten tahsilini istemiş, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmuştur. Mahkemece, bedel artırımı davasındaki üç ayrı bilirkişi kurulu raporundan orta değeri içeren üçüncü bilirkişi kurulu raporuna göre davacının istemle bulunduğu ve bu istemin mahkemeyi bağlayacağı gerekçesiyle (istenen 9.154.050.000 TL. den peşin alman kamulaştırma bedeli 205.350.000 TL. düşülerek) 8.948.700.000 TL. tazminata karar verilmiş, davalı idarenin temyizi üzerine Özel Dairece bu kararın bozulmasından sonra 1998/808 E. Sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu aynı miktar üzerinden hüküm kurularak davacının fazlaya ilişkin &emi reddedilmiştir. Bu karar da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
3-Bu kere davacı vekili, daha önce açmış olduğu hasar tazminatı davasında fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğunu" ileri sürerek İzmir Asliye 7.Hukuk Mahkemesine 1999/190 E. Sayılı bu ek davayı açarak 2.157.410.000 liralık ek tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabülüne karar verilmiş, davalı idarenin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece "...9.154.050.000 TL. hasar tazminatı ve fazlaya dair hakların saklı tutulması istemiyle açılan dava sonucu mahkemece 8.948.700.000 TL.ye hükmedilmiş olmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddedilmiş bulunmasına göre davanın reddi geretirken kabulü doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş mahkemece "...yapılan yargılamada hasarın 11.905.460.000 TL. olduğunun saptandığı, önceki davanın 9.154.000.000 TL. için açıldığı, reddedilen kısmın saklı tutulan hakla ilgili olmayıp, kamulaştırma bedeli olarak alınan 205.350.000 TL.nin mahsubura ilişkin bulunduğu" gerekçe gösterilerek önceki kararda direnilmiştir.
Yukarıda özetlenen dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde; davalı idarece kamulaştırılarak elkonulan taşınmaz üzerindeki davacıya ait muhtesatın (sera kompleksinin) kamulaştırma tarihi itibariyle değeri usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmiş bulunan uzlaştırıcı bilirkişi kurulu raporuna göre 9.154.050.000 TL. olup, idarenin kamulaştırmadan vazgeçmesi söz konusu olmasaydı bedel artırımı davası sonunda davacıya muhtesat bedeli olarak bu miktarın ödenmesine karar serilecekti. Öyleyse, kamulaştırma sonucu elinden alınan muhtesat için davacıya ödenecek olan (düşük ya da yüksek değeri içeren değil), uzlaştırıcı orta değeri içeren üçüncü bilirkişi kurulu raporunda öngörülen miktarla sınırlı olacaktır. Davacı bu yasal olgunun (uzlaştırıcı rapora göre hüküm kurulacağının) bilincinde olarak 2942 sayılı Yasanın 24.maddesi uyarınca açtığı ilk tazminat davasında muhtesat hasar bedeli olarak 9.154.050.000 TL. tazminat isteminde bulunmuş, bu arada fazlaya ilişkin haftanı saklı tutmuş, mahkemece 8.948.700.000 TL. üzerinden hüküm kurularak fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Böylece davacı tarafından açılan ilk davada davalının hasardan sorumluluğunun sının kesinleşen bu hükümle saptanmıştır.
Diğer yandan, 2942 sayılı Yasanın 24.maddesi kamulaştırma nedeniyle oluşan hasarın kamulaştırma günündeki değere göre hesaplanması gerektiğini öngörmektedir. Bu durumda kamulaştırma karşılığını saptama günündeki değer gözönüne alınarak hasarın da o tarihteki değere göre hesaplanması gerekir. Anılan maddenin başlığının "kamulaştırma bedelinden düşülecek hasar" olduğu da dikkate alındığında, kamulaştırma günü itibariyle muhtesat hasar bedelinin kamulaştırma bedelinden daha fazla olması düşünülemez. Başka bir anlatımla, bir malda oluşan hasar, malın o tarihteki değerinden fazla olamaz. Somut olayda kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki muhtesatın kamulaştırma günündeki değeri, yasaya uygun olarak düzenlenen geçerli ve denetime elverişli bulunan uzlaştırıcı nitelikteki 3. Bilirkişi Kurulu raporunda 9.154.050.000 TL. olarak saptanmış olduğuna göre, kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle mal sahibine ödenecek hasar bedeli de en çok hasar gören malın kamulaştırma günündeki değeri kadar olacaktır. Açılan ilk davada kamulaştırma günü itibariyle muhtesatın saptanan değeri üzerinden hasar tazminatına hükmedilmiş bulunduğuna ve bu durumda ortada başkaca bir alacak kalmadığına göre, önümüzdeki bu ikinci (ek) davanın kabulü bu nedenle de doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.02.2001 gününde, oybirliği ile karar verildi.