Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2001/13-419
K: 2001/420
T: 16.5.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • HAYVAN ALIM-SATIMI ( Satıcının Ayıba Karşı Tekeffülü İçin Aranan Şartlar-Hayvanın Satımdan Önce Veteriner Kontrolünden Geçirilmiş Olmasına Rağmen Ayıbın Farkedilememiş Olması )
  • AYIBA KARŞI TEKEFFÜL ( Hayvan Alım Satımı )
  • YAZILI KEFALET ( Hayvan Alım Satımında Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu )
  • GİZLİ AYIP ( Hayvan Alım Satımında Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu )
  • HAYVANIN SATIMDAN ÖNCE VETERİNER KONTROLÜNDEN GEÇİRİLMİŞ OLMASI ( Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcuna Etkisi )
 
818/m.195,196,197,199
 
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edirne Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22/12/1998 gün ve 1997/466- 1998/714 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 12/10/1999 gün ve 5906-6991 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalının kendisine ait danayı canlı hayvan borsasında satın aldığını ancak bedelini ödemediğini belirterek, satış bedeli 190.740.000 TL.nın 21/07/1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki hayvan alım satım ilişkisidir. Davacı hayvanını davalıya satıp teslim etmiş ve bu suretle satım tamamlanmıştır. BK. 195 maddesi hükmü gereğince, hayvan alım satımında satıcı yazılı olarak kefalet etmedikçe, yahut alıcıyı iğfal etmiş olmadıkça tekeffül etmiş addolunamaz. Taraflar arasında satıcının satılanın ayıptan salim olmasını tekeffül ettiğine dair yazılı bir belge yoktur. Davacının hayvanın hastalıklı olduğunu bilerek satış yaptığına ilişkin davalının bir iddiası da bulunmamaktadır. O halde satılan davalıya geçmiş bulunmakla nefi ve hasar davalıya aittir. Davalının satış bedelini davacıya ödemesi gerekir.
Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, hayvan alım-satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı satıcı tarafından canlı hayvan borsasında davalıya satılıp teslim edilen hayvan ( dana ) kesim sırasında hastalıklı çıkmış ve sonuçta veteriner hekim raporuyla yakılarak imha edilmiştir. Davalı alıcı buna dayanarak satış bedelini ödememiştir. Davacı satıcı bu dava ile borsa teamüllerine dayanarak hayvan bedelinden kaynaklanan alacağını istemektedir.
Davalının satış bedelini ödediği konusunda bir savunması yoktur. Davalı malın ayıplı çıktığını, imha edildiğini, BK.199 madde gereğince bedelinin istenemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece ; "Borsa teamüllerine göre dana davalıya teslim edilmiştir. Yarar ve zararın davalıya ait olması gerekmektedir. Ancak satılan malda gizli ayıp olduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. BK.nun 199. maddesi uyarınca davalı tarafından süresi içerisinde gerekli tüm işlemler yerine getirilmiştir. Satış esnasında uzmanlarınca tespit edilemeyen bu ayıbın davalı tarafından önceden bilinmesi mümkün değildir. Ayıplı olarak satılan dana daha sonra dosyada mevcut tutanakta belirtildiği gibi imha edilmiştir. Hal böyle olunca davalının bir sorumluluğu doğmamıştır." Gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire; "Taraflar arasındaki ilişki hayvan alım satım ilişkisidir. Davacı hayvanını davacıya satıp teslim etmiş ve bu suretle satım tamamlanmıştır. BK. 195 maddesi hükmü gereğince, hayvan alım
satımında satıcı yazılı olarak kefalet etmedikçe, yahut alıcıyı iğfal etmiş olmadıkça tekeffül etmiş addolunamaz. Taraflar arasında satıcının satılanın ayıptan salim olmasını tekeffül ettiğine dair yazılı bir belge yoktur. Davacının hayvanın hastalıklı olduğunu bilerek satış yaptığına ilişkin davalının bir iddiası da bulunmamaktadır. O halde satılan davalıya geçmiş bulunmakla nefi ve hasar davalıya aittir. Davalının satış bedelini davacıya ödemesi gerekir." Gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiş, mahkeme aynı gerekçeler yanında "Olayımızda BK. 199 maddesinin uygulanma olanağı bulunmaktadır. BK. 199 maddesi uyarınca yapılan tüm işlemlerden davacı anında haberdar olmuştur. Hal böyle olunca, hayvandaki gizli ayıptan satıcı sorumludur. Davalının bir sorumluluğu doğmamıştır. Olayımızda BK. 195 maddesi dışında BK. 199 maddesinin uygulanma olanağı bulunmaktadır." Gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki hayvan satımına ilişkin olup, canlı hayvan borsası kuralları içinde satış gerçekleşmiştir.
Satış öncesi yapılan veteriner kontrolünde hayvanın satışa sunulmasına engel görülmemiş, satış sonrası kesim aşaması kontrollerinde hayvanın tüberküloz olduğu şüphesi üzerine, Pendik Araştırma Enstitüsüne örnek gönderilmiş, alınan rapor bu şüpheyi doğrulayınca, veterinerce hayvanın imhasına karar verilmiş ve imha edilmiştir.
Hayvanın hastalıklı olduğu ve imha edildiği konusunda mahkeme ve Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davalı alıcının ayıplı çıkan hayvanın satış bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Borsa Alım Satımlarında teslim, tesellüm, dara ve tediye ile ilgili genel kurallar ve buna ilişkin özel hükümlerde; "Canlı hayvan alım satımlarında hayvanlar tartıya girinceye kadar satıcıya, tartıdan çıkınca alıcıya aittir. Tartıdan çıkan hayvanın teslim ve tesellümü yapılmış sayılır." Açıklamasına yer verilmiştir. Buna göre canlı hayvan alım satımlarında; taraflarca da kabul edildiği gibi, hayvan, tartıya girinceye kadar satıcıya, tartıdan çıkınca alıcıya aittir. Tartıdan çıkan hayvanın teslim ve tesellümü yapılmış sayılır. Teslimle birlikte sorumluluk da satıcıdan alıcıya geçer.
Hayvan alım satımında ayıba karşı tekeffülün şartları ise Borçlar Kanununda 195 ve devamı maddelerinde diğer ayıba karşı tekeffül hallerinden ayrık ve özel olarak düzenlenmiştir.
Borçlar Kanununun 195. maddesinde; "Hayvan alım satımında satıcı tahriren kefalet etmedikçe yahut alıcıyı iğfal etmiş olmadıkça tekeffül etmiş addolunmaz.", 196. maddesinde; "Satıcı, satılanın ayıbını alıcıdan hile ile gizlemiş ise satımda tekeffül hükmünü ıskat veya tahdit eden her şart batıldır.", 197. maddesinde "Satıcı alıcının satım zamanında malumu olan ayıptan mesul olmadığı gibi satılanı kafi derecede muayene etmekle fark etmiş olacağı ayıptan da ancak bunun mevcut olmadığını temin etmiş ise, mesul olur.", 199. maddede ise ; "Hayvan alım satımında kefalet müddeti tahriren tayin edilmemiş olup da kefalet hayvanın bir vasfına müteallik değil ise satılanda keşfedilen ayıptan satıcının mesuliyeti, teslim vaki olduğu veya alıcının kabızda temerrüdü tahakkuk ettiği günden itibaren dokuz gün içinde satıcıya ihbar edilmekle beraber hayvanın ehli vukuf marifetiyle muayenesinin icrası yine bu müddet zarfında merciinden talep olunmasına mütevakkıftır. Hakim, ehli vukuf raporunu serbestçe takdir eder." Hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlerin amacı fazla dava açılmasını önlemek, hukuki güvenliği sağlamak, alıcının hayvanı yanlış kullanmasından doğacak ayıplara karşı satıcıyı korumaktır. ( Tandoğan-Borçlar Hukuku-Özel Borç ilişkileri Cilt: 1/1 -1985 basım -Sh.181 vd. )
Bu özel hükümlerin gösterdiği özellikler ise şöyle sıralanabilir.
Öncelikle; hayvan alım satımında satıcı yazılı olarak tekeffülde bulunmuş olmadıkça hayvanın ayıplarından sorumlu olmaz. Ancak alıcının kandırılmış olma hali bunun dışındadır. Satıcı yazılı olarak hayvanın vasıflarını beyan edebileceği gibi, hayvanın iyi ve ayıpsız olduğunu da beyan edebilir. Satıcının bir hayvandaki ayıbı bilerek gizlemesi halinde hile söz konusudur. Hayvanın satıştan evvel veterinere muayene ettirilmesi yazılı tekeffülün yerini tutmaz.
Bunun yanında; hayvan satımında ayıptan satıcının sorumlu tutulabilmesi için, hem, ayıplar teslimden veya alıcının hayvanı teslim almakta temerrüdünden itibaren 9 gün içinde satıcıya ihbar edilmiş olmalı, hem de hayvanın bilirkişi tarafından muayenesinin yapılması için aynı sürede yetkili mercie başvurulmuş olmalıdır, ihbar müddeti sözleşmede ya da yazılı kefalette taraflarca da ayrıca tayin edilebilir. Bu hallerde tayin olunan süre uygulanır.
Yeri gelmişken vurgulamak gerekir ki; yazılı kefaletin varlığı halinde ihbar müddeti ve bilirkişi muayenesinin söz konusu olabileceği unutulmamalıdır. Ancak; hile varsa yazılı tekeffül aranmaz.
Şimdiye değin açıklamaların ışığında Somut olay irdelendiğinde; taraflar arasındaki akde ilişkin Edirne Ticaret Borsasının Canlı Hayvan Tescil Beyannamesi başlıklı 21.7.1997 tarih 37 sıra nolu belgeye göre taraflar belgedeki esaslar, genel kurallar, Edirne Ticaret Borsası kararları, örf adet ve teamülleri dairesinde aralarında akit yapıldığını beyan etmişlerdir. Belge içeriğinde yazılı kefalet anlamında bir beyan bulunmamaktadır. Bu belgeye tarafların itirazı olmamıştır. Veteriner tarafından satım öncesi yapılan muayene de yazılı tekeffül anlamında kabul edilemez. Şu durumda satıcının kanunun aradığı anlamda yazılı olarak tekeffülünün varlığından söz edilemez.
Bunun yanı sıra davalı alıcının hile iddiası olmadığı gibi, satıcının hayvandaki ayıbı bilerek gizlemesi hali de ispatlanmış değildir. Zira hayvanın ilk muayenesinde hasta olduğu uzman veterinerce dahi anlaşılmamış, kesim aşamasında ve yapılan tetkiklerden sonra hayvanın hastalığı konusunda teşhis konulabilmiştir. Başkaca hileye yönelik iddia, herhangi bir delil ve bulgu da yoktur.
Direnme kararının dayanağını oluşturan BK.nun 199 maddesinin olayda uygulanıp uygulanmayacağı konusuna gelince;
Bilindiği üzere hayvan satımlarındaki tekeffül süresinin açıkça tayin edilip edilmemesi konusundaki ayrımı içeren BK. 199 maddesinin tek başına ele alınması olanaklı değildir. Hayvan satımı ile ilgili hükümler bir bütün olarak ele alınmalı ve değerlendirme bu ölçülere göre yapılmalıdır. Yukarıda da açıklandığı üzere satıcının sorumluluğunun temel şartı olan Tekeffül yazılı olmalıdır. Ne var ki taraflar ayıbın ihbar müddetini yazılı tekeffül sırasında belirlemek zorunda değildirler. Bu belirlemenin yapılmaması durumunda uygulanacak süre ise BK.nun 199. maddesinde belirtilmiştir. Tekeffülün varlığı yanında ihbar müddetinin açıklanmamış olması durumunda bu maddenin uygulanması söz konusu olabilir. Davacı satıcının davalı alıcıya yazılı tekeffülü olmadığından taraflarca belirlenmiş ya da belirlenmese bile uygulanacak bir ihbar müddetinin varlığından söz etmek de olanaklı değildir. Yasal ihbar müddeti olan 9 günlük sürenin uygulanması için de satıcının yazılı tekeffülü aranmaktadır. Bir an için bu maddenin uygulanabilirliği kabul edilse dahi alıcının satıcıya yasal sürede ihbarda bulunduğu konusunda bir delil ve bulgu da bulunmamaktadır. O halde satılan davalıya geçmiş bulunmakla nefi ve hasar davalıya aittir. Davalının satış bedelini davacıya ödemesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 16/05/2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini