Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/11-1155
K : 2001/1165
T : 26.12.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 6.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.02.2000 gün ve 1999/380 E-2000/44 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 31.10.2000 gün ve 2000/5715-8433 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilince davalıya devredilen ekmek fabrikasının devrinden sonraki doğalgaz tüketim borcunun fertleriyle birlikte icra yolu ile İGSAŞ'a (1.382.000,000) lira olarak ödendiğini ileri sürerek, anılan meblağın reeskont faiziyle birlikte davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, asıl borcun (249.848.000) lira olduğunu, davacının kendi kusuru ile icra yolu ile ödediği ferilerinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğundan borçtan da yarı yarıya sorumlu bulunduklarını savunmuştur.
Mahkemece, sunulan ve toplanan kanıtlara dayanılarak, 14.12.1995 tarihi devir sözleşmesi içeriğine göre, devirden sonraki işletme giderlerinin davalıya ait olduğu, aboneliğin davacı üzerinde görünmesinden dolayı yapılan ödemeden dolayı davacının rücu hakkının bulunduğu, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu savunmasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmasına ve ticari işletmenin devrinden sonra dahi taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sürdüğü savunmasının yazılı kanıtlarla ispat edilememiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, ticari işletmenin devrinden itibaren iki yıl süreyle devredenin devralan ile birlikte işletmenin borçlarından sorumlu olacağı yönündeki Borçlar Kanunu'nun 179 ncu maddesinin buyurucu hükmüne nazaran ticari işletmeyi davalıya devreden davacının, kendi adına devam eden doğal aboneliğinden doğan tüketim borcundan davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun gözden, kaçırılması doğru olmadığı gibi, dava dışı idare İGDAŞ tarafından tahakkuk ettirilerek bildirilen fatura bedelinden zamanında davalıyı ihbar etmemesi halinde borcun ferilerinin kendi kusurundan kaynaklandığı ve bunun sonucunda borcun ağırlaşmasından davalıyı sorumlu tutamayacağı düşünülmeden bunun tamamının davalıdan rücuan tahsiline karar verilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
Öte yandan, kabul şekline göre de, davadan önce davalının temerrüde düşürüldüğü saptanmadığı taktirde alacağa dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmek gerekirken, ödeme tarihlerinden esas alınması da doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca da incelenerek direnme karannın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili,. müvekkilince davalıya devredilen ekmek fabrikasının devrinden sonraki doğalgaz tüketim borcunu fertleriyle birlikte icra yoluyla İGDAŞ'a (1.382.000.000) lira olarak ödediğini ileri sürerek anılan meblağın reeskont faiziyle birlikte davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının kullandığı asıl doğalgaz borcunun (249.848.000) lira olduğunu, davacının kendi kusuru ile icra yolu ile ödediği ferilerinden müvekkilinin sorumlu tutulamıyacağını, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğundan borçtan yarı yarıya sorumlu bulunduklarını savunmuştur.
Mahkemenin, "14.12.1995 tarihli devir sözleşmesi içeriğine göre, devirden sonraki işletme giderlerini ödemeyi davalı yüklendiğinden B.K.nun 173/l.maddesine göre borçtan sorumlu olduğu, aboneliğin davacı üzerinde görülmesi nedeniyle yapılan ödemeden dolayı davacının rücu hakkının bulunduğu, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunun yazılı delille kanıtlanamadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne dair verdiği karar yukarıda açıklanan nedenle Özel Daire'ce bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Davacı ile dava dışı İGDAŞ arasında davacıya ait ticari işletme için 10.4.1995 tarihinde Doğalgaz satışı Abonman sözleşmesi yapılmış, davacı ticari işletmesini 14.12.1995 tarihinde devir sözleşmesi ile davalıya devretmiş devir tarihinden sonraki işletme borçlarının devralana ait olduğu kararlaştırılmış (devreden) davacı İGDAŞ Tarifeler Yönetmeliği'nin 57.maddesi hükmü gereğince doğalgaz abonman sözleşmesinin feshi işlemlerinin yapmadığından devirden sonraki doğalgaz faturaları da adına tahakkuk ettirilmiş, 249.848.000 TL. borcun ödenmemesi üzerine İGDAŞ tarafından icra takibi yapılmış, davacı (borçlu) işletmeyi devrettiği gerekçesiyle icra takibine itiraz etmiş" ise de, İGDAŞ'ın açtığı dava sonucu itirazın iptaline karar verildiğinden davacı, idareye ferileri ile birlikte toplam 1.382.000.000TL. ödemiştir.
Görülmekte olan bu davada davacı, davalının kullandığı doğalgaz tüketim borcundan dolayı ödediği miktarın rücuan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, devirden sonra işletme giderlerini davalı yüklendiğinden B.K. 173/1.maddesine göre borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ise de, davacı ticari işletmesini devrettiğinden uyuşmazlığın çözümünde B.K.nun 173/1.maddesi değil, B.K.nun 179.maddesi uygulanmalıdır. Alacağın temliki ve borcun naklinde kural olarak bir tek alacak ve borcun nakli söz konusu olup, bir mamelekin veya isletmenin devrinde bu mamelekin veya isletmenin bütün aktif ve pasifiyle devri söz konusu olduğundan alacaklı ile borcun nakli sözleşmesi yapmaya ve devir için alacaklının rızasını almaya gerek bulunmamaktadır. İşletmenin devrinde teminat unsuru, eski borçlunun iki yıl daha sorumluluğunun devam etmesi durumuyla sağlanmak istenmiştir. Bu iki yıllık süre muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden, daha sonra muaccel olan borçlar için muacceliyet kazandıkları tarihten işlemeye başlar (Bkz.Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Genel Hükümler 1990, II.Cilt sh.865).
Doğalgaz aboneliği halen kendi üzerinde olan ve ticari işletmesini davalıya devreden davacı B.K.nun 179.maddesinin buyurucu hükmüne göre iki yıl süre ile işletmenin borçlarından devralan ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğundan aleyhine yapılan icra takibine itirazda haksız olduğu gibi, icra takibine maruz kaldığında itirazda bulunmadan önce takibi ve aleyhine açılan davayı davalıya ihbar etmemesi nedeniyle, kendi kusurlu davranışı sonucu ödediği icra inkar tazminatı ve geç ödemeye sebebiyetten dolayı tahakkuk eden gecikme zammı ve faizlerinden ve bunun sonucunda borcun ağırlaşmasından dolayı davalıyı sorumlu tutamaz. Kaldı ki, faturaların firma adresine ulaşmış olması iddiası kanıtlanamadığı gibi, bu varsayım davacıyı davalıya icra takibini ve davayı ihbar etme mecburiyetini de ortadan kaldırmaz.
O halde, mahkemece, "ticari işletmenin devrinden itibaren iki yıl süreyle devredenin devralan ile birlikte işletmenin borçlarından sorumlu olacağı yönündeki Borçlar Kanununun 179 ncu maddesinin buyurucu hükmüne nazaran ticari işletmeyi davalıya devreden davacının, kendi adına devam eden doğalgaz aboneliğinden doğan tüketim borcundan davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağına, dava dışı İGDAŞ tarafından tahakkuk ettirilerek bildirilen fatura bedelinden zamanında davalıyı ihbar etmemesi halinde borcun ferilerinin kendi kusurundan kaynaklandığı ve bunun sonucunda borcun ağırlaşmasından davalıyı sorumlu tutamıyacağına, ödenen miktarın tamamının davalıdan tahsilinin isabetsiz bulunduğuna" değinen ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince, BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.12.20081 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini