Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2000/8-842
K:2000/854
T:03.05.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kars Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.12.1998 gün ve 1998/11-314 sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 1.7.1999 gün ve 1999/5268-6116 sayılı ilamı ile; (...Kadastro tespitine yapılan itiraz, kadastro tutanağının kesinleşmesini önler. Kuşkusuz, kesinleşmenin önlenmesi durumu itiraz eden yönünden söz konusu olur. Bir kimse askı ilan süresi içinde kadastro tesbitine karşı itiraz ileri sürmemişse, o kimse yönünden kadastro tutanağı kesinleşen o tutanağa bir başkası askı ilan süresi içinde itiraz etmiş olsa bile, bu durum süreyi geçiren kimseye bir hak vermez. Başka bir anlatımla, kadastro tutanağına bir kimsenin yaptığı itiraz üzerine tutanak herkes için kesinleşmemiş sayılır.
Ancak, süresi içinde Kadastro Mahkemesine açılmış bir davaya, aynı taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğunu ileri süren kimseler asli veya feri müdahil sıfatıyla katılabilirler (3402 S.K.Md.26/D).
Somut olayda, çekişmeli 807 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz 06.10.1983 tarihinde Hazine adına tesbit edilmiş, tesbite süresi içinde Yasin Y... süre geçtikten sonra da davacımız Esat D... itiraz etmişler, itirazlar Kadastro Komisyonunca 27.5.1996 tarihinde reddedilmiş, komisyon kararı Yasin'e 3.11.1997, Esat'a 24.6.1996 tarihinde tebliğ edilmiş Yasin komisyon kararına karşı dava açmamakla tutanak kendisi yönünden 4.12.1997 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacımız Esat kadastro tesbitine süresinde itiraz etmemiş ve tutanak kendisi yönünden kesinleşmiştir. Yasin tarafından açılmış bir dava olmadığına göre, Esat'ın davasını asli müdahale olarak ta kabule imkan yoktur.
Sonuç olarak, davacı tapulamadan önceki zilyetlik hukuki nedenine dayanarak dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesi hükmüne göre, "tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz."
Maddede açıklanan on yıllık süre, hak düşürücü süre olup hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulur. Zira hak düşürücü sürenin geçmesi halinde iddia edilen hak meydana gelmez. Bu sürenin kabul edildiği hallerde, Kanunun öngördüğü süre içerisinde başvurulmazsa iddia edilen hak doğmaz. Hakkın doğumu ancak süresinde dava. açmak suretiyle yapılan başvuru ile olur. Bu nedenle tapulamadan önceki hukuki nedene dayanan davanın maddede öngörülen on yıllık süre içerisinde açılması gerekir.
Dava konusu taşınmazla ilgili tutanak davacı yönünden 25.3.1986 tarihinde kesinleşmiştir. Dava ise, 9.7.1996 tarihinde açılmış olup maddede öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Bu durumda davanın on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken değişik sebep ve gerekçe ile kabul kararı verilmiş olması isabetsizdir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: .
Dava kadastrodan önceki zilyetlik hukuki nedenine dayanılarak kadastroca davalı Hazine adına
tespit ve tescil olunan 807 ada 2 parsel numaralı taşınmaz tapusunun iptali ile davacı adına tescili
istemine ilişkindir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki
uyuşmazlık; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı; başka bir ifade ile
davacının kadastro mahkemesine açtığı fakat tespite süresinde itiraz etmemiş olması nedeniyle
görevsizlik karan ile sonuçlanan itiraz davasının kesinleştiği tarihin, tutanağın kesinleştiği tarih olarak
kabulünün mümkün olup olmadığı üzerinde toplanmaktadır.
Yukarıda açıklandığı gibi dava konusu 807 ada 2 parselin tespiti 6.10.1983 tarihinde yapılmış, tutanak 2613 sayılı Kanunun 25.maddesi hükmüne göre 24.1.1986 ila 24.3.1986 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Tutanağa davacı Esat'la birlikte dava dışı Yasin Y... itiraz etmiştir. Davacı Esat D... tespite 3.5.1993 tarihinde ve süresi geçtikten sonra dava dışı Yasin ise 25.2.1986 tarihinde süresinde itiraz etmiştir. Komisyonun itirazların reddine dair 27.5.1993 tarih 1993/164 sayılı karan davacıya 24.6.1996, dava dışı Yasin'e ise 3.11.1997 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı kadastro mahkemesine 8.7.1996 tarihinde itiraz davası açmış Yasin Y... ise herhangi bir dava açmamıştır. Davacının itiraz davası tespite süresinde itiraz etmediği ve tutanağın kendisi yönünden kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik karan ile sonuçlanmış ve görevsizlik karan 12.2.1998 tarihinde kesinleşmiştir.
Kadastro tutanakları askı ilan süresi içerisinde itiraz edilmez ise, ilan süresi geçtikten sonra kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşir. Askı ilan süresi içerisinde komisyona itiraz halinde tutanak komisyon kararının itiraz sahiplerine son tebliğ tarihini takip eden 30 günlük itiraz davası açma süresinin geçtiği tarihte kesinleşir. Son olarak askı ilan süresinde komisyona itiraz edilmiş olması koşulu ile komisyon kararının tebliğini takiben (30) gün içerisinde kadastro mahkemesine itiraz davası açılması halinde, itiraz davasının yargılaması sonunda hak sahibim tespit ile gerçek hasmı belirleyici kararının kesinleştiği tarihte tutanak kesinleşmiş kabul edilir. Bu halde hak sahibi olduğunu ileri süren herhangi bir kişi tarafından süresinde itiraz davası açılması yeterlidir. Hak sahibi olduğunu ileri süren herkesin ayrı ayrı itiraz davası açmasına gerek yoktur. Komisyona itirazda bulunmayan veya itiraz davası açmayanlarda hak düşürücü süre yönünden itiraz davasının kesinleştiği tarihten yararlanırlar.
Kadastro tesbitinden doğan uyuşmazlıkların Yasada öngörülen sürede kadastro mahkemesi önüne getirilmesi halinde kadastro tesbiti tutanağına itiraz edenler veya etmeyenler ile davada taraf olanlar yada olmayanlar yönünden askıda kalmış sayılır. Bu durum tesbit tutanağının bir bütün olduğu ilkesinin doğal sonucudur. Bu nedenle tesbitin yada komisyon kararının tesbite itiraz edenler yönünden kesinleştiği, etmeyenler yönünden kesinleşmediği düşünülemez. Çünkü çekişmeli taşınmazın hak sahibi ancak kadastro mahkemesince verilen kararın kesinleştiği tarihte belli edilmiş olacaktır. Başka bir deyişle kadastro uğraşları sonucu kişi yada kişiler yararına oluşan hak tesbite hiç itiraz edilmemesi, edilmişse komisyon kararına karşı dava açılmaması, açılmış ise kadastro mahkemesinin verdiği tescil kararının kesinleşmesi halinde tescile hazır hale gelmiş olacağından ancak bu halde tesbitin yada kadastro tutanağının hukuki anlamda kesinleşmesinden söz edilebilir. O nedenle , davada taraf olmayan kişiler yönünden hak düşürücü sürenin kadastro mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı kabul edilmelidir. (HGK 22.12.1999 gün 1999/8,1056-1052)
Komisyon kararına karşı süresinde itiraz davası açılmış olması halinde bu davanın yargılaması sonunda gerçek hak sahibinin ve hasmın belirlenmesi gerekir. İtiraz davası tapulama mahkemesince esastan sonuca bağlanmadıkça ve gerçek hak sahibi araştırılıp belirlenmedikçe gerçek hasmın belli olduğundan söz edilemez. Somut olayımızda davacının açtığı ve görevsizlik ile sonuçlanan itiraz davası ile gerçek hak sahibi ve gerçek hasım belirlenmemiştir. Davacının 2 aylık askı ilan süresi içinde komisyona itirazda bulunmaması veya itiraz davası açmaması nedeniyle görevsizlik karan verilmiştir. Bu durumda görevsizlik kararının kesinleştiği tarihin tutanağın kesinleşme tarihi olarak kabulü olanaksızdır. Ne varki, dava dışı Yasin Y... tarafından askı ilan tarihleri arasında ve süresinde tesbite itiraz edilmiş ancak bu itirazı komisyonca 24.6.1996 tarihinde reddedilmiş ve komisyon karan Yasin'e 3.11.1997 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yasin süresinde itiraz davası açmadığına ve başkaca da tutanağa itirazda bulunan kişi bulunmadığına göre tutanağın kesinleşme tarihi, komisyon kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün sonraki 3.12.1997 tarihidir. Bu durumda tapu iptal davası süresinde açılmıştır. Ancak yerel mahkemenin tutanağın görevsizlik kararının kesinleştiği tarihte kesinleşmiş sayılacağına dair görüşü yerinde değil ise de, açıklandığı gibi komisyon kararının tebliğini takip eden 30 günlük süreden sonra kesinleşmiş olması halinde de dava süresinde açılmış sayılacağından yerel mahkemenin direnme karan sonucu itibariyle doğrudur. Ne varki işin esası ile ilgili temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden dosya dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme karan yerinde ise de, işin esası ile ilgili-temyiz itirazlarının incelenmesi bakımından dosyanın 8.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 3.5.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini