 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/4-779
K : 2000/819
T : 26.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 23.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.3.1998 gün ve 1996/672 E. 1998/116 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 30.11.1998 gün ve 1998/6386-9569 sayılı ilamı ile; (... Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu edilen dilekçenin davalılar tarafından yazıldığı ve bir siyasi parti genel başkanına verildiği anlaşılmaktadır. Bu eylemle kişilik haklarına saldırı gerçekleşmiş olur. Mahkemenin kararına dayanak yaptığı aleniyet unsuru; ceza hukukunda bir koşul olarak öngörülmüştür. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat hukukunda ve kişilik haklarına saldırıyı düzenleyen yasa maddelerinde bir koşul olarak öngörülmemiştir. Bu itibarla yerel mahkemece, parti başkanına verilen dilekçede yer alan hususların halka karşı aleniyet oluşturmadığının hükme gerekçe gösterilmesi sorumluluk hukuku ilkelerine aykırıdır. Öte yandan dilekçenin bir şikayet merciine hitaben yazılmadığı, parti başkanının şikayet konusu olaylar hakkında yasal soruşturma mercii olmadığı gözönüne alındığında, dilekçe verilmesinin Anayasadaki şikayet hakkı kapsamında değerlendirilmiş olması da somut olaya uygun düşmemiştir.
Davaya konu edilen dilekçede; davacı belediye başkanının şahsi çıkarlarını gözettiği, belediyeyi tüccar mantığıyla yönettiği, yasal yetkilerini çıkarı doğrultusunda kullandığı,yolsuzluk ve usulsüzlük yaptığı yazılıdır. Dosyadaki bilgi ve belgeler itibariyle belirtilen hususların doğruluğu davalılarca kanıtlanamadığına göre anılan sözlerin davacının kişilik hakkına saldın teşkil ettiği kabul edilmelidir.
O halde mahkemece yapılacak iş, davalıların sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken somut olaya ve uyuşmazlığa uymayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.4.2000 gününde, ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.