 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/3-1341
K : 2000/1584
T : 01.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.4.1999 gün ve 1997/54 E. 1999/17 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 16.9.1999 gün ve 1999/7639-9631 sayılı ilamiyle; (...Davacı 15.7.1997 tarihinde açtığı dava ile;davalılar ile (25) senedir paydaş oldukları (90) parça taşınmazdaki çaylık gelirinin ve diğer gelirlerin davalılar tarafından alındığını beyanla, son (5) yıllık ecrimisil bedeli (500.000.000) liranın tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, (3) dönüm çaylık dışındaki çaylıkları kendilerinin yaptığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; tapu kayıtlarında çaylık geçen yerlerin aksine olan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği belirtilerek davacının kabul ettiği ilk bilirkişi raporu gibi kısmen (137.472.957) liranın kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu taşınmazlardan bir kısmının davalılar tarafından çaylık hale getirildiği savunulmasına, tarafların ortak seçtiği mahalli bilirkişinin de savunmayı doğrular şekilde beyanda bulunmasına göre, davaya konu yerlerin tapulama tutanakları getirtilerek, tarafların ortak murisi Kadir Y...'ın vefatından önce düzenlenmişse de bu tutanaklardaki beyanlar; eğer vefattan sonra düzenlenmişse mahalli bilirkişi ve davalı tanık beyanları dikkate alınarak murisin sağlığında çaylık hale getirdiği yerler net olarak saptanıp muris zamanında çaylık olmayan yerler içinde intifadan men şartının gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılarak murisin sağlığında çaylık olan yerler ile çaylık olmayıp da intifadan menin gerçekleştiği taşınmazlar yönünden davacıya düşecek ecrimisil miktarı için bilirkişi incelemesi
yaptırılarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
l)Ecrimisil, hak sahibi zilyedin, kötüniyetii zilyedden isteyebileceği bir tazminattır (M.K.mad. 508).
2)Her paydaş, diğer paydaşın yararlan ile bağdaşmak şartıyla müşterek maldan istifade edebilme ve onu kullanabilme hakkına sahiptir. Bundan ayrı olarak müşterek ve iştirak halinde mülkiyette her paydaşın doğal ve hukuksal semereden payı oranında yararlanma yetkisi bulunmaktadır.
3)Doğal ve hukuksal semereden pay istemek için hiçbir veçhile faydalanmadan engellenme (men edilme) koşulu aranmaz.
Yukardaki ilkelerin uygulanabilmesi için davaya konu taşınmazın doğal semere verecek bir duruma ya müşterek muris ya da davacı tarafından getirilmesi zorunludur. Aksi takdirde davalının taşınmazı semere verir bir hale getirmesi için harcadığı gider ve sarfettiği emekten dolayı tazminatla sorumlu olacaktır ki, bunu kabul etmenin olanağı bulunmamaktadır.
4)Müşterek ve iştirak halindeki mülkte paydaşların doğal ve hukuksal semerelerden aynen ya da nakden pay isteme hakları dışında, her paydaşa şeyi eylemli olarak kullanma yetkisi de tanınmıştır. Fakat bu yetkinin ölçüsü, diğer paydaşların kullanma hakkına tecavüz etmemektir. O halde bir paydaş paylı taşınmazdan, öbür paydaşların kullanmasına engel olmadığı sürece kendisinden ecrimisil (işgal tazminatı) istenilemez.
Yukarıdaki bilgilerin ışığı altında sorunun çözümüne gelince:
Davalılar davaya konu taşınmazların bir kısmını (çaylık) yapmak suretiyle semere verir hale kendileri tarafından getirildiğini savunmuşlardır. Bu savunma üzerinde hiç durulmamıştır. O halde mahkemece öncelikle davaya konu yerlerin tapulama tutanakları getirtilerek tarafların ortak murisi Kadir Y...'ın vefatından önce düzenlenmişse bu tutanaktaki beyanlar dikkate alınarak sonuca gidilmelidir. Zira muhdesatın kadastro tutanağında ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi, eylemli durumun belirtilmesi anlamına gelmekte olup ispat bakımından önem taşımaktadır. Tutanaklar murisin vefatından sonra düzenlenmişse yerel bilirkişi ve davalı tanık beyanları dikkate alınarak murisin sağlığında çaylık hale getirdiği yerler net olarak saptanmalıdır. Muris zamanında çaylık olmayan yerler için ise davalının intifadan men edilip edilmediği hususu araştırmak gerekir.
Yapılan bu araştırmadan sonra murisin sağlığında çaylık olan yerler için intifadan men konusu araştırılmasına gerek olmaksızın çaylık olmayan yerlerden ise davacının yararlanmadan alıkonulduğu (intifadan men edildiği) taşınmazlar yönünden davacıya düşecek ecrimisil miktarı için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun karar verilmelidir.
O halde; bozma kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere göre; Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 1.11.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.