Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/2-911
K : 2000/941
T : 31.5.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Taraflar arasındaki "çeyiz bedeli tahsili" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 1.10.1998 gün ve 1994/23 E- 1998/118 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 30.4.1999 gün ve 1999/2317-4436 sayılı ilamiyle; (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının ziynet eşyasına dayanan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalının temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve. mevcut oldukları anlaşılan karyola, gardrop ve yatak-yorganla ilgili temyiz itirazları yersizdir.
b)Davalı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
Mevcut olan eşyalar hakkında zamanaşımı mülkiyet hakkına dayanılması nedeniyle uygulanamaz. Ancak, mevcut olmayan ve bu sebeple sadece tazminat istenebilecek eşyalar hakkında ise istek sebepsiz zenginleşmeye dayandığından Borçlar Kanununun 66.maddesi gereğince zamanaşımı süresi bir yıldır. Borçlar Kanunun 132/3.maddesine göre, evliliğin devamı süresince zamanaşımı işlemez. Taraflar 12.11.1992 günlü kesinleşen ilamla boşanmışlar bu dava 2.2.1994 de açılmıştır. Karyola, gardrop ve yatak, yorgan dışındaki eşyaların mevcut olmadıkları anlaşıldığına göre bu eşyaların bedel davası yönünden zamanaşımı defi hakkında bir değerlendirme yapılması, öncelikle karar verilmesi gerekirken (HUMK. 221) yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir..
TEMYİZ EDEN  : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk   Genel   Kurulu'nca   incelenerek   direnme   kararının   süresinde   temyiz  edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, 22.7.1990 tarihli çeyiz senedinde yazılı ; yün yatak, formika karyola, yatak odası
takımı, koltuk takımı, buzdolabı, fırınlı ocak tüplü, renkli televizyon, el dokuma halısı, yün kırlent, karyola takımı, somya halısı, taban halısı, ütü masası, radyolu teyp, bakır sini, alüminyum kap, cam bardak, çay takımı, duvar saati, elektrikli saç, battaniye, buharlı ütü, yapık dolabı, çay tepsisi, pasta takımı, ayakkabı, hamam takımı, nevresim takımı, karyola takımı, iç çamaşırı, onluk havlu, naylon çorap, seccade, yelek, patik, yün çorap, yolluk karyola takımı, bayan buluz, perde takımı, iç fanila, karyola takımı, işlemeli oda takımı, işlemeli pano, ayan elbisesi, masa örtüsü, dantel örgü, örgü paspas, adana altın burma(12 adet) , altın zincir (2 metre), altın uzay yolu, damat takımı ve sandık eşyalarını davalı eşinin boşanmalarından sonra iade etmediğini öne sürerek aynen iadesine olmadıklarını takdirde dava tarihindeki bedeli 146.000.000 TL. sının yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 5.10.1992 yılında verilen kararla davacı ile boşandıklarını kararın kesinleşme
tarihinden dava tarihine kadar, BK.nun 61.maddesince l yıllık haksız iktisap zamanaşımının
dolduğunu, eşyaların davalı tarafından alınmayıp kendisi tarafından alındığın! ve davacı tarafından da götürüldüğünü, bu durumun Kayseri 3.Sulh Hukuk mahkemesinin 1993/27 D.iş
sayılı delil tespiti dosyası ile belirlendiğini savunmuş davanın reddini dilemiştir.
Uyuşmazlığın çözümüne "Mülkiyet Hakkı"nın konumu, doğrudan etkili olması nedeniyle
ilkin bu hakkın ve bu hakka dayanan davaların hukuki statüsünü belirlemekte yarar görülmüştür.
Mülkiyet hakkı ayni hakların en önemli tipi olup, en geniş yetkilen  kapsayanıdır ve
devamlı haktır. Anayasanın "Temel Haklar ve Ödevler" başlığını taşıyan ikinci kısmın, "Kişinin Hakları ve Ödevleri"  başlığı altında, ikinci bölümde yer alan 35.maddenin 1.fıkrasında herkesin mülkiyet ve miras-hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra, ikinci fıkrada, bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceğine yer verilmiştir.
Malik, mülkiyete konu olan şeyde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir, şeyi haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabilir ve her türlü haksız müdahalelerden
korunmasını isteyebilir. (MK.Md.618)
Görüldüğü üzere, bu hüküm, tasarruf özgürlüğünün, 3.kişilerde ihlal edilmesi halinde uygulanacak yaptırımın bir ifadesidir.
MK.618/2   maddesi   mülkiyet hakkının  yaptırımı  (müeyyidesi) olarak  iki  dava  türünü
öngörmüştür,
1-İstihkak davası
2-Müdahalenin meni davası
İstihkak davası, malın vasıtasız zilyetliğine sahip olmayan malikin, doğrudan doğruya
mülkiyet hakkına dayanarak, şey üzerindeki zilyetliğin haklı bir nedene dayanmayan kimseye açtığı hakedişi belirleyen bir eda davasıdır. Davanın sonunda, menkul mallarda teslime, taşınmaz mallarda ise tahliyeye bağlanan edaya karar verilir.
İstihkak davası bir ayni hakka (mülkiyete) dayandığı için tipik bir aynı davadır. O nedenle zamanaşımına uğramıyacağından asla duraksanamaz.
Bir davada dayanılan maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa
maddeleri bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HUMK.76) Davada asıl talep dava konusu eşyaların aynen iadesidir. Daha sonra belirtilen "aynen olmadıkları takdirde dava tarihindeki bedellerinin tahsili" sözcüğü asıl talep olan, aynen iadenin bir uzantısı ve ikamesi konumundadır. Öyleki bu sözcüğün kullanılması aynen iade isteminin başka bir söyleyişle "Ayın talebinin" hukuki niteliğini etkileyip onu ortadan kaldırıcı, bölücü bir sonuç yaratıp ayrı bir istem şekline dönüştürmez.
İİK.24.maddesince, hükmolunan menkul malın değeri ilamda yazılı ise bu değer ayrıca icra emri tebliğine lüzum olmaksızın haciz yoluyla borçludan tahsil edilir. Hükmolunan menkul malın değeri ilamda yazılı değilse, o zaman malın değeri icra müdürü tarafından tespit ve takdir edilir. Daha sonra alacaklı, borçlu ve diğer ilgililerin bu kıymet takdirini şikayet haklarına ilişkin prosödür devreye girer ve tetkik mercii hakimliğince karar verilir. Arkasından temyiz aşaması gündeme gelir. Görülüyor ki, mülkiyet hakkına sahip davacı (alacaklı) isteminde; hakkının bir an önce sağlanması amacını düşünerek, salt malın değerinin ilamda belirlenmesini istediği, böylece ilamda malın değerinin yazılmaması durumunda, anılan hüküm gereği icra müdürünün malın değerini tesbit işlemine başvurmamasını önleyerek, alacağın kolaylıkla tahsil edilmesini; diğer bir anlatımla İİK.24.maddesi anlamında bir uygulama amaçladığının kabulü gerekir. Esasen bu tür davalarda, asıl olan borçlu (davalı) için, malı teslim suretiyle borcundan kurtulmasıdır. Gerçekten de; İİK.24.maddesi hükmünce asıl olan davacının aynen tahsil isteme olanağının varlığı gözden kaçıramadığında, aynen iadeye yönelik amaç ve istem dışına çıkılarak mülkiyet hakkını örseleyici hukuki sonuçlara yönelinmesi kabul edilemez (HUMK.Md.74).
Şimdiye değin açıklamaların ışığında kısaca denilebilirki dava da, asıl talep aynen iadedir. O nedenle dava hukuksal nitelikçe mülkiyet hakkına dayalı istihkak davasıdır ve zamanaşımı sözkonusu değildir. Şu durum karşısında yerel mahkeme kararı usule ve yasaya uygundur. Ne varki işin esası yönünden Dairece inceleme yapılmadığından dava dosyası Yargıtay Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı direnme kararı yerinde ise de, işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE, gönderilmesine,31.5.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini