 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/2-719
K : 2000/747
T : 5.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "iştirak nafakası" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edime Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.4.1999 gün ve 1998/25- 1999/129 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2.7.1999 gün ve 1999/7623-7750 sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Nafakanın tezyidi talep edilen tarafların çocuğu 5.4.1980 doğumlu olup karar tarihinde reşittir. Bu sebeple çocuğun reşit olduğu tarihle sınırlı olarak nafakanın tezyidine karar verilmesi gerekirken devamlı nitelikte tezyide karar verilmesi doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, MK. 148/2 maddesine dayalı iştirak nafakasının artırılması isteğine ilişkindir.
Küçük Gökçe Bahar E...'a velayeten annesinin vekili tarafından açılmış olan davanın
yargılaması sırasında Gökçe B...'ın reşit olması nedeniyle aynı vekil tarafından ondan vekalet alınarak dava sürdürülmüştür. Dava dilekçesinde yer alan talep açıkça iştirak nafakasının artırılması olup, dava aşamasında da ne duruşma zabıtlarına yansıyacak şekilde sözlü ne de yazılı olarak bu talep dışında bir nafaka talebinde bulunulmamıştır.
Mahkemece; talep edilen 40.000.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, davacı olarak küçük adlandırılarak gerekçede ve hüküm fıkrasında iştirak nafakasının artırılmasına karar verildiği açıklanmıştır.
Özel Daire; "Nafakanın tezyidi talep edilen tarafların çocuğu 05.04.1980 doğumlu olup, karar tarihinde reşittir. Bu sebeple çocuğun reşit olduğu tarihle sınırlı olarak nafakanın tezyidine karar verilmesi gerekirken devamlı nitelikte tezyide karar verilmesi doğru görülmemiştir." Gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Mahkeme; önceki gerekçelerini tekrar yanında "müşterek çocuk Gökçe Bahar E...' in 18 yaşını doldurduğu tarih olan 05.04.1998 tarihine kadar iştirak nafakası , bu tarihten itibaren yardım nafakası olarak davalıdan 40.000.000 TL nafakanın alınarak davacıya verilmesi gerekmektedir." Gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Kural olarak evlilik içinde "çocukların münasip vechile iaşesi" kocaya ait görevdir.,(MK.md.152)
Boşanma ve ayrılık vukuunda , hakim ana babayı dinledikten sonra hakkı velayetin kullanılmasına ve ana baba ile çocukları arasındaki şahsi münasebetlere dair iktiza eden tedbirleri ittihaz eyler. (MK.md.148/1)
"Çocuğun iaşe ve terbiyesine muktazi masraflar ...ana babaya terettüp eder." (MK.md.261) "Çocuklar kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile mükelleftir." (MK. mad.148/2)
Görüldüğü gibi boşanmış eşlerden velayet kendisine verilmiş olan eş evvel emirde çocuğun infak ve terbiye masraflarını karşılamak yükümlülüğü altındadır. Velayet kendisine verilmeyen eşin sorumluluğu ise buna iştirakten ibaret olup, borcu kendisine velayet verilen eşe karşıdır. Diğer bir deyimle iştirak nafakasında alacaklı olan velayet kendisine bırakılan eş olup, çocuk değildir. Çocuğun reşit olmadığı dönemlerde velayet kendisine verilmeyen babanın borcu, velayet kendisine verilen anaya iştirak nafakası ödemek olup, reşit olmayan çocuğun Medeni Kanunun 8. maddesi çerçevesinde ne iştirak nafakası ne de yardım nafakası için dava açma ehliyeti bulunmadığı gibi, o dönem için velayet kendisine bırakılmayan eşin nafaka borcu da çocuğa karşı olmayıp, velayet kendisine bırakılan eşe karşıdır. Reşit oluncaya kadar nafaka davasında çocuğun sıfatı yoktur.
Ayrıca; her dava açıldığı andaki hukuki duruma göre karara bağlanır ve mahkeme istisnai haller dışında talepten fazlaya hükmedemez. İştirak nafakası ve yardım nafakası ayrı dava türleri olup, dava açma ehliyeti iştirak nafakasında sadece velayet kendisine verilen eşe ait iken, yardım nafakasında yardıma muhtaç olan talep sahibidir.
Somut olayda; Dava tarihinde annenin velayeti altında olan tarafların ortak çocukları için
verilmekte olan iştirak nafakasının artırılması annenin açtığı dava ile istenmiş olup, yargılama devam ederken ortak çocuk reşit olmuş ve vekaletname vererek davayı asil olarak sürdürmüştür. Ancak küçüğün reşit olmasından sonra onun vekili olarak hareket eden vekil ne yazılı ne de duruşma zabıtlarına yansıyacak şekilde sözlü olarak açıkça yardım nafakası talebinde bulunmadığı gibi asilin de böyle bir talebi yoktur.
Bu durumda mahkemece ; çocuğun reşit olma tarihine kadar iştirak nafakasının artırılmasına hükmedilmek gerekirken devamlılık arz edecek şekilde ve talepte bulunulmadığı halde talep aşılarak "reşit olma tarihinden sonraki kısmın yardım nafakası olduğu ifade edilmek suretiyle" önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 5.4.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.