 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/2-1228
K : 2000/1288
T : 18.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "babalık" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Simav Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.10.1999 gün ve 1999/274-380 sayılı kararın incelenmesi davalılar Ali ve Mustafa Ö... tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 11.2.2000 gün ve 1999/14342 E. 2000/1586 K.sayılı ilamiyle; (.....Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmıyacak (M.K:301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak davalının kurtuluş beyinesi olan her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır. Ölü olması nedeniyle baba olduğu iddia edilen kişinin kemik dokuları anne ve çocuğun kan grupları da alınarak Adli Tıp Kurumunda bir inceleme yapılmışsada bu yeterli değildir. Davacı çocuk ve davalının ALYUVAR (ERİTROSİT) ANTİJENLERİ (ABO,Rh (CDE,cde), MNSs, Duffy (Fya Fyb) Kidd (Jka, Jkb), Keli (Kk); LOKOSİT ANTİJENLERİ (HLA-A), (HLA-B), (HLA-C), HLA-DR), (HLA-DQ); ALYUVAR (ERİTROSİT) ENZİMLERİ (Adenozin Dezaminaz, Esteraz D.fosfoğlukomutaz, gliyoksalaz (I), Adanilat Kinaz, Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz, Alanin fransaminaz, Eritrosit asit fosfotaz (LAP); SERUM PROTEİNLERİ (Heptoglobin, Hemaglobin ve Transferrin) testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu iddia olunan kişinin %99,73 oranından daha az ihtimalle baba olabileceği belirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz (Ca II) Peptidaz A, Gm, levis araştırması ve karşılaştırılması ile sonuca gidilmelidir. Davalının baba olamayacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep birlikte taktiri gerekir. Ancak Adli Tıp Kurumuncu Itkad Q AIL drl, G Y pa, HBGG D7 88 GC faktörleri incelenerek tanzim edilen raporda Mehmet Yalçıngöz Sarının %97,653 oranda baba olabileceği bildirilmiş diğer faktörlerin niçin incelenmediği konusunda bu açıklık getirilmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş Adli Tıptan diğer faktörler de incelenerek görüş bildirilmesinin istenmesi bu tıbben mümkün değilse nedeninin sorulması, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Bu yön gözönünde tutulmadan eksik tahkikatla karar verilmesi doğru değildir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda:mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar Ali ve Mustafa Ö...
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar Ali ve Mustafa Ö...'nın temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.10.2000 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
1- Dosya arasındaki nesebin reddi davasında dinlenilen tanıklar Mete B... ile Yusuf K... "Tarafların beş yıldır ayrı olduklarını, davalı kadının Simav'da komşusu olan Mehmet Ö... ile iki senedir birlikte yaşadıklarını, Gönül'ün Mehmet'ten olma Mehmet isimli çocuklarının olduğunu" bildirmişlerdir.
Bu dosyanın kararının gerekçesinde de "Dosya kapsamına göre, davacı Rıza ile davalı Gönül'ün 27.10.1985'de evlendikleri, son beş yıldır ayrı yaşadıkları, davacı Rıza'nın, Serap adlı bir kadınla yaşaması sonucu Sabire Ş... adlı 1990 doğumlu kızı olduğu, davalı Gönül'ün de Mehmet Ö... adlı kişi ile beraber yaşaması nedeniyle Mehmet adlı diğer davalı olan 1995 doğumlu çocuğun doğduğu, babası Mehmet'in doğumdan bir ay önce öldüğü anlaşılmış, bu nedenlerle, davalı Mehmet'in nesebinin reddine karar vermek gerekmiştir" denilmiştir.
Dairenin ikinci bozması; bu kararın kayyuma tebliği ile kesinleşmesinin sağlanması yönünde olmuştur.
Bu dava, babalık davası yönünden kesin hüküm olmasa dahi, kuvvetli delildir. Zira bu davada çocuğun babasının Mehmet Ö... olduğu dile getirilerek, çocuğun nesebinin reddine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.
2- Taraflar arasındaki babalık davasında dinlenilen ve bilhassa muris Mehmet Ö...'nın yakın akrabaları da olan tüm şahitler Mete B... Naciye B..., Şermin B..., Ali Ö..., Mustafa Ö..., Çetin K..., Vedat Y..., "... İmam nikahlı olarak Simav'da beraber yaşamaya başladılar. Hatta konuştuğumuzda, Rıza'dan boşanmasını ve kendisi ile evlenmesini Mehmet Ö...'nın söylediğini, Gönül'den çocuğu olacağı için bir an önce boşanmasını istediğini, ancak boşandıktan bir süre sonra murisin öldüğünü, Gönül ve Mehmet'in 8-9 ay kadar ölümünden önce başlamak üzere beraber oturduklarını, birbirlerine gidip geldiklerini, çocuğun Mehmet Ö...'dan olduğunu bildiklerini, beraber yaşamaya başladıktan sonra kadının karnının büyümeye başladığı, dini nikahlarını kıydıklarını, murisin oğlu davalı Mustafa'nın gelerek kendisini aldığını, çocuğa babasının ismi olan Mehmet ismini koyduğunu, çocuğun ve kadının halen murisin evinde oturduklarını, murisin kalp hastası olduğunu, doğuma 15 gün kaldığını, görüp göremeyeceğini bilemediğini söylediğini" belirtmişlerdir.
Görülüyor ki tüm şahitler açık ve net olarak çocuğun muris Mehmet Ö...'dan olduğunu bildirmişlerdir. Kadının iffetsizliği hiçbir aşamada dile getirilmemiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporda da çocuğun %97.653 oranında Mehmet Ö...'dan olduğu açıklanmıştır. Rapor ve şahitler de birbirlerini teyit etmişlerdir. Şüpheli hiçbir sebep yoktur. O nedenle yeniden DNA testi yaptırmaya bu davada gerek yoktur.
3- Yargıtay özel Dairelerinin ve zaman zaman da Hukuk Genel Kurulu'nün kararlarında ve bozma nedenlerinde gösterdiği "En az masraf ve en çabuk şekilde neticeye gitmek gerekir." gerekçesinin bu davada gözarda edildiği gözlenmektedir. Çocuk okul çağına gelmiştir. Hala nüfusta baba hanesi boştur. Korkulurki çocuk büyüyüp ileride çok önemli bir mevkiye geldiğinde de babası henüz tespit edilememiş olsun. DNA tespitini yapan hastane çok az olduğu gibi büyük masraf da gerektirmektedir. Tahminen istenen testin maliyeti iki buçuk milyar ile üç milyar arasındadır. Ev kadını olan davacı bu parayı temin edemezse ve kesin sürede de yatıramazsa ne olacaktır? Hakim, dosya çok açık olduğundan, davayı red edemeyecektir. Bozmaya uyduğundan kabul de edemeyecektir. Yapacağı tek şey kalıyor, masrafın Hazineden karşılanması. Bunun için Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazacaktır. Simav gibi küçük bir ilçenin yıllık suçüstü ödeneğinin çok cüzi olduğu düşünülürse, Savcılığın tüm ödeneği bu dosyaya harcaması tabii ki düşünülemez. Zaten otopsi için tuttukları vasıtaların paraları ödenemezken, bu dosyaya ödeneğin tümünün harcanmayacağı da bir gerçek olduğundan dosya hiç gereği yokken uzun yıllar sürüncemede kalacaktır.
4- Yargıtay ilgili Özel Dairesi, birinci bozmasında "hüküm infazı kabil olmayacak şekilde kurulduğundan", ikinci bozmasında "Nesebin reddinin kayyuma tebliği ve bu kararın sağlanması" gerektiği vurgulanmıştır. 3. bozmada ise iki bozmada olmamasına karşın DNA tespiti dile getirilmiş, zaman kaybına neden olunmuştur. Eğer direnme kararı bozulursa, bundan böyle ilgili Özel Daire, dosya ne kadar açık ve net olursa olsun bu tür davaları DNA testine bağlayacak ve bozacaktır. Bu durumunda mahsurları yukarıda açıklandı.
5- Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı tarafından ikinci görüşmeden önce üyelere dağıtılan Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bu dosya ile hiçbir ilişkisi yoktur. Zira o kararda tarafların birlikteliği şüphelidir. Beraber yaşamadıkları bir gerçektir. O nedenle DNA testine gidilmiştir. Bizde şüpheli durumlarda DNA testi yaptırılmasını istiyoruz ve buna karşıda değiliz. Ancak olayımızda hiçbir şüphe yoktur. Üstelik rapor ve dosya muhteviyatı birbirini doğrulamaktadır. Her olayda DNA testine gidilmesi yukarıda açıklanan nedenlerle esasın şekle boğdurulması olur.
Bir örnek vermek gerekirse; sayın kurul üyeleri, elinizde birer adet siyah tükenmez kalem olsa ve bana gösterseniz bunun siyah tükenmez kalem olduğunu bildirseniz, ben de sizlere ispat edin desem, ne dersiniz? İşte elimizdeki dava siyah tükenmez kalen kadar açık ve nettir, ilgili Özel Daire gerek mahkemeye ve gerekse sizlere ispat edin demektedir. Açık ve net olan bir hususun, ayrıca, bir de DNA testi ile ispatlanmasına gerek yoktur. Açıkladığım nedenlerle, çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.