 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/21-746
K : 2000/784
T : 12.04.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "teshil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4.İş Mahkemesince talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 29.9.1999 gün ve 1999/1196 E-1463 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 3.11.1999 gün ve 1999/7886-7844 sayılı ilamı ile; (... l-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, nitelikçe, yurtdışında geçen ve 2147 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanmanın geçerli olduğunun saptanması ile 24.12.1998 tarihli tahsis dilekçesi nazara alınarak, 1.1.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir. Davacının 2147 sayılı Yasa uyarınca süresinde yurtdışında geçen sürelerini borçlandığı, primlerini ödediği ve yöntemince, tahsis talebinde bulunduğu, dava açıldığında ve sonrasında, davacıya Kurumca yaşlılık aylığı bağlanmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, 2.8.1999 gün 552968 sayılı yazının, yaşlılık aylığı bağlandığı şekilde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hükme dayanak alınan 2.8.1999 gün 552968 sayılı yazıda; davacının 1.1.1999 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının bildirildiği, yaşlılık aylığının bağlandığının bildirilmediği yazı içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacıya yaşlılık aylığı bağlayacak Kurum ünitesinin ise, yurtdışı İşçi Hizmetleri Dairesi Başkanlığı olmayıp, Tahsisler Daire Başkanlığı olduğu yönü ise tartışmasızdır. Hal böyle olunca; 2.8.1999 gün 552968 sayılı yurtdışı İşçi Hizmetleri Daire Başkanlığı yazısının, Tahsis karan olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı açık-seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya \erine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmistir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
l-Davacının talebinin karşılanmış olması nedeniyle bu konu da karar verilmesine ve kararın niteliğine göre taraflara ücreti vekalet tayinine yer olmadığına ilişkin yerel mahkeme kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Özel Daire, davalı kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarını reddederek hükmü davacı yararına bozmuştur.
Hal böyle olunca, temyiz talebi reddedilen davalı yönünden mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan, davalının direnme kararını temyize hakkı yoktur.
O itibarla, davalının temyiz dilekçesi bu nedenle reddedilmelidir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma ilamında açıklanan gerektirici nedenlere göre. Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : l-Davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte yazılı nedenle
REDDİNE,
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile. direnme kararının Özel Daire
bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.4.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.