 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 2000/21-208
K. 2000/220
T. 22.03.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* BEDEN GÜCÜ KAYIP ORANINA İTİRAZ HAKKI ( İşverenin Doğrudan Mahkemeye Başvurması )
* İŞVERENİN BEDEN GÜCÜ KAYIP ORANINA İTİRAZ HAKKI ( Doğrudan Mahkemeye Başvurma Hakkı )
* DOĞRUDAN MAHKEMEYE BAŞVURMA HAKKI (İşverenin Beden Gücü Kayıp Oranına İtirazı )
ÖZET : İşveren, kurumca tespiti yapılan beden gücü kayıp oranına itiraz hakkına sahiptir.
506/m.109,25
DAVA : Taraflar arasındaki "tespit - maluliyet oranına itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 3.11.1999 gün ve 1999/1562-1744 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2.12.1999 gün ve 1999/8753 sayılı ilamı ile; ( ... 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının temyiz itirazlarının tümden reddi gerekir.
2- Davacı temyizine gelince:
Dava nitelikçe kurum tarafından yapılan beden gücü kayıp oranına itiraz davasıdır. Davacı işveren olarak kendisine bu orana bağlı yükümlülük geleceğinden kural olarak itiraz hakkına sahiptir. 506 sayılı yasının 109. maddesinde bu yönde açık düzenleme getirmiştir.
Bu gibi durumlarda işveren doğrudan Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'na başvuracağı gibi mahkemeye uyuşmazlığı getirme yasal hakkı bulunmaktadır. Konu yargı önüne geldiğine göre, uyuşmazlığın daha kısa sürede en az masrafla çözümü yönünden doğrudan mahkemece işin sonuçlandırılması gerekirken davacıya SSK Yüksek Sağlık Kurulu'na başvurması yönünden mehil verilmesi ve davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : 1. Davacı Tedaş vekili, 2. Davalı D. V. vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR
1- Davalı D. V. vekilinin mahkemenin red gerekçesine yönelik temyizi özel dairece reddedildiğinden bu davalı yönünden hüküm kesinleşmiş olup, temyize hakkı bulunmamaktadır. O nedenle davalı D. V. vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 506 sayılı yasanın 25. ve 109. maddeleri karşısında davacı işverenin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1- Hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunan davalı D. V.'ın direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2- Davacı Tedaş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harçlarının geri verilmesine, 22.3.2000 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.