 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/1-877
K : 2000/884
T : 17.5.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 6.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.12.1997 gün ve 1996/457, 1997/1157 sayılı kararın incelenmesi davacı hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin , 22.4.1998 gün ve 1998/4490-5036 sayılı ilamı ile; (...Davacı hazine, dava konusu Kütükçü köyü 99 parsel sayılı taşınmazın 1947 yılında 3116 sayılı yasa uyarınca yapılan orman tahdidinde orman sınırları içerisinde kaldığını, 1976 yılında!744 sayılı yasaya göre yapılan orman dışına çıkarma işleminin idari yargı yerince iptal edildiğini, daha sonra 1988 yılında 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı yasa ile değişik 2/B. maddesi gereğince hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, taşınmazın orman tahdidi içerisinde iken tapulamaca davalılar adına tesbit gördüğünü ileri sürerek iptal ve tescil istemiştir. Davalılar ise, taşınmazın 1952 maki tefrikinde makilik alanda kaldığını, tesbitten bu yana da 30 yıldan fazla süre geçtiğini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazın 1952 de makilik alanda kaldığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de dava konusu taşınmazın tamamının 1946 tahdidinde orman sınırlan içerisinde kaldığı, 3302 sayılı yasaya göre 1989 yılında Hazine adına orman dışına çıkarıldığı, 1952 de yapılan maki tefrikinde makilik olarak ayrılan alanda kaldığı, tapulamaca 1963 yılında senetsizden tesbit gördüğü anlaşılmaktadır. Ne var ki, taşınmazın makilik alan olarak tefrik edildiği 1952 yılından itibaren kadastro tesbitinin yapıldığı, 1963 yılma kadar 20 yıllık zilyetlikle mülk edinme süresinin dolmadığı açıktır.
Hal böyle olunca, davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının "oluşmadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği: anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında
açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aytacıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.5.2000 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.