 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2000/19-1122
K. 2000/1256
T. 11.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tenfiz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 24/03/1999 gün ve 1998/1381 E. 1999/167 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20/12/1999 gün ve 1999/3957-7800 sayılı Hamiyle; ( ... Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 12/07/1996 tarihli sözleşme ile 25.000 ton ekmeklik buğday alım satımı konusunda anlaştıklarını ancak davalının verilen ek süreye rağmen açması gereken akreditifi açmadığını bu suretle oluşan ihtilafın çözümü için tahkim anlaşması gereği GAFTA'nın hakemliğine gidildiğini ve 04/10/1996 tarihinde tahkim işlerine başlandığını ve GAFTA tarafından atanan hakem heyetinin verdiği 25/02/1998 tarih ve 12-121 sayılı karar ile davalı şirketin müvekkiline 883.750 ABD $ tazminatın 16/08/1996 tarihinden itibaren faiziyle ödemesine ayrıca 1970 İngiliz sterlini birlik üye ve hakem ücreti ile 85 İngiliz sterlini hakem atama ücretinin davalıdan tahsiline karar verildiğini bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini belirterek,anılan hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığı gibi yetkisiz temsilci tarafından imzalanan sözleşmede yer alan tahkim şartının da geçersiz olduğunu hakem kararının Türk kamu düzenine aykırı bulunduğunu müvekkilinin hakem önünde usulüne uygun olarak temsil edilmediğini, savunma imkanından mahrum bırakıldığını, tebligatların usulüne uygun yapılmadığından tenfiz talebinin reddi gerektiğini ve ayrıca hakem kararının kesinleşmemiş olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi bulunmadığı, davalının hakem önünde usulüne uygun temsil edilmediği, keza davalının hakem seçiminden haberdar edilmemiş ve savunma hakkından mahrum bırakılmış olduğu ve ayrıca, hakem kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması sebebiyle kesinleşmemiş olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 12/07/1996 tarihli sözleşme ile 25.000 ton ( + %10 ) ekmeklik buğdayın alım satımı hususunun kararlaştırılmış olduğu ancak sözleşmeyi davalı şirket adına imzalayan Melih Birak'ın şirketi temsile yetkili olmadığı bu nedenle sözleşmede yer alan tahkim şartının davalı şirketi bağlamayacağı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olup temsil yetkisi bulunan Tuncer Akoğlan, davacı şirkete keşide ettiği 31/07/1996 tarih ve 19505 sayılı ihtarname ile taraflar arasında 12/07/1996 tarihinde Arjantin Menşeli ekmeklik buğdayın alım satımı konusunda sözleşme yapıldığını kabul ederek, buğday fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle sözleşmenin devamının mümkün olmadığını, ancak sözleşmenin oluşan yeni şartlarla sürdürebileceğini bildirilmiştir. Bu benimseme karşısında taraflar arasında geçerli bir sözleşme ve tahkim şartının bulunmadığı yolundaki mahkeme kabulü isabetli değildir.
O halde mahkemece bu yön gözetilerek sözleşmede yer alan "GAFTA" kurallarını içeren belgelerin ve onaylı tercümelerinin,2675 sayılı Yasanın 2 inci maddesi gereğince davacı yanca ibrazının sağlanması ve söz konusu kuralların, tebligatların posta ile yapılmasını geçerli kılıp kılmadığı ve dolayısıyla davalının hakem seçiminden haberdar edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı yolundaki beyanlar üzerinde durularak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Mahkemece,sözleşmeyi imzalayan Mehmet Melih Birak'ın sözleşme ve tahkim şartını kabul etme yetkisinin bulunmadığı, bu konuda özel yetki verilmediği, kamu düzeni nedeniyle BK.nun 388/3 maddesinde özel yetki kuralının zorunlu hale getirildiği, ayrıca asıl sözleşmenin geçerli olmasının sözleşmedeki tahkim şartının da geçerli olduğunu göstermeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, yerel mahkeme aynı gerekçelerle direnmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11/10/2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Gerek doktrinde ( Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1991, Cilt:4, sh. 4001; Dr. Rasih Yegangil, Tahkim, 1974 S: 176; Dr. Yavuz Alangoya,Tahkimin Niteliği ve Denetlenmesi, 1973:93 ) gerekse yargı kararlarında ( Y. 13. HD. 22/04/1993 T. 1/3488 ve Y. 19. HD. 15/11/1995 T. 9108/9685 sayılı kararları ) tahkim sözleşmesinin esas sözleşmeden bağımsız olduğu kabul edilmektedir. Davalıyı temsilen sözleşmeyi imza eden Melih Burak'a "...özel ve tüzel tüm kuruluşlar nezdinde temsile..." yetki verilmiştir. Bu kişinin ana sözleşmeyi oluşturmak bakımından yetkisiz olduğu söylenemez. Ana sözleşmede taraflar uygulanacak hukuku seçmişler,olaya İngiliz Hukukunun uygulanacağını açıklamışlardır. Öte yandan 2675 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca da İngiltere'de düzenlenen bu sözleşmenin tahkime ilişkin bölümünün geçerli olup olmadığını İngiliz Hukukuna göre çözmek gerekir. Dosya arasında bu yönde bir araştırma yoktur. Uygulama alanı bulunmayan HUMK. 63. maddesi uyarınca özel yetkisi olmayan vekil tarafından kabul edilen tahkim şartının geçersiz olduğunu kabul eden mahkeme kararını doğru bulan çoğunluk kararına katılmıyorum.