 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2000/19-1074
K. 2000/1126
T. 5.7.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat ve menfı tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 4.11.1998 gün ve 1997/357 E. 1998/980 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.9.1999 gün ve 1999/4504 E. 1999/5230 K. sayılı ilamiyle; ( ...Davacılar vekili, dava dışı Wug Bautrzeger GMBH ile, yine dava dışı AWS Schumacher Gmbh. şirketleri arasında arsa satışı ile ilgili olarak yapılan sözleşmenin teminatı için dava dışı Arap Bankacılık A.Ş. tarafından AWS şirketi lehine 1.900.000 DM.'lık, koşullu ve süreli olarak ve davalı bankanın kontrgarantisi ile teminat mektubu verildiğini, müvekkillerinin de davalı banka ile Wuğ Şirketi arasında imzalanan garanti sözleşmesinin keiılleri olduğunu lehdar AWS.nın taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine teminat mektubunun nakde çevrilmesi için Arap Bankacılık A.Ş.'ye başvurulduğunu, Arap Bankasının teminat mektubu bedelini Esbank'tan talep ettiğini, Esbank'ında müvekkillerinin bankadaki hesaplarına el koyduğunu davalı bankanın henüz Arap Bankasına bir ödeme yapmadığını müvekkillerinin hesaplarına el koymasının haksız olduğunu bu nedenle mevduata elkonulmasının önlenmesini, elkoyma sonucu oluşan zarardan şimdilik 110.000.000 TL.'sının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava dışı Wug Gmbh şirketine davacıların kefaleti ile kredi kullandırıldığını, bu kredi çerçevesinde müvekkili bankanın kontrgarantisine istinaden Arap Bankacılık A.Ş.'nin 25.6.1997 vadeli 1.900.000 DM.'lık teminat mektubunun düzenlendiğini, Arap Bankasının kontrgaranti süresince müvekkili bankadan ödeme talebinde bulunduğunu ve müvekkili bankanın yurt dışındaki hesaplarına bloke koyduğunu, Arap Bankası ile Almanya'da bu konuda açılmış davanın bulunduğunu ancak her an bahse konu parayı ödeme tehdidi altında bulunduklarından kredi sözleşmesinin 9. maddesinin müvekkiline verdiği yetkiyi kullanarak kefıllerin mevduatları üzerinde hapis hakkını kullandıklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada ise, davalı bankaya 2.215.000 DM borçlu bulunmadıklarının tespiti talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, davalı bankanın kredi sözleşmesinin 9. maddesi hükmü uyarınca davacı keiıllerin mevduat hesaplarına bloke koyma hakkına sahip bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılama sırasında dava dışı Arap Bankacılık A.Ş. ile davalı banka arasında teminat mektubunun tazmini istemiyle Almanya'da açılan davanın devam ettiği ileri sürülmüştür. Ankara 6. Ticaret Mahkemesi'nce verilen kararın temyiz incelemesi yapıldıktan sonra, Almanya'da görülen davanın davalı Esbank lehine sonuçlandığı ve Arap Bankası'nın davasının reddedildiği karar düzeltme dilekçesine eklenen tercüme edilmiş karardan anlaşılmaktadır. Almanya'da açılan dava sonunda kurulacak hükmün görülmekte olan davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle söz konusu kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken, mahkemece bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekirken ilamda yazlı gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacılar vekilinin HUMK. 440. maddesine uygun bulunan karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kural olarak, öncelikle belirtelim ki; bir yabancı mahkeme kararı ancak aynı taraflar arasında aynı konuda ve aynı dava sebebiyle ve tanınması koşulu ile kesin delil sayılır. Tanınmamış bir karar ancak ve sadece kendisinde tesbit edilen hususları için bir delil olarak diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekir. Sadece ona dayanılarak hüküm kurulamaz. Yine tanınmıyan bir mahkeme kararı içeriğinde yer alan hususların doğruluğu bakımından da bir ispat değeri taşımamakla beraber Usul Kanununun 296. maddesi uyarınca muhtevasının belirli bir zamanda yabancı bir mahkemenin kararına konu teşkil ettiğini ispat eden resmi bir vesikadır. ( Bkz. Ergin Romen, Devletler Hususi Hukuku 9. Bası 1998 sayfa 383, dip not 236, ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.6.1989 tarih 1989/2-337 Esas, 1989/436 Karar, A.B.D.5.1989 )
Yabancı mahkemedeki ihtiyati haciz prosedürü alanında yürüyen davanın tarafları Esbank ile Arap Bankacılık A.Ş. arasında olup bu dava ile taraf birliği bulunmamaktadır. En önemlisi Esbank ile Arap Bankacılık A.Ş. arasında salt kendilerine münhasır hukuki ilişki yönünden dava türünde değil ihtiyati haciz konusu altında uyuşmazlık sürmektedir. O nedenle konu birliğinden de sözedilemez. Kaldı ki yabancı mahkemece henüz verilmiş ve sonuçları hükme bağlanmış hukuki hayatiyet kazanmış yenilik doğurucu ( statü tesis eden ) bir karar veya tasarruf da bulunmamaktadır. Öte yandan yabancı mahkemede derdest durumda olan bir davada, yabancı mahkemenin maddi ve hukuki nitelendirmeleri, kanun yollarından geçerek kesinleşmedikçe, tarafların Türk mahkemesinde delil olarak dayanılmaz ve bunun doğal sonucu da henüz yargılaması devam etmekte olan dava ön mesele oluşturmaz.
Açıklanan nedenlerle, Dairenin bozma kararına karşı bu yönden yerel mahkemenin verdiği direnme kararı isabetli görülmüştür. Ne var ki işin esası yönünden Özel Dairesince inceleme yapılmadığından dava dosyası Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin direnme kararı yerinde ise de işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 5.7.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.