 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/18-48
K : 2000/38
T : 02.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "irtifak hakkı tesisi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şuhut Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.2.1999 gün ve E.98/210 - K.99/7 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
8.Hukuk Dairesinin 29.6.1999 gün ve E . 99/8243-K.8861 sayılı ilamı ile ...Davacı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, dava konusu taşınmazın davalı tarafından uzun yıllardan beri kullanılıp, vergisinin ödendiğini, söz konusu taşınmaz üzerinde idare adına irtifak hakkı tesis edilmek istendiğini ancak, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunmadığını, 2942 sayılı yasanın 19.maddesi uyarınca davacı idare lehine irtifak hakkı tesisini talep etmiştir. Mahkeme, 2942 sayılı yasanın 19.maddesinde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın kamulaştırmayı yapan idare adına tescilini ve zilyedinin tapuya şerh verilmesini düzenlemekte olup, irtifak hakkı tesisi ile ilgili bir hüküm içermediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
2942 sayılı yasa mülkiyet kamulaştırması hakkında olduğu kadar, irtifak hakkı kurulmasına ilişkin hükümler de içermektedir. Yasanın 4.maddesi kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesis edilebileceğini öngördüğüne göre, mülkiyet kamulaştırmasına ilişkin kuralların kısmen de olsa kıyas yoluyla irtifak kamulaştırmaları hakkında da uygulanması gerekir. Dava dilekçesinde herhangi bir ayırım yapılmadan kamulaştırma yasasının 19.maddesi uyarınca irtifak hakkı tesisi istenmiş olmasına ve dava dilekçesine zilyetlikle ilgili belgenin de eklenmiş bulunmasına göre, davanın, öncelikle 19.maddesinin 1.fıkrası kapsamında
değerlendirilmesinin, istendiği anlaşılmaktadır. 19.maddenin ilk iki fıkrası tapu kaydı bulunmayan taşınmaz mülkiyetinin idare adına tescilini, ayrıca zilyedinin şerh verilmesini öngörmektedir. Bu yöntemin irtifak kamulaştırmalarında da uygulanarak, idarenin zilyed adına hareketle, mülkiyeti tapu siciline zilyed lehine tescil ettirip, üzerine irtifak tesisi imkanı bulunmamaktadır, irtifak tesisi için taşınmazın tapuya kayıtlı olması gerekir. Taşınmaz ada ve parsel numarası aldığına göre, kadastro tesbit çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 19.maddenin üçüncü fıkrasının kıyas yoluyla uygulanarak davalıya, Kadastro Kanunu hükümleri dairesinde tapuya tescil ya da Medeni Kanunun zilyetlikle iktisap hükümleri dairesinde aynı usul ve şekillere göre dava açarak, taşınmaz malı kamulaştırma tarihinde iktisap etmiş olduğunu ispat etmesi için, süre verilmeli ve bunun dava sonucunda tescil gerçekleşirse, tapuda davacı lehine irtifak hakkının tesciline karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma .kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 2.2.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.