 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 2000/16-82
Karar no: 2000/103
Tarih: 16.2.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YARGILAMA GİDERLERİ İÇİN YAPILAN TEBLİGAT (Bilirkişilerin Adları Belirtilmeden ve Tanık Listesi Sunulması İçin İmkan Tanınmadan )
- KESİN SÜRE TANINMASI ( Sürelerin Hangi Tarihten Başlayacağının Belirtilmemesinin Sonuçları )
- SÜRELERİN BAŞLANGICI ( Kesin Süre Verilmesine Rağmen Sürelerin Hangi Tarihten Başlayacağının Belirtilmemiş Olması )
- KEŞİF ( Taraf Tanıklarının Dinlenmemiş Olması )
- YASAL ŞARTLARI TAŞIMAYAN TEBLİGAT ( Sonuç Doğurmaması )
1086/m.163
3402/m.9
DAVA : Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menderes Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.12.1998 gün ve 1997/253 E., 1998/150 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 26.3.1999 gün ve 1999/736-1036 sayılı ilamı ile; ... Kadastro sırasında dava konusu taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacılar, yasal süresi içinde kesinleşmiş mahkeme kararına, tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli parsellerin tesbit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 13.3.1998 tarihli oturumda mahallinde keşif yapılacağından bahisle, davacı vekilinin yokluğunda tanık listesi bildirmek için 10 gün, keşif giderlerinin yatırılması için 20 gün kesin süre verildiği halde, sürelerin hangi tarihten itibaren başlayacağı belirtilmemiştir. Öte yandan, yerel bilirkişilerin adları belirlenmeksizin, davacılara tanık listesi bildirmek üzere olanak tanınmaksızın soyut olarak yargılama gideri için tebligat yapılmasına karar verilmiştir. İşlemlerin niteliği itibariyle yasal şartları taşımayan tebligat sonuç doğurmaz. Kaldı ki, mahkemece kesin süre verilmesinden sonra 26.6.1998 günlü oturumda ara kararından dönülmüş, bu karara karşı Hazine vekili tarafından itiraz edilmemiş ve mahallinde keşfe gidilmiştir. Keşif sırasında yerel bilirkişi dinlendiği halde taraf tanıklarının dinlenmemiş olması da isabetsizdir. Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.2.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.