Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 2000/15-71
Karar no: 2000/116
Tarih: 23.2.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • İSTİSNA (Eser) SÖZLEŞMESİ
  • BORÇ İKRARI (Alacağı Tanıma) İŞLETMEKTE OLAN ZAMANAŞIMINI KESER
  • BORCUN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASINDAN SONRA; BORÇLUNUN DEFİ HAKKINDAN FERAGAT ETMESİ
ÖZET: Dava istisna (eser) sözleşmesinden kaynaklanan "alacak" istemine ilişkindir. Borç ikrarı (alacağı tanıma); ancak. işlemekte olan zamanaşımını keser; farklı anlatımla; zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarı müruruzamanı kesmez. Bu bağlamda da BK. 139. maddesinden söz edilmesi gerekir. Buna göre, müruruzaman definden önceden feragat geçersiz ise de; borcun zamanaşımına uğramasından sonra, borçlu bu defiden feragat edebilir. Zira burada doğmuş bir haktan feragat söz konusudur ve geçerlidir.
O halde; mahkemece yapılacak iş; belgenin yetkili kişilerce düzenlenip düzenlenmediği, davalıyı bağlayıcı olup olmadığı yine alacaklıya yöneltilmiş borç ikrarını havi nitelikte bir belge sayılıp sayılamayacağı delil ve karşı deliller toplanıp tesbit edilmeli, bu nitelikte bir belge olduğu sonucuna varıldığında da; vaki itirazın zamanaşımı defin den zımni (örtülü) feragat anlamına geldiğinin kabulü ile işin esası hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmalı; belge borç ikrarını göstermiyorsa zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir.
(818 s. BK. m. 125, 126/4, 133, 139)
(743 s. MK. m. 2)
 
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Beyoğlu Asliye 1. Ticaret Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 20.10.1998 gün ve 1997/521 E. 1998/430 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.6.1999 gün ve 1999/1595-2732 sayılı ilami ile; (... BK.nın 133/1 .maddesi hükmünce, borçlunun borcu tanıması halinde zamanaşımı kesilir ve kesilmeden itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar (BK. m. 135).
Somut olayda, davacı yüklendiği işin kesin hesabının Federal Alman Cumhuriyeti Milli Emlak İdaresince 1996 Eylül ayında çıkartıldığını, kesin hesap sonucu 1.700.000 DM. Alacaklı bulunduğunun saptandığını ileri sürerek bu tutarın tahsilini istemiş, delilleri arasına Türkçe tercümesi yaptırılmış "Nihai fatura işlemdedir. Düzenleme tarihi; Berlin, 24.9.1996" notu bulunan belgeyi de eklemiştir. Şayet bu belge, davalı yanı bağlayıcı kişilerce düzenlenmiş, delil özelliği olan ve alacaklıya yöneltilmiş, borç ikrarına havi bir belge ise, zamanaşımı kesilmiş sayılacağından, 22.7.1997 tarihinde açılan bu davanın esasının incelenmesi gerekecektir.
0 halde mahkemece taraflardan sözü edilen belgenin niteliği hakkında açıklamaları sorulmalı, bildirirlerse delilleri toplanmalı, gerek duyulursa bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, bununla borçlunun, alacaklıya yönelttiği iradesi ile borcu tanıyıp tanımadığı açıklığa kavuşturulup, zamanaşımı savunması hakkında böylece bir sonuca ulaşılmalıdır. Değinilen yönler üzerinde durulmaksızın, eksik araştırma ve incelemeyle davanın yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirir. Ne varki, Dairemizce yapılan ilk incelemede hükmün onandığı anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebi kabul edilmelidir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı yüklenici şirket vekili; Federal Alman Cumhuriyetinin İstanbul'daki Başkonsolosluk binasının restorasyonu işini üstlenen müvekkili şirketin, Alman Milli Emlak İdaresince 24.9.1996 tarihinde düzenlenen kesin hesap belgesine göre, davalı Devletten 1.700.000 mark alacaklı olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Devlet vekili ise; süresinde, hem zamanaşımı definde bulunmuş ve hem de esastan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme "Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği 21.2.1986 gününden davanın açıldığı 21.7.1997 tarihine kadar olan süre içerisinde BK.nun 126/4. maddesinde öngörülen beş senelik zamanaşımının gerçekleşmiş olduğu" gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Kararın, Özel Dairenin yukarıya metne aynen alınan ilamı ile bozulması üzerine yerel mahkeme "zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılan ikrarın bu süreyi kesmesinin söz konusu olamayacağını" vurgulamak suretiyle ve önceki gerekçeyle ilk kararında direnmiştir.
 
Kararı, davacı yüklenici şirket vekili temyiz etmiştir.
 
Dava, istisna (eser) sözleşmesinden kaynaklanan "alacak" istemine ilişkindir.
 
6763 sayılı Türk Ticaret Kanununun Mer'iyet ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun'un 41 .maddesiyle BK.nun 126.maddesine eklenen 4.bend uyarınca "...müteahhidin kasdı veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar" beş senelik zamanaşımına bağlanmış; ancak ayrık tutulan hallerde, BK.nun 125.maddesindeki on senelik genel zamanaşımının uygulanması amaçlanmıştır.
 
BK. nun 133.maddesirıde zamanaşımını kesen nedenler sınırlama getirmeksizin gösterilmiştir. Bunlardan borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), bu nedenlerden biridir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Borç ikrarının sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin, bu iradeyi alacaklıya yöneltmiş bulunması ve ayrıca zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Gerçekte de borç ikrarı, ancak, işlemekte olan zamanaşımını keser; farklı anlatımla zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının         -kesme yönünden- bir sonuç doğurmayacağından kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu bağlamda BK.139.md.'sinden de söz edilmesi zorunludur.
BK. nun 139.maddesi zamanaşımından feragatı düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, borçlunun zamanaşımı def'ini ileri sürme hakkından önceden feragati geçersizdir. Önceden feragatten amaç, sözleşme yapılmadan önce veya yapılırken vaki feragattir. Oysa daha sonra vazgeçmenin geçersiz sayılacağına ilişkin yasada herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. 0 nedenle borç zamanaşımına uğradıktan sonra borçlu zamanaşımı defini ileri sürmekten feragat edebilir. Zira, burada doğmuş bir def'i hakkından feragat söz konusudur ve hukuken geçerlidir (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, İstanbul 1994c.lll.s.497) Bu feragat; borçlunun, ileride dava açılması halinde zamanaşımı def'inde bulunmayacağını karşılıklı olarak yapılan feragat anlaşmasıyla veya tek yanlı iradesini açıkca bildirmesiyle veyahut bu anlama gelecek iradeye delalet edecek bir işlem yapmasıyla mümkün olabileceği gibi, açılmış bir davada zamanaşımı def'inde bulunmamasıyla veya defi geri almasıyla da mümkündür.
Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya yöneltilen borç ikrarının, zamanaşımı def'inden zımni (örtülü) feragat anlamına geldiği, öğretideki baskın görüşlerle ve yargı inançlarıyla da doğrulanmaktadır. (Andreas von Tuhr, Borçlar Hukuku -Cevad Edege çevirisi-Ankara 1983 Sh.710; Prof.Dr.Kerıan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku Genel hükümleri, istanbul 1976, ah. 1273, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.11.1963 T. 5924-6419 sayılı kararı) Dahası, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun da bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı def'ini ileri sürmesi çelişkili davranış yasağını oluşturur ve MK.md.2.ye aykırıdır. Hukuken korunamaz.
Somut olayda, sözleşmenin feshedildiği 21.2.1986 gününden, gerek Alman Milli Emlak İdaresi'nin 24.9.1996 tarihli kesin hesap belgesinin mahkemeye sunulduğu 7.11.1996 gününe ve gerek eldeki davanın açıldığı 21.7.1997 tarihine kadar olan süre içerisinde, BK.126/4.maddesindeki beş senelik zamanaşımının gerçekleştiği olgusu, mahkemenin kabulündedir ve tartışmasızdır.
Mahkemenin zamanaşımı süresinin dolmasından sonra vücut bulan borç ikrarının BK.nun 133/1 maddesinin özüne ve sözüne uygun düşen zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığına ilişkin kabulü yerindedir. Ne varki, az yukarıda açıklanan hukuki yorum ve esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi kaçınılmazdır.
O halde mahkemece yapılacak iş; anılan belgenin yetkili kişilerce düzenlenip düzenlenmediği, dolayısıyla davalıyı bağlayıcı olup olmadığı yine alacaklıya yöneltilmiş borç ikrarını havi nitelikte bir belge sayılıp sayılmayacağı delil ve karşı deliller toplanıp tesbit edilmeli, bu nitelikte bir belge olduğu sonucuna kavuşulduğundan vaki ikrarın zamanaşımı def'inden zımni (örtülü) feragat anlamına geldiğinin kabulü ile işin esası hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmalı belge borç ikrarını göstermiyorsa şimdiki gibi zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek eksik inceleme ve araştırmayla önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
 
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.2.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • E-satış u yap a girdim. satışa çıkacak ve satışda olan ilanlara tıklayatrak sayfasına girdim buradaki izlemeye al butonu gördüm ve bastım fakat i 
  • 26.04.2024 21:39
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini