 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/14-1127
K : 2000/1195
T : 27.9.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "cebri tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar
Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 9.12.1999 gün ve 1307-1528 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 11.2.2000 gün ve 196-793 sayılı ilamı ile; (...Davacılar , davalı Semiha Olgaç ile aralarında düzenlenen 18.07.1978 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın satışının davalı tarafından vaadedildiğini, bilahare bu taşınmazın Kadastro Mahkemesinde dava konusu olduğunu, o davada satıcı Semiha' nın satış vaadi sözleşmedeki beyanlarının aksine muvazaalı olarak taşınmazın 1/2 payının eşine ait olduğunu, eşinin ölmesi sonucu mirasçılarına intikal ettiğini söylemesi üzerine, Semiha ve çocukları adına tescil
edildiğini belirterek nizalı parselin tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle bu davayı açmışlardır.
Mahkemece, davalı Semiha O... bu nedenle dava açılmadan önce öldüğünden onun hakkındaki davanın reddine, çocukları olan diğer davalıların ise taşınmazda 1/2 pay sahibi olmaları ve herhangi bir şekilde gayrimenkul satış vaadinde sıfatlarının bulunmaması bu satış vaadine dayanılarak cebri tescil talep edilmesinin mümkün olmaması gerekçesiyle onlar hakkındaki davanın da reddine karar vermiş, hükmü davacılar vekili temyize getirmiştir.
Semiha hakkındaki davanın reddi doğru ise de, diğer davalılar da onun çocukları ve mirasçıları olup, dava dilekçesinde davalı gösterilmeleri suretiyle dava açılmış olduğundan ve bunlardan başka mirasçının da bulunmadığı anlaşıldığından, şu duruma göre taraf teşkili tamamdır. Semiha O... ile Kıyas ve Sadiriye T... arasında düzenlenmiş olan satış vaadi sözleşmesi geçerli bir sözleşmedir. Yukarıda açıklandığı gibi taraf teşkili de tamam olduğuna göre bu davanın dinlenme olanağı vardır. Satıcı Semiha' nın malik olduğu taşınmazı davacılara satış vaad etmesinden sonraki tarihlerde Kadastro Mahkemesinde aynı taşınmaz ile ilgili olarak görülmekte olan bir dava sırasında bu gayrimenkulun 1/2 payının eşine ait olduğunu söyleyerek bu şekilde tescilini sağlaması hayatın olağan akışına ve halin icabına terstir. Burada asıl olan mal kaçırma kastıdır. Şu halde, muvazaa olmadığını davalıların ispat etmesi gerekir. Taraf delilleri toplanmalı, diğer delillerle birlikte değerlendirilip, oluşacak duruma göre bir karar verilmelidir. Bunlar yapılmadan, yazılı olduğu şekilde Semiha dışındaki davalılar hakkında da davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek 27.9.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.