 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/13-1839
K : 2000/1849
T : 20.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İTİRAZIN İPTALİ
- BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 27.3.2000 gün ve 177-254 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.hukuk Dairesi'nin 15.5.2000 gün ve 4418-4683 sayılı ilamiyle, (...Davacı, davalının mahkeme kanalıyla yaptırdığı tesbitle bilirkişi olarak görev yaptığını ancak ücretin çok az olması nedeniyle 600.000.000 TL ek bilirkişi ücreti talep ettiğini talebinin 3.1.2000 tarihli hakim karar ile de kabul edildiğini, davalının ise bilirkişi raporunu dosyadan almadığını ücreti de yatırmadığını belirterek bilirkişi ücretinin tahsili için başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali %40 inkar tazminatının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacı bilirkişinin keşif sırasında tesbit edilen ücret ile işin yapılmasının imkansız olduğunu belirtmediğini, yapılması gereken işin sonradan ortaya çıkmadığını, tesbit tutanağında da ek ücretle ilgili herhangi bir talep ve kararın bulunmadığını öne sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı, tarafından temyiz edilmiştir.
İcra takibine dayanak belge mahkeme kararı niteliğinde değildir. Yalın hakim imzasını taşıyan bir belgedir. O nedenle dayanak belgenin bir mahkeme kararı olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur. Delil tesbitinde mahkeme bilirkişi düşüncesine başvurulacak ise bilirkişiye takdir edilen ücret veya ödemesi gereken avans ücret mahkemece saptanır ve tesbit isteyen tarafından saptanan bu ücret mahkeme veznesine makbuz karşılığı yatırılır. Böylece tesbit isteyen kişi tesbit giderinin ne miktara ulaştığını işin başlangıcında bilir. Sonradan bir rakam yazılarak tesbit isteyenin borçlu duruma düşürülmesi usulen mümkün değildir. Öte yandan tesbit sırasında bilirkişiye tesbit dilekçesini verilmiş yapacağı işler anlaşılmış olmasına ve bilirkişinin mesleği gereği yapacağı işin ne nisbette emek ve masrafı gerektirdiğini bilmesinin gerekçesine göre mahkemece önceden tesbit edilen ücretin yeterli olmadığını belirterek, mahkemeden ek ücret talep etmesi bu talebinin mahkemece kabulü halinde de bunun tesbit isteyen huzurunda tesbit tutanağına mahkemece bir karar şeklinde yapılması gerekir. Oysaki mahkemenin tesbit tutanağında bu yönde verilmiş bir kararda yoktur. Böyle olunca da davacının alacağının hukuken var olduğunun kabulü de mümkün değildir. Mahkemece, usulüne uygun olarak verilmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1-Taraflar karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle HUMK.nun 285.maddesinde "Ehlivukuf ücretinin hakim tarafından takdir edileceğinin" belirtilmiş olup anılan takdir hakkının hakim tarafından kullanılmasının herhangi bir şekil şartına bağlanmamış bulunmasına yine anılan yasanın 414-420 maddelerindeki yükümlülüklerde değerlendirildiğinde yerel mahkemenin direnme kararı yerinde görülmesine göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de bilirkişi ücretinin arttırılmasına ilişkin hakimin takdirini gösteren belge ve artırım olgusu davalıya bildirilmemiştir. Davanın kendine özgü durumu da gözetildiğinde mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : 1- 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının ONANMASINA, 2- 2.bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.12.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.