 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 2000/13-1744
Karar no: 2000/1773
Tarih: 6.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.292
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.5.1999 gün ve 1998/641 E- 1999/506 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.10.1999 gün ve 1999/6958-7700 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalının kendi kartı üzerine borçlu olduğunu yazıp imzaladığını, ancak ödeme yapmadığını icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek itirazının iptaline inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kendisine olan senetsiz borcunu ödediğini belgenin bu ödemeyi doğrulamak amacıyla imzalanıp verildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine, davalı lehine %40 inkar tazminatına hükmedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya dayanak yapılan belge mahkemenin de kabul ettiği gibi açıkça borç ikrarına mutazammın bir belge değildir. Belgedeki yazı ve imza davalı tarafından inkar edilmediği için bu belge HUMK. 292 maddesi hükmü uyarınca davacı lehine yazılı delil başlangıcı sayılır. O nedenle davacı iddiasını bu belgeyle birlikte tanık beyanları ile ispat edebilir. Davacının eski nişanlısı, davalının aldığını ikrar ettiği paranın borç olarak davacı tarafından davalıya verildiğini açıkça bildirmiştir. Uyuşmazlıkta aracı olan tanık ta davalıya gittiğinde davalının borcunu davacıya ödediğini borcu kalmadığını beyan ettiğini açıklamıştır. Bu durumda her iki tanık davacının iddiasını doğrulamışlardır. Davalı ise bu belgenin davacıda olan senetsiz alacağının davacı tarafından ödenmiş olması nedeniyle verildiğini savunmuş ancak bu savunmasını teyiden davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin hiçbir yasal delil getirememiştir. Salt şahit beyanına dayanılarak davalının davacıdan belgesiz ve senetsiz olarak alacaklı olduğunu kabulü mümkün değildir. Mahkemece mevcut delilleri değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 6.12.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.