 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/11-827
K : 2000/808
T : 26.04.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "haksız rekabetin önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.4.1998 gün ve 1997/41, 1998/117 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 28.1.1999 gün ve 1998/8277-1999/233 sayılı ilamı ile; (..Davacı vekili, müvekkilinin "C... TİCARET" unvanı altında halı ve mobilya ticareti ile iştigal ettiğini, davalının da aynı unvanla, aynı yerde ve aynı faaliyette dükkan açtığını ve böylece iltibas yaratarak haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek haksız rekabetin önlenmesine, davalının unvanının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin soyadının C... öldüğünüze "C... Halı ve Mobilya Sarayı" unvanını
kullanmakta haklı olduğunu, davacının sicilde kayıtlı unvanının "C...Ticaret" olduğundan unvanlarının farklı olduğunu o mahalde müvekkilinin daha önce dükkan açtığım, haksız rekabet bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve tanık anlatımlarına göre, davacının 29.12.1993 tarihinde ticaret odasına kayıtlı olduğu ve "C... Ticaret Halı ve Mobilya Sarayı-Hasan Resul C..." unvanı ile ticaretle iştigal ettiğini, davacının tabelasında ayırıcı unsurların yer almadığı, davalının 30.7.1996 tarihli işyeri açma ruhsatı (C... Halı ve Mobilya Sanayi Unvanı ile) aldığı, ancak tabelasında "C.. Halı ve Mobilya Sarayı-Hamit C..." unvanının yazılı olduğu, davalının davacıdan önce işyerini açtığı iddiasının kanıtlanamadığı, davacının müşterilerinin yanlışlıkla davalının işyerine gittiğinin tanık anlatımları ile sabit olduğu, tarafların iltibasa yol açacak ibareleri kullanamayacakları, davalının eyleminin haksız rekabeti oluşturduğu gerekçesiyle davalının ismi dışında ticaret ünvanındaki ibarelerinin silinmesine karar vermiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ticaret unvanına tecavüz nedeniyle bu unvanda geçen sözcüklerin davalının sicil kaydından ve kutlandığı diğer yerlerden silinmesi ve haksız rekabetin önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Davacının tescilli ticaret unvanı "C.. Ticaret-Hasan C.." şeklindedir. Davalı adına ticaret sicilinde tescil edilmiş bir ticaret unvanı yoktur. Davalının gerek işyeri açma ve çalışma ruhsatında ve gerekse dükkan tabelasında kullandığı " "C.. Halı ve Mobilya Sarayı (sanayi)" ibareleri TTK.nun 41 ve devamı maddelerinde sözü edilen ticaret unvanı olmayıp; TTK.nun 54. Maddesinde düzenlenen ve işletme sahibini hedef tutmaksızın doğrudan doğruya işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek için kullanılan işletme adı niteliğindedir. Davacı da davalının mağazasına yakın olan işyerinde benzer işletme adını kullanmaktadır.
Davacı ve davalı gerçek kişi tacirler adları farklı soyadları ise "C..."dur. Herkes kayıtlı ismi
üzerinde hak sahibi olup, kişinin adı kanun ile koruma altına alınmıştır. (MK.md.25). Böylece tarafların soyadı olan "C..." sözcüğünü gerek ticaret unvanlarında ve gerekse işletme adında kullanmaları yasanın kendilerine tanıdığı bir haktır. Kaldı ki gerçek kişi. olan tacirlerin ticaret unvanlarında ad ve soyadının kullanılması da zorunludur (TTK. Md.43/1). Davalı.Kozlu Esnaf ve Sanayi Odası, işyeri açma çalıştırma ruhsatı kayıtlarında ve işletme adında adını ve soyadını birlikte kullandığına ve tarafların farklı olan adları iltibası önleyici ve ayırt edici bir unsur olduğuna göre, davalının ticari işletmesinde ve kayıtlarında soyadı olan "C..." sözcüğünü kullanması davacının" ticaret ünvanına tecavüz niteliğinde olmayıp, haksız
rekabetten de söz edilemez.
Öte yandan davacı Zonguldak Merkezindeki işyerinden ayrı olarak ve bu davada konu edilen Kozlu Beldesindeki Mağazasını davalıdan sonra ve davalının işyerinin yakınında açtığı tanık beyanları ile sabit olup, davacı bu hususun aksine bir kanıt getiremediğine ve davacının bu mağazada kullandığı işletme adının TTK.md . 54 gereğince tescilli olmayıp, bu madde kapsamında koruma altında olmadığına göre, davalının tabelasında kullandığı işletme adının iltibasa ve dolayısıyla haksız rekabete yol açtığı iddiasında bulunması MK. nün 2.Maddesinde sözü edilen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.
Açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ticaret unvanına tecavüz nedeniyle-haksız rekabete .ilişkin olup, davacının 29.12.1993. tarihinde Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odasına "C... Ticaret-Hasan C..." unvanını tescil ettirdiği, davalının ise 15.7.1996 tarihinde Kozlu Esnaf ve Sanatkarlar Odasına "C... Halı ve Mobilya Hamit C..." unvanını tescil ettirdiği, her iki unvanın da tescilli bulunduğu tartışmasız bulunmaktadır.
Davalının Kozlu'da açtığı dükkanına "C... Halı Mobilya Sanayi Hamit C..." ibaresini yazdırdığı, davacının aynı ilçe'de daha sonra açtığı dükkanına "C... Ticaret C... Halı Mobilya Sanayi- Hasan-Resul C..." levhasını koyduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
TTK. 42/1 maddesi uyarınca her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer siciline tescil ve ilan ettirmeye mecburdur. Diğer taraftan TTK. 43/1 uyarınca gerçek kişi tacirlerde ticaret unvanının çekirdek kısmı, kişinin kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından oluşur. TTK. 48/1 maddeye göre de tacir, isterse ticaret unvanına, işletmenin niteliğini gösteren ancak üçüncü kişilerde yanlış bir izlenim yaratmamak ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla ekler koyabilir.
Somut olayda davacının adının Hasan C..., davalının adının Hamit C... bulunduğu ve her iki tarafın ad ve soyadını kısaltmadan unvanlarında kullanmak zorunda bulundukları bir gerçektir. Tarafların tescil ve ilan ettirdikleri ticaret unvanlarında "C..." sözcüğü müşterek olmakla birlikte, davalının ayrıca unvanında "Halı ve Mobilya" sözcüklerini kullanmak suretiyle TTK. 48.maddesinde öngörülen farklılığı oluşturduğu anlaşıldığından unvanlar arasında iltibastan söz etmeye olanak yoktur.
Ayrıca tacir, ticaret unvanını tescil ettirdiği gibi kullanmak, başkalarının tescilli unvanı ile iltibas yaratmamak zorundadır. Nitekim davacı tanzim ettiği fatura ve irsaliyelerde unvanını doğru olarak "C... Ticaret-Resul ve Hasan C..." olarak kullandığı halde, Kozlu ilçesinde açtığı dükkanının kapısına unvanında olmayan "C... Halı Mobilya Sanayi" ibarelerini unvanına ek olarak tescilsiz şekildi kullandığı, böylece davacının TTK.nun ilgili hükümlerine uygun davranmadığı anlaşıldığından davalı unvanının terkinini talep edemeyeceği açıktır.
Mahkemece, hukuki değerlendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde direnme karan verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya .aykırıdır. Bu nedenle. direnme karan bozulmalıdır. .
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.4.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.