 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2000/10-1133
K : 2000/1196
T : 27.9.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "rücuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çankırı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 30.11.1999 gün ve 1998/415 E. 1999/488 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 14.2.2000 gün ve 381-750 sayılı ilamiyle; (... Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalısı Mustafa Kemal Ü...'ün 11.04.1992 tarihinde davalı tarafından öldürülmesi ve adı geçenin ceza mahkemesince kastı aşar biçimde adam öldürmek suçundan dolayı mahkum edilmesi üzerine, öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden dolayı oluşan Kurum zararının rücuan ödetilmesi istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Kanunun 47. maddesidir.
Mahkeme kurumca yapılan ilk peşin değerli yardımlar dışında kalan gelir artışlarının istenemeyeceğinden söz ederek kararda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Oysa 1479 Sayılı Yasanın 63. maddesinde 3396 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik gereği Bağ-Kur' un rücu alacağı ancak Kurumca yapılan yardımların ilk peşin değeri ile sınırlı tutulmuş ise de, davanın yasal dayanağını teşkil eden 2926 sayılı yasanın 47.maddesinde rücu davasının "yardımların İlk peşin değerleri ile sınırlı tutulacağına" dair bir hüküm mevcut değildir. Kaldı ki, sonradan yürürlüğe girmesine rağmen 3396 sayılı Yasa ile Kanun koyucu 2926 sayılı Yasanın 47. maddesinde 1479 sayılı Yasanın 63. maddesine koşut (paralel) bir değişiklik ve düzenlemeye de gitmemiş ve 47. madde metnini aynen muhafaza ederek, Böylece bu yasa çerçevesinde kalan sigortalılar açısından ilk peşin değerden sonra gelecek olan gelir artışlarının da Kurumca rücuan istenebileceğini de kabul etmiştir.
Bu durumda Tarım Bağ-Kur sigortalıları ile bunların hak sahiplerine Kurumca yapılan yardımlardan dolayı üçüncü kişilerin sorumluluğu meselesindeki, Kurumun rücuan tazmin isteminin artık ilk peşin değer ile sınırlı tutulması kabul edilemez. Bu çerçevede davacı Kurum zamanaşımı süresi dahilinde ve tavan ile sınırlı biçimde, bağlanan gelirlerin ilk peşin değeri yanında her sene Bütçe Kanunlarıyla öngörülen katsayı yükseltilmesinden kaynaklanan "sonraki peşin değerli gelir artışlarını da isteyebilir."
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Hukuk Genel Kurulu'nun 18.3.1998 gün ve 1998/10-183- 1998/233 sayılı kararında da vurgulanmış olmasına göre, usul ve yasaya uygun buluna direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun değişen 3165 sayılı Kanun gereğince kurumdan harç alınmasına gerek olmadığına, 27.9.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.