 |
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E: 2004/1-5
K: 2004/15
T: 21.01.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- TOPLULAŞTIRMA NEDENİYLE HAZİNE ADINA TESCİL
- İDARİ İŞLEM
ÖZETİ: Toplulaştırmaya yönelik idari işlem idari yargı yerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadığı sürece tapu iptali ve tescile ilişkin davanın dinlenebilme olanağı yoktur.
818 s. BK/232,233
2577 s. İYUK/12
Taraflar arasındaki "tapu iptal, tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Harran Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.11.2002 gün ve 2002/113 E- 390 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 03.02.2003 gün ve 2003/502-1163 sayılı ilâmı ile; (...Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazların 1971 yılında yapılan kadastro tespitinin, davacılar ve miras bırakanları ile diğer kişiler arasında dava konusu edildiği, hazinenin tarafı olmadığı Harran Kadastro Mahkemesinin 16/12/1998 tarih 1998/3-3 sayılı karan ile çekişmeli taşınmazlann mülkiyetine ilişkin hüküm kurulduğu, anılan hükmün kesinleştiği, ancak yargılama aşamasında taşınmazlann bu kez toplulaştırmaya tabi tutularak, anılan taşınmazlann 20/12/1995 tarihinde toplulaştırma nedeniyle Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada, davacılann toplulaştırmayla oluşan sicile yönelik olarak ve kadastro mahkemesi kararı dayanak yapılmak suretiyle iptal ve tescil istenildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; taraflar arasındaki uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki, 27/6/1966 tarihinde düzenlenen "Arazi Tevhidi Tüzüğü" ile onun yerine geçen 24/9/1979 tarih 7/18231 sayılı "Arazi Toplulaştırma Tüzüğünde ve Toprak Reformu Kanunu'nun 6. maddesinde ifadesini bulan arazi toplulaştırma işleminden kaynaklanmaktadır. Kuşkusuz, toplulaştırma ve derecelendirme sonunda arazi sahiplerine eski topraklar" yerine verilen yeni toprak, hukuki açıdan zorunlu bir trampa ilişkisine dayanır. Öte yandan, toplulaştırmanın uygulanacağı yerler teknik, ekonomik, sosyal ve hukuki faydalar gözönünde bulundurularak, Tarım Reformu Bölge Müdürlüğünün teklifi ve Genel Müdürlüğün onayı ile belirlenir. Toplulaştırma yapılmasına karar verilen yerler, sınırlan belirtilmek suretiyle Bölge Müdürlüğünce alışılmış usuller ile ilan edilir. Ay-nca, bu yerler mahallin en büyük mülki amirine de bildirilir. Hazırlanan toplulaştırma projeleri Bölge Müdürlüğünün teklifi ve Genel Müdürlüğün onayı ile kesinleşir. Hal böyle olunca değinilen yönler karşısında isteğin idari nitelikteki toplulaştırma işlemine yönelik bulunduğu açıktır.
Yukanda değinildiği anlamda toplulaştırma ile oluşan sicillerin temelini teşkil eden idari kararın halen ayakta bulunduğu anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin 1998/3-3 sayılı kararının da toplulaştırmaya yönelik idari işlemi ortadan kaldırdığı söylenemez. Belirtilen hükmün toplulaştırma öncesi mülkiyetin tesbiti anlamında değerlendirilmesi gerekir.
Hâl böyle olunca, toplulaştırmaya yönelik idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadığı sürece eldeki davanın dinlenebilme olanağı bulunmadığı düşünülerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kabul edilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.01.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.