Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-562
Karar no: 1999/759
T: 29.9.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TESPİT DAVASI ( Belediye Başkanlığının Teklif Taslağının Taraflarca Kabul Edildiği Biçimde Uygulanmasını İstemesi )
  • TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ ( Belediye Başkanlığının Teklif Taslağının Taraflarca Kabul Edildiği Biçimde Uygulanmasını İstemesi )
  • İŞVERENİN BİLDİRİMSİZ FESİH HAKKI ( Yapılan TİS in Kararlaştırılan Metne Aykırı Olması )
 
2822/m.2
1475/m.17
 
DAVA : Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.9.1998 ün ve 294-1039 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 21.12.1998 gUn ve 16434-18436 sayılı ilamıyle: ( ... Davacı Belediye Başkanlığı ile davalı sendika TlS.nin düzenlenmesi konusunda müteaddit defalar biraya gelmişler ve herbir defasında da düzenledikleri tutanaklarla oluşturdukları metinleri açıklamışlardır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu oluşturan 15. maddenin yer aldığı 14.11.1997 tarih ve 2. nolu tutanak içeriğinin değerlendirilmesi sorunun çözümü açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu tutanakta. "MADDE: 15" karşısında aynen "1475 sayılı yasanın 17. maddesine göre taslaktaki şekli ile, "açıklamasına yer verilmiştir. Oysa, tutanağın diğer maddeleriyle ilgili kısımlarına dikkat edildiğinde bazı maddeler ile ilgili olarak "Taslaktaki şekliyle" kabul edildiği diğer bazılarında ise, kimi değişikliklerin yapıldığı açıklanmaktadır.
10.10.1997 .tarihli 1 nolu tutanakta "Madde 1-2-3-4-5-6-7-8 nci maddeleri 10.10.1997 tarihinde Sarı idris Belediyesinde görüşülerek taslaktaki şekliyle kabul edilmiştir." biçiminde bir açıklamaya yer verilmiştir.
26.1.1998 tarihli "sözleşme tutanağı" da sözleşme tarafı işveren ve resmi arabulucu tarafından imzalanmış olup kimi maddelerin kabul şekillerini göstermektedir.
Davacı Belediye Başkanlığı teklif taslağını "işçi çıkarmanın sonuçları ve iş güvencesi" başlıklı 15. maddesinin sadece son fıkrasının taraflarca kabul edildiği halde tasarının ilk 4 fıkrasında cezai şartla ilgili kuralların benimsenmemiş olduğu halde sanki bu fıkralarda kabul edilmiş gibi TİS metnine davalı sendikaca dahil edilmek istendiğini, oysa bu girişimin gerçek duruma aykırı olduğunu iddia ederek "zikri geçen TİS'in 15. maddesinin tutanak 2. de 14.11.1997 tarihinde görüşülen, müzakere edilen ve sonuçta mutabık kalınıp aynı tutanakta 1475 sayılı Yasanın 17. maddesine göre. taslaktaki şekli ile ... kabul edildiğinin tayin ve tespitine...." karar verilmesini istemektedir. Mahkemece, resmi arabulucunun yürüttüğü toplu görüşmenin tarafların anlaşmaları ile sona erdirildiği, buna ait tutanağı yetkililerce 26.1.1998 tarihinde imzalandığı gerekçe gösterilerek ve dairemizin bir kararına da yollama yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan bu değerlendirme hatalıdır. Yukarıda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere 14.11.1997 tarihinde düzenlenen tutanakta 15. madde ile ilgili olarak bir kaydı ihtiraziye yer verilmiş ve bu kayıtla taslaktaki şekli ile 15. maddeyi kabul ettiklerini açıklamışlardır. Bu imzalı belge yani tutanak tarafları bağlar. Taraflar isteseydi taslaktaki şekli ile teklifi kabul edebilirlerdi. Nitekim örneğin 9. 14. maddelerde taslaktaki şekli ile kabul edildiği açıklanarak sonuca gidilmiştir. Mahkemece konan kayıt üzerinde durulup kapsamın daraltıldığı düşünülmeksizin sonuca gidilmesi doğru değildir. Her ne kadar 26.1.1998 tarihli resmi arabulucu tarafından da imzalanan tutanakta taraflarında imzaları bulunmakta ise de bu tutanak 15. maddeyi içermemektedir. Hangi maddeler gösterilmişse o maddeler açısından taraflar tutanakla bağlıdır. Açıklanan bu olgular karşısında davanın kabulüne karar verilmek gerekirken reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara. mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre. usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan, başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 29.9.1999 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Toplu İş Sözleşmesinin oluşumu 2822 sayılı kanununda şekle bağlanmıştır. Şekil geçerlilik şartıdır. ( BK. 11 ) Bu halde dava konusu 15. madde yönünden oluşmayan sözleşme maddesinin yorumunu veya aktin iddia edildiği biçimde oluştuğunun tespitini istemekte hukuki yarar yoktur, öte yandan toplu iş sözleşmesi müzakere zabıtlarının içeriğinin dava yolu ile tesbiti de istenemez.Bu yol kanunla şekle ve süreye bağlanan sözleşme yapmanın prosedürü ile bağdaşmaz. Davanın reddi bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur.
KARŞI OY YAZISI
Davalı işçi Sendikasının davacı Belediyeye ait iş yerinde Toplu iş Sözleşmesi yapma yetkisi kesinleştikten sonra 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 17. maddesi uyarınca taraflar bir araya gelerek önlerindeki taslak üzerinde görüşmeye başlamışlardır. 10.10.1997 tarihinde yaptıkları 1. toplantıda 1. maddeden 8. maddeye kadar görüşme yaparak taslaktaki şekliyle anlaşma sağlandığını imzaladıkları tutanakla tespit etmişlerdir. 14. 11. 1997 tarihli toplantıda da 9. maddeden 20. maddeye kadar görüşmüşler ve varılan sonuçları da yine imzaladıkları aynı tutanakla tespit etmek suretiyle bazı maddelerde yaptıkları değişiklikleri ve çıkarılan kısımları işaret etmişlerdir. Uyuşmazlık konusu oluşturan 15. madde ile ilgili olarak da "1475 sayılı Yasanın 17. maddesine göre taslaktaki ile" sözcüklerine yer vermek suretiyle açıklamada bulunmuşlardır. Sonraki maddelerin de görüşülmesinde sonuç ve anlaşmaya varılamayan maddelerle ilgili olarak da resmi arabulucunun katılmasıyla maddelere kesin şekli verilmiş olup, resmi arabulucunun katıldığı toplantı sonunda 26.1.1998 tarihinde taraf temsilcilerinin de imzalarının bulunduğu bir tutanak düzenlenmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki. taslağın bütün maddelerinin müteaddit toplantılar sonunda taraflarca görüşülüp kabul edildiği konusunda bir uyuşmazlık mevcut değildir. Toplu iş Sözleşmesinin redaksiyonu aşamasında 15. maddenin nasıl oluştuğu, bir başka anlatımla on satır olarak mı, yoksa iki satir olarak mı madde metnin kabul edildiği, uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır. Davalı işçi sendikası maddenin on satırdan, davacı belediye ise iki satırdan ibaret olduğunu ileri sürmektedirler. Konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için ileri sürülüş şekillerine göre anılan madde metninin belirtilmesi gerekir. Davalı sendikaya göre metin aynen şöyledir:
" Madde 15- işçi çıkarmanın sonuçları ve iş güvencesi:
İşveren 158 sayılı İLO Sözleşmesi hükümlerine bağlı kalmayı taahhüt eder.
Bu hükümden hareketle;
İşyerlerinde çalışmakta olan işçiler keyfi olarak ve haksız bir sebepten dolayı gerek bireysel ve gerekse toplu şekilde işten çıkartılamazlar.
Keyfi ve haksız bir sebeple işten çıkarmalarda, işveren işten çıkardığı her işçiye; yasalar ve Toplu İş Sözleşmeleriyle kazanılan hakların dışında ve ayrıca maaşının 12 katı ( bir yıllık maaş ) tutarında iş güvencesi ödeneği ödemeyi taahhüt eder.
Bu ödeneğin hesabına esas teşkil eden işçinin maaşı; giydirilmiş brüt ücret olacaktır.
1475 sayılı Yasanın 17/11 maddesine göre işten çıkarmalarda ise mutlak surette disiplin kurulu kararı gereklidir."
Davacı Belediye Başkanlığı bu 15. maddenin sadece son fıkrasının görüşmeler sonunda kabul edildiğini ileri sürerek bunun mahkemece tespitine kararverilmesini istemiştir. Tarafların tüm taslak metinlerini görüştüklerine ve sadece redaksiyon aşamasında 15. madde ile ilgili oluşan metin konusunda aralarında bir anlaşmazlık çıktığına göre; taraflardan birinin ya da diğerinin böyle bir tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekir.öte yandan, taraflar her toplantı sonunda maddeleri birer birer göstermek suretiyle aynen ya da değiştirilerek kabul edildiğini belirtmişler ve o maddelerle ilgili olarak da aralarında herhangi bir uyuşmazlık çıkarmamışlardır. 15. madde davalı sendikanın savunduğu şekilde on satırdan ibaret bir metin olarak görüşülüp kabul edilmiş olsa idi, öteki bir çok maddelerde belirttikleri şekilde 15. maddenin de "taslaktaki şekliyle" kabul edildiğini açıklama yoluna giderlerdi.Böyle yapmadıkları gibi, ayrıca "1475 Sayılı Yasanın 17. maddesine göre taslaktaki şekli ile" sözcüklerine yer vermek suretiyle farklı bir metin oluşturduklarını vurgulamışlardır. Böyle bir kaydın konuluş nedeni açık olup, sadece son iki satırın kabul edildiği açıktır.
"İşçi çıkarmanın sonuçları ve iş güvencesi" şeklindeki madde başlığından farklı bir sonuca varmak olanağı da yoktur. Zira "işten çıkarmalarda ise mutlak surette disiplin kurulu kararı gereklidir" sözcükleri ile işçilere iş güvencesi sağlanmış olup işten çıkarmanın sonuçları kurala bağlı tutulmuştur. Gerçekten iş hukukunda işveren tarafından gerçekleştirilen fesih işleminin disiplin kurulundan geçirilmesi kuralı işçiler için önemli bir güvence oluşturur.
Öte yandan resmi arabulucunun katıldığı 26.1.1998 tarihli tutanağın taraf temsilcileri tarafından düzenlenerek maddelerin kabul edildiğinin açıklanmış olmasının da bu hukuki sonucu ortadan kaldıracak bir etkisinin olduğu düşünülemez. Son tutanak taraflarca anlaşmaya varılamayan, resmi arabulucunun katkılarıyla anlaşma sağlanan maddelerle ilgilidir ki 15. madde bu tutanak kapsamı dışında kalmaktadır.
Son olarak şu husus da belirtilmelidir ki, davalı sendika tarafından ibraz edilen taslağın sonuca etkili olduğunu kabul etmek de mümkün değildir. Kimi maddelerinde değişiklik yapıldığı ya da bazılarında çıkarmaların gösterildiği bu taslağın hiç bir sayfası taraflarca imzalanmış, ya da prafe edilmiş değildir. Bu itibarla taslak olduğu öne sürülen o metinlerin hukuki bir değeri yoktur. Tarafların imzasını taşıyan tutanaklara değer verilerek sonuca gidilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi cihetine gidilmesinin isabetsiz olduğu düşüncesinde bulunduğumuzdan, çoğunluğun onama kararına katılamıyoruz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini