 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/8-579
Karar no: 1999/866
T: 20.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Davacı Tarafça Uyuşmazlığa Konu Taşınmazın Tapu Kaydının İptali İle Adına Tescili Talebi )
- MERA ( Davaya Konu Taşınmazın Kadastro Mahkemesince Yapılan Yargılama Sonucunda Hazine Adına Kayıtlı Mera Olduğunun Anlaşılması )
- TAŞINMAZ HAKKINDA KESİNLEŞMİŞ HÜKÜM BULUNMASI ( Davaya Konu Taşınmaz Hakkında Kesinleşmiş Hükmün Eldeki Dava için Güçlü Delil Teşkil Etmesi )
- GÜÇLÜ DELİL ( Taşınmaz Hakkında Kesinleşmiş Hükmün Eldeki Dava için Güçlü Delil Teşkil Etmesi )
4342/m.4
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Van Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.5.1997 gün ve 1994/540-1997/170 sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.11.1998 gün ve 1998/5021-12080 sayılı ilamı ile; ( ...Uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sonunda mahkemece verilen 24.10.1996 tarih ve 1994/8 esas, 1996/36 sayılı ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararı ile dava konusu 1743 parselin tamamının mera olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar bu davada davacılar taraf değil iseler de, mahkemece yapılan araştırmada ve özellikle teknik bilirkişinin raporu taşınmazın tamamı hakkında yapılan inceleme sonucu düzenlenmiş olup mera olarak belirlenmiştir; Bu itibarla taşınmazın niteliği yönünden önceki hüküm eldeki bu daya için güçlü delil teşkil eder. Bu yönden davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.10.1393 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Daha önce görülen davalarda davacı taraf değildir. O davalara ait kararlar davacıyı bağlayan delil olamaz. O dosyaların incelenmesi sırasında yapılan inceleme eksiklikleri de davacı aleyhine kullanılamaz. Konu yerin mer'a olup olmadığı yeterince araştırılmamıştır. Davalı köyün kadim köy olup olmadığı merciinden sorulmadan, davalı köyün dayandığı Haziran 1937 tarihli 38 nolu vergi kaydının özellikle güney ( cenup ) hududunu teşkil eden Dere ve dağın yerini Kuzey ( Şimal ) hududa en yakın dere ve dağ dikkate alınarak belirleyen harita düzenlenmeden ve buna dava konusu arazi haritada gösterilmeden Yargıtayca güçlü delil olduğuna işaret edilen kararın aksi ispat edilememiş sayılamaz.
Öte yandan davalı köyün dayandığı 1931 tarihli iskan defterinin 59-60 sayfalarında kayıtlı mer'a tahsis kaydı da yeterince uygulanmamış, uygulamayı takibe yeter harita yaptırılmamış, bu kaydın hudutlarına göre dava konusu arazinin yeri harita da gösterilmemiştir. Bu tahsis kaydının hudutlarında bulunan mezarlık, dirleşen yolu ve balık yolu adlı yollar ihtilafın çözümüne etkilidir. Karar yeniden inceleme yapılmak üzere bozulmalıdır.