 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 1999/2-220
K : 1999/202
Tarih : 14.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tenkis" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Fatih Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.10.1996 gün ve 1994/732-1996/798 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 24.1.1997 gün ve 1997/1005-1952 sayılı ilamıyla (...Davacılar vekili 7.10.1996 günlü dikelçesi ile davalıların cevap dilekçesindeki imzalarının sahte olduğunu ileri sürmüş bu dilekçe davalı tarafa son oturumda tebliğ edilmiş ancak diyecekleri sorulmadan hüküm kurulmuştur.
Davacılar vekilinin tebliğ edilen dilekçesindeki iddiasına karşı davalıların diyecekleri sorulmadan ve gerekirse hadise şeklinde incelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Dava tenkis istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verdiği karar Özel Dairece davacı tarafca, davalıların zamanaşımı definde bulunduğu cevap dilekçesindeki imzaların davalıların eli mahsulü olmadığı iddiasının hadise şeklinde incelenmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
Oysa 8.8.1994 günlü cevap dilekçesindeki imzaların kendilerine ait olmadığını davalılar ileri sürmemişlerdir. Kaldı ki, kendileri ile ilgili olmayan bir dava için başkalarının cevap lahiyası hazırlayıp tebligat masraflarınıda deruhte ederek işlem yaptırması hayatın olağan koşullarınada uygun düşmemektedir.
Öte yandan davacının iki yıl geçtikten sonra anılan cevap dilekçesindeki imzaların davalılara ait olmadığını öne sürmeside objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşma olacağı açıktır. (MK.md.2)
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin imza incelenmesine başvurmayarak davayı sonuçlandırması ve bu yöne ilişkin direnmesi yerindedir. Ancak Özel Dairesince işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin cevap dilekçesindeki imzaların sahteliği iddiasının araştırılmasına yer olmadığına ilişkin direnmesi uygun bulunduğundan davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine 14.4.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 200. maddesi hükmünce cevap layihasının davalılar tarafından imzalanması gerekir, imza gereği cevap layihasının geçerlilik koşuludur. Davacı, cevap layihasındaki imzaların davalılara ait olmadığını onlar tarafından atılmadığını iddia etmektedir. Cevap layihasının hakim tarafından havale edilerek dosyaya konmuş olması iddianın çürütülmesi için yeterli olamaz. Uygulamada hakime getirilen herhangi bir dilekçe, dilekçeyi imzalayanların hepsi tarafından getirilmemektedir . Hakim imza kontrolüde yapmamaktadır. Kaldı ki hakime rağmende hile yapılabilir. Davacının iddiasının sabit olması davanın "sonucuna etkilidir. Elbetteki davalılar cevap layihasındaki imzaların kendilerine ait olduğunu ileri süreceklerdir. Aksini düşünmek olası değildir. Direnme kararının bozulması düşüncesindeyim.