 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/20-83
Karar no: 1999/115
T: 24.2.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPU KAYDINA KONAN ŞERHİN TERKİNİ DAVASI ( Taşınmazın Kısmen Orman Sınırları Dışına Çıkarıldığına İlişkin Şerh )
- ŞERHİN TERKİNİ DAVASI ( Taşınmazın Kısmen Orman Sınırları Dışına Çıkarıldığına İlişkin Şerh )
- ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILMA İŞLEMİNE İTİRAZ ETMEYEN HAZİNE ( Bu Sınırların Dışında Kalan Tapulu Taşınmaza İlişkin Kadastro Tesbitine İtirazının Geçersizliği )
6831/m.2/B
743/m.918,919
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu kaydına konan şerhin terkini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beykoz Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3/12/1997 gün ve 1996/541 E-1997/444 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/6/1998 gün ve 1998/2239 - 6663 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı kooperatif vekili, müvekkilinin Beykoz Akbaba Köyü 3 pafta 382 parsel sayılı tapu kaydının maliki olduğunu, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün genelgesine göre tapu kaydının beyanlar hanesine "16/3/1995 tarih ve 438 yevmiye numarası ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca kısmen orman sınırı dışına çıkarılmıştır." Şerhinin konulması suretiyle tasarruf hakkının kısıtlandığını ileri sürerek, hiçbir haklı ve hukuki nedene dayanmayan şerhin sicilden terkini istemiyle dava açmıştır. Davalı Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın yörede 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidine göre kısmen orman sınırları içinde iken daha sonra yapılarak 22/3/1988 tarihinde ilan edilip kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 3402 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulamasıyla P.XXXIV poligonu içerisinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, 1994/12 numaralı Genelge uyarınca konulan şerhin gerekli ve yasal olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, Beykoz Orman İşletme Şefliği tarafından düzenlenen krokide çekişmeli taşınmaz kısmen P.XXXV numaralı 2/B madde uygulaması poligonu içerisinde gösterilmiştir. Davalı Hazine Vekili Orman Yönetiminin savunması doğrultusunda ( ... çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman tahdidinin 1941 yılında yapılıp kesinleştiği, tapulama tesbitini daha sonra 1966 yılında yapıldığı, tapulama tespiti yapılırken önceden kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasının zorunlu olduğu, uygulanmadığının düşünülemeyeceği, o halde dava konusu taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığının tespit edildiği sonucuna varılması gerektiği, tapulama suretiyle oluşan tapu kaydının iptal edilinceye kadar geçerli olduğu, bir yerin orman tahdidi içinde kalıp kalmadığına tapu kaydı kesinleştikten sonra ancak mahkemece karar verilebileceği, çünkü orman idaresi tarafından tapulama tespitine itiraz edilmemekle taşınmazın orman tahdidi dışında olduğunun kabul edildiği, bu durumda orman idaresinin orman sınırları içinde olmayan bir taşınmazı daha sonra 2/B madde uygulaması yapmak suretiyle orman sınırları dışına çıkarmasının çelişki olduğu.. tapu kayıt malikinin açtığı dava ile taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan kesiminin tefrikiyle Hazine adına tesciline karar vermenin mümkün olmadığı, tapu malikinin böyle bir dava açmaya zorlanamayacağı... Medeni Kanunun 918. ve 919. maddelerinde tapuya şerh verebilecek şahsi hakların tahdidi şekilde gösterildiği, davaya konu şerhin bunlar arasında yeralmadığı, genelgelerin yasa yerine geçemeyeceği, şerhin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, tapu malikinin tasarrufunu gereksiz yere engellediği, bu nedenlerle çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalıp kalmadığı ya da daha sonra 2/B uygulaması ile orman dışına çıkarılıp çıkarılmadığının mahkemece incelenmediği zira şerhin gerçeği yansıtması halinde dahi konuluş şekil açısından yasaya aykırı bulunduğu, tapu kaydında muhafazasının da yasal olmadığı terkinine karar verilmesi gerektiği.... ) gerekçeleriyle davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ile Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel Mahkemece, hiçbir araştırma ve uygulama yapılmasına gerek görülmeden dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman tahdidinin tapulama tesbitinden önce yapılıp kesinleştiği, tapulama tespitleri yapılırken yasa gereği kesinleşmiş orman tahdit haritalarının uygulanacağı, davacının tapusu tapulama suretiyle kesinleşmiş olduğundan taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığının kabulü gerektiği, tapulama tesbitine itiraz etmeyen Orman Yönetimince taşınmazın tahdit dışında kaldığının kabul edildiği, orman sınırları dışındaki bir yerin daha sonra 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılmasının çelişki olduğu gerekçelerine de dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, yörede 1939 yılında yapılan orman tahdidine, 1987 yılında yapılarak sonuçları 22/03/1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait ve ayrı ayrı olmak üzere; işe başlama, uygulama, işi bitirme, kesinleştirme, sonuçların askı ilanı tutanakları ile 1939 ve 1988 yıllarında düzenlenen orman tahdit haritaları ( haritaların tarihini, haritalardaki renkleri, orman sınır noktalarının tamamını içeren biçimde ), tapulama paftası, çekişmeli parselin krokisi ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman ve bir harita mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte değinilen tüm belgeler yöntemince zemine uygulanmalı; dava konusu taşınmazın 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritasına, 1988 yılında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait haritaya göre konumu belirlenmeli, uzman bilirkişilere çekişmeli taşınmazın anılan haritalara göre konumunu gösteren, irtibatlı, ayrı ayrı renklerle işaretli ve ölçekli kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın tamamen veya kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığı, kesinleşmiş orman sınırları içinde iken 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan kesimini bulunup bulunmadığı saptanmalı, taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içindeki ve dışındaki kesimleri ile 2/B madde uygulamasına tabi tutulan kesiminin miktarları ve çapları belirlenerek ölçekli kroki üzerinde işaretlenmeli, bilirkişilerden teknik verileri bulunan yeterli ve açıklayıcı rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararını süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerini temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının, davalı Alemdağ Orman İşletmesine geri verilmesine 24/2/1999 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.