Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1999/20-311
K. 1999/478
T. 2.6.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "orman tahdidine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.10.1997 gün ve 1996/50 E. 1997/37 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı Orman Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istenilmesi üzeririe, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 1.4.1998 gün ve 1998/1726 E. 1998/3485 K. sayılı ilamı ile; ( ...Dava, orman tahdidine itiraz davası olup, çekişmeli taşınmaz orman sınırlandırılması sırasında orman sınırları dışında bırakılmış olup, bu sınırlandırmaya karşı Orman Bakanlığı'nca Orman Genel Müdürlüğü hasım gösterilmek sureti ile dava açılmıştır. Orman Bakanlığı tarafından açılacak tahdide itiraz davalarında hasım, taşınmaz malikidir. Orman Genel Müdürlüğü malik olmadığından, kedisine husumet yöneltilemez. Gerçek malike karşı dava açılmayan hallerde, ıslah yolu ile dahi olsa taraf değişikliği yapılamaz. Bu nedenle, kayıt maliklerinin dahili dava yolu ile davalı kapsamına alınması olanaksızdır. Davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 28.4.1999 gün, 1999/20-255 Esas, 1999/246 Karar sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında yazılan gerekçelerin ve sonucun tartışılıp aynen benimsenmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Orman Bakanlığı ve davalı Orman Genel Müdürlüğü vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 2.6.1999 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Karşı Oy Yazısı
Dava konusu taşınmaz Orman Kadastro Komisyonu'nca yapılan tahditte orman sınırları dışında bırakılmış ve Orman Bakanlığı bu işleme itiraz etmiştir.
Yerel Mahkeme taşınmazın orman olduğunu saptamış, Orman Yönetimi de davaya karşı çıkmamış ve davayı kabul etmiştir.
Yüce Hukuk Genel Kurulu'nun 2. oylamasında yapılan inceleme sırasında sayın çoğunluk, parsel maliklerinin dava edilmesi gerektiği halde, Orman Yönetiminin dava edilmesinin doğru olmadığını ve taraf değiştirilmesi suretiyle husumetin daha sonra parsel maliklerine yöneltilmesinin doğru olmadığını vurgulayarak husumet yönünden bozma düşüncesinde birleşmişlerdir. Bu görüşe katılmak olanaksızdır.
Şöyle ki;
1- Öncelikle, burada yapılan işlem 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesinin uygulanması suretiyle ( ORMAN TAHDİDİ ) olup, 2. madde 2/B uygulaması sözkonusu değildir ve bu tahdidi yapan ( orman tahdit komisyonudur. ) Dolayısıyla, davanın işlemi yapan Orman Yönetimine karşı açılması doğaldır. İstenen husus orman tahdit komisyonu kararlarının İPTALİ İSTEMİDİR. Orman Yönetiminin muhatap alınması doğaldır ve yerindedir.
Dayanak yasa hükmü 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesidir ve şöyledir:
[MADDE 11 - ( Değişik: 5.6.1986 - 3302/6 md. )
( Değişik: 22.5.1987 - 3373/5 md. ) Orman Kadastro Komisyonları'nca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde Kadastro Mahkemelerine, Kadastro Mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve bu Kanunun 2'nci maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, 10 yıllık süre içerisinde dava açma hakları mahfuzdur.
Sınırlamaya itiraz davaları her türlü harç ve resimden muaftır.
Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü, bu Kanunun 2'nci maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü'dür.
Kadastrosu yapılıp kesinleşen devlete ait ormanlar, tapu dairelerince hiçbir harç, vergi ve resim alınmaksızın Hazine adına tapuya tescil olunur.
Sınır noktalarındaki taş, beton, kazık ve diğer işaretler Orman Genel Müdürlüğü'nce korunur.]
Değinilen Yasa orman Kadastro Komisyonları'nca yapılan işlemlere ve düzenlenen tutanaklara karşı ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde ORMAN BAKANLIĞI ile HAK SAHİBİ GERÇEK KİŞİLERİN itiraz edebileceğini, davanın da Orman Genel Müdürlüğü'ne karşı açılacağını hüküm altına almıştır. Burada da yapılan işlem budur. Bakanlık Yasanın verdiği hak ve yetkiyi kullanıp, komisyon kararının iptalini istemiştir. Husumet, tasarrufu gerçekleştiren ve yasada belirlenen hasım olarak Orman Yönetimine yöneltilmiştir. İşlem doğrudur. Davanın görülmesi zorunludur.
2- Dava konusu parselin bu olayda tabi olduğu işlem, orman tahdidi dışında bırakılma işlemidir. Öncelikle, bu işlemin iptali istenilecek ve istem bunu yapan kuruluşa karşı oluşacaktır ki, bu gerçekleşmiştir. Parselin 1985 yılında tapulama yolu ile kişiler adına belirlenmiş olması bu prosedürü ortadan kaldırmaz. Ne var ki, bu taşınmazın bugün gördüğü tahdit isteminden çok önce yine tapulama yolu gibi o yerin bir işlemle kişiler adına saptanmış olması nedeniyle asıl muhatap yönetime karşı dava açılmış olmakla birlikte, bilahare parselin adına tesbitle belirlendiği kişilere de husumet yöneltilerek, dava yaygınlaştırılmıştır.
3- Burada üzerinde durulması gereken husus tavzihen taraf değiştirmek değildir. Taraf bellidir, asıl hasım Orman Yönetimidir ve ona karşı dava baştan açılmakla bu prosedür işletilmiştir. Parselin maliki olan kişilerin de hak sahibi olarak davada yer almaları gerekir ve bu nedenle, husumet yaygınlaştırılıp o kişilere de dava yöneltilmiştir. Orman Yönetimi esasen davada bulunmak, taraf olmak zorunda olduğu için, ona karşı dava açılmış olmakla, gerçek hasım davada yerini almış ve işlem tamamlanmıştır.
Taşınmaz maliklerinin davaya katılması, taraf değiştirmek değil, husumeti yaygınlaştırmaktır. Yapılan da budur ve doğrudur.
4- Burada hasım değiştirme işlemi yoktur, yaygınlaştırma vardır. Bu davada husumetten red kararı verilip, prosedür bozma doğrultusunda işlem yapılırsa, itiraz süresi geçmiş olacaktır. Yani, ORMAN BAKANLIĞI'NIN açtığı yeni davada itiraz süresi geçtiği için red kararı verilecek ve Bakanlık hakkını kullanamaz, hakkı zayi olmuş hale gelecek ve adalet rencide olacaktır.
Bu nedenlerle, husumetin yaygınlaştırılması şeklindeki olay hasım değişikliği olarak algılanamaz. Dava usule uygun açılmış ve inceleme yapılmıştır. Yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın orman olduğu saptanmıştır. Orman olan kesimlerde zilyetlikle toprak kazanılamayacağı, tapu oluşamayacağı tartışmasızdır. Tapulama ile 1986'da oluşan tapu da hukuken değer taşımamaktadır.
Kaldı ki, Dairemiz aynı mahkemeden gelen ve paralel olan aynı nitelikteki 1999/4119 E. 1999/4760 K. sayılı 11.05.1999 tarihli karar ile aynı konuyu oybirliği ile onamıştır. Yani Dairemizdeki sayın çoğunluk da, değinilen dosyayı onamak suretiyle, belirlenen olguyu kabul etmiştir. Bu nedenle Dairemizden de iki ayrı nitelikte karar oluştuğu da gözönüne alındığında, bu kez, Yüce Genel Kurulca bu hususunda değerlendirilmesi ve kararın onanması gerektiği kanısındayız.
SONUÇ : Yukarıda açıkladığımız bütün bu nedenlerle, yerel mahkemenin direnme kararı doğru olup, onanması gerektiği inancı ile, sayın çoğunluğun husumet nedeniyle oluşturduğu bozma kararına katılmıyoruz.
Ferruh Atbaşoğlu - 20. Hukuk Daire Başkanı
Mustafa Lütfü Tombaloğlu - 20 Hukuk Daire Üyesi
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini