 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/14-178
Karar no: 1999/170
T: 24.3.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- CEBRİ TESCİL DAVASI ( Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı )
- SATIŞ VAADİNE DAYALI CEBRİ TESCİL DAVASI ( Görevli Mahkemenin Sözleşmede Belirtilen Miktara Göre Tayin Edilmesi )
- GÖREVLİ MAHKEME ( Satış Vaadine Dayalı Cebri Tescil Davasında Görevli Mahkemenin Sözleşmede Belirtilen Miktara Göre Tayin Edilmesi )
743/m.642
1086/m.8
KARAR ÖZETİ : Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı tescil davasında kalan borcu için tevdi mahalli tayini talep etmiştir. Yargıtay HGK kararlarına göre, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davalarında görev, sözleşmede tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri bedele göre tayin edilmesi gerekir. Yerel mahkeme, cebri tescil isteminin reddine, bakiye satış bedelinin yatırılması için ödeme yeri tayini isteminin ise görev yönünden reddine karar vermiştir. Özel Daire, sözleşmede kararlaştırılan bedel itibarıyla davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinden bahisle yerel mahkeme kararını bozmuştur. Halbuki yerel mahkeme, cebri tescil talebini sözleşme koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle reddetmiştir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin cebri tescil isteminin görev yönünden reddedilmediğine ilişkin direnme kararı yerindedir.
DAVA : Taraflar arasındaki "cebri tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 4.3.1998 tarih ve 1998/48-119 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 17.9.1998 tarih ve 1998/5218-6186 sayılı ilamı ile; ( ... Dava, gayrimenkul satış vaadine dayalı cebri tescil istemine ilişkindir. Sözleşmede dava konusu taşınmazın satış bedeli "200.000 Alman Markı karşılığı 6.273.800.000 TL" olarak kararlaştırılmıştır. Yine sözleşme gereğince davacı bu miktarın 172.000 DM kısmını peşin olarak yatırmış olup, geriye kalan 28.000 DM borcunu ödeyerek ferağ isteyebilecektir.
Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı tescil davası ile birlikte kalan borcu için tevdi mahalli tayini istemiş, mahkemece tarafların sözleşmede belirledikleri bedele itibar edilmeyerek tevdi mahalli tayininin HUMK'nin 8/4. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.2.1996 tarih ve 1995/14-963 E., 1996/69 K. sayılı kararında kabul edildiği üzere, satış vaadi sözleşmelerine dayanılarak açılan tescil davalarında görevin sözleşmede tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri bedele göre tayin edilmesi gerekir.
Eldeki davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki bedele göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılması doğrudur. Sözleşmeye göre tescil istendiğinden mahkemenin davaya devamla bir karar vermesi gerekirken, görev yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; sözleşmede belirtilen miktarın dava tarihindeki değeri üzerinden avukatlık asgari ücret tarifeleri gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken, noksan ücret tayini yerinde görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Davalı vekilinin temyizi bakımından;
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanan cebri tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, cebri tescil isteminin reddine, bakiye, satış bedelinin yatırılması için ödeme yeri tayini isteminin ise görev yönünden reddine dair verilen karar Özel Daire'ce satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin miktarı itibariyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinden, işin esası bakımından incelenmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
Oysa mahkeme cebri tescil istemini sözleşmenin 4. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle red etmiştir. Bu nedenle yerel mahkemenin cebri tescil isteminin görev yönünden reddedilmediğine ilişkin direnmesi uygundur. Ancak davalı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazları Özel Daire tarafından incelenmediğinden, davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesi'ne gönderilmelidir.
2- Davacı vekilinin temyizi bakımından ise;
İlk hükmü temyiz etmeyen davacı bakımından bu karar kesinleştiğinden, davacı vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin temyiz istemi red edilmelidir.
SONUÇ : 1- Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin cebri tescil isteminin görev yönünden red edilmediğine ilişkin direnmesi uygun ise de, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine,
2- Yine yukarıda 2. bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 24.3.1999 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.