 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/13-910
Karar no: 1999/993
T: 24.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.288,240
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 11. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 11.6.1998 tarih ve 1997/189-1998/417 sayılı kararın incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 30.11.1998 tarih ve 1998/9093-9471 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı, davalıların murisleri M. P.ye değişik tarihlerde toplam 40.000 Amerikan Doları borç para verdiğini, murisin bu borcu faiziyle birlikte 45.000 dolar ödeyeceğine ilişkin yazılı belge verdiğini, ölümünden sonra borcun ödenmediğini ileri sürerek, 45.000 doların karşılığı olan 5.355.000.000 TL'nin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan İ. P velisi, diğer davalının davacının kızı olduğunu, kendisinden mal kaçırmak için baba-kız birlikte hareket etmek suretiyle beyaza atılan imzanın üstünü doldurduklarını veya imzanın murise ait olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiş; davalılardan A. C. P. davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, Rusya'da mimar olarak çalışan miras bırakanın mali durumunun yerinde bulunduğu, Rusya'dan eşine para gönderdiği, mali durumu yerinde olan bir şahsın böyle bir belge vermesinin hayatın olağan akışına ters düştüğü, murisin davalı A. C.ye Türkiye'deki işlerini takip ettiği için beyaza imza atarak belge vermesinin mümkün olduğu gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dayandığı 2.1.1995 tarihli senet altındaki imzanın davalıların ortak miras bırakanlarma ait olduğu bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Öte yandan her ne kadar ortak miras bırakanın beyaza imza atarak verdiği ve bunun üzerinin davacı tarafından doldurulduğu ileri sürülmüş ve bu yön mahkemece de gerekçe olarak gösterilmiş ise de, beyaza imza bir itimadi işlemdir; beyaza imza atanın bunun üzerinin kendi iradesine aykırı olarak doldurulduğunu iddia etmesi halinde, bu iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Oysa davalılar böyle bir belge vermemişlerdir. Bu durumda senedin aksinin ispat edilmediğinin kabulü zorunludur. Mahkemenin aksine düşüncelerle davayı reddetmiş olması doğru değildir. Bozmayı gerektirir.
2- Davalılardan A. C. P davayı kabul etmiştir. Kabul kesin bir hükmün sonucunu doğurmaz. Buna rağmen anılan davalı aleyhindeki davanın da reddedilmiş bulunması kabul şekli bakımından doğru değildir. Bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kural olarak beyaza imza konularak düzenlenen ve borç doğuran belgeler itimadi bir işlem olup, imzalayan kişinin böyle bir belgenin aksini ancak yazılı ( yasal ) bir delille kanıtlamak yükümü altındadır. Aksi halde bu işlemden doğacak rizikolar ihtilafları imzalayanın baştan bilerek benimsemiş ve kabul etmiş sayılacağı için hukuki sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Ne var ki, davalılardan İ. P velisi, diğer davalının davacının kızı olduğunu, özellikle kendisinden mal kaçırmak amacıyla el ve işbirliği altında davada dayanılan 2.1.1995 tarihli senedin düzenlendiğini savunmuştur. Bu savunma, hukuksal nitelikçe haksız fıile dayanan bir savunmadır. O nedenle davada tanık sözlerine ve diğer delillere itibar edilmesi usul hükümlerine uygundur. Yargılama safhasında toplanan deliller ve bunları doğrulayıp destekleyen diğer gelişim ve olgular usulün 240. maddesince ve hayat deneyimleriyle değerlendirildiğinde yerel mahkemenin direnme kararı usule ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. O nedenle onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 43.330.000 TL'nin istek halinde iadesine, 24.11.1999 tarihinde yapılan üçüncü görüşmede, oyçokluğu ile karar verildi.