 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 1999/11-78
Karar no: 1999/79
T: 10.2.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SATIM SÖZLEŞMESİ ( Sözleşme Tarihinde Şirketi Tek Başına Temsile Yetkili Kişinin İmzaladığı Sözleşmeden Şirketin Sorumluluğu )
- ŞİRKETİ TEMSİL YETKİSİ ( Yetkili Temsilcinin Şirket Adına Düzenlediği Satım Sözleşmesinin Şirket İçin Bağlayıcılığı )
- HUSUMET ( Yetkili Temsilcinin Şirket Adına İmzaladığı Sözleşme Nedeniyle Keşide Ettiği Çeklerden Şirketin Sorumluluğu )
1086/m.39,40
818/m.32,37
DAVA : Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26/3/1997 gün ve 1996/144 E.- 1997/314 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/11/1997 gün ve 1997/6252 E.-1997/8185 K. sayılı ilamı ile; ( ... Davacı vekili, müvekkilinin, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca davalı tarafından teslimi üstlenilen kereste bedeli olarak ödediği 2.700.000 ABD. Dolarını teminen davalının keşide ettiği çekleri mal teslim edilmediği için takibe koymuş ise de, borçlu tarafından açılan davalar sonucu takiplerin iptaline karar verildiğini ileri sürerek, şimdilik 28.275.000.000 liranın 12/9/1994 ve 15/9/1994 tarihlerinden itibaren iskonto faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iddia edilen satış sözleşmesinin tarafı olmadığını ve çek keşide etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalı şirketin davada dayanılan sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davaya konu satım sözleşmesinin düzenlendiği 1/8/1994 tarihinde sözleşmeyi imzalayan Ahmet Yetiş'in davalı şirketi tek başına temsile yetkili olduğu ve 24/8/1994 tarihli ortaklar kurulu kararıyla bu yetkinin Emilija İavanoviç'le müşterek kullanılabilir hale dönüştüğü anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki davalı şirket kaşesi ve davalı yetkilisinin imzası davalı şirketi bağlayacağı gibi davacı isteğine konu çekler bu sözleşmede yer aldığına göre davacıya verildiği sözleşmede açıkça yazılı olan bu çeklerin düzenlendikleri anlaşılan sözleşme tarihinde davalı yetkilisi tarafından imzalandığının da kabulü gerekmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalı şirkete husumet yönetilmesinde bir yanlışlık olmadığı gözetilerek, işin esasına girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 10/2/1999 gününde, oybirliği ile karar verildi.