 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/9 - 686
Karar No: 1998/719
Tarih: 14.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İHBAR TAZMİNATI ( Toplu iş sözleşmesi zammının uygulanması )
- İHBAR ÖNELİNİN UZATILMASI ( Zamlı ücret uygulanabilir mi? )
- TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDE CEZAİ ŞART TESBİTİ
- CEZAİ ŞART ( Toplu iş sözleşmesinde )
1475/m.13/b,c
818/m.161/son
2822
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.1997 gün ve 1997/1761 E-812 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 18.3.1998 gün ve 1998/3079 - 5156 sayılı ilamı;
( ... 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Toplu İş Sözleşmesinin 14/son maddesinde ihbar öneli içindeki haklarda üye işçilerin yararlanacağı öngörülmüştür. Davacının hizmet sözleşmesi 12.4.1994 tarihinde feshedilmiştir. Davacı işçinin fesih tarihinden sonra 1.7.1994 tarihinde yürürlüğe giren yeni ücret zammına göre çalışmadığı süre için ücret hesabı yapılıp hüküm altına alınması hatalıdır. Çünkü ücret, bir çalışma karşılığı olduğu gibi Toplu İş Sözleşmesinde çalışılmayan süre için ücret ödenmesi de düzenlenmemiştir. Bu bakımdan ücret isteğinin reddine karar verilmelidir.
3- Toplu İş Sözleşmesinin anılan hükmünde bu Toplu İş Sözleşmesinin getirdiği haklardan üye işçilerin yararlandırılması öngörülmekle yetinilmiştir. 1.7.1994 tarihindeki kıdem tazminatı tavan artışı Toplu İş Sözleşmesi döneminde gerçekleşmiş olmakla birlikte Toplu İş Sözleşmesinin öngördüğü bir menfaat değildir. Bu durumda fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanına göre fark kıdem tazminatı isteği hüküm altına alınmalıdır.
4- Toplu İş Sözleşmesinin 35. maddesinde kabul edilen tazminat niteliği itibariyle bir cezai şarttır. Böyle olunca Borçlar Kanununun 161/son maddesi uyarınca bir değerlendirmeye tabi tutularak bu istek kabul edilmelidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının yararlandığı Toplu İş Sözleşmesinin 14. maddesinde "İşveren ihbar önellerinde TGS. üyelerini çalıştırmak istemezse bu önellere ait tazminatı kendisine derhal öder. ... 6 yıl ve daha fazla yıl çalışan TGS üyesi 7 aylık, .... İş Sözleşmesi ihbar tazminatı ödenerek feshedilmiş dahi olsa TGS üyesi bu ihbar süresi içinde bu toplu iş sözleşmesinden doğan bütün hakları alır", kuralına yer verilmiştir.
Özel Daire 18.3.1998 tarihli 1998/3079 - 5156 sayılı bozma ilamında TİS'nin 47. maddesinde belirtilen Ekim 1994 tarihinde yapılması öngörülen giyecek yardımı olan 2.500.000 TL.nın taleple bağlı kalınarak 1.000.000,- TL.sının davalıdan tahsiline ilişkin yerel mahkeme kararına karşı davalı vekilinin temyiz itirazını reddetmiştir. Dolayısıyla Özel Daire TİS'nin yukarıda belirtilen 14. maddesinin geçerli olduğunu kabul etmiş sayılmalıdır.
Gerçekten Özel Daire bozma kararında TİS'nin 14/son maddesinin Kamu düzenine Yasa'nın emredici kurallarına aykırılığı yolunda bir görüşü de benimsenmemiştir. Sadece, 12.4.1994 tarihinde hizmet akdinin feshedildiği, çalışılmayan sürenin ücretinin istenemeyeceği gerekçesiyle ücret isteğinin reddine karar verilmesi için yerel mahkeme kararını bozmuştur. Ancak, Özel Daire kararı ve bunu yerinde bulan çoğunluk kararında davacının hizmet süresine göre, 12.4.1994 tarihinden itibaren 7 aylık ihbar öneli süresinin bitim tarihi olan 11.11.1994 günü akşamına kadar ödenmesi gereken ücretin ihbar tazminatı olarak ödenmiş olması sebebiyle çalışılmayan bu sürenin zamsız ücretinin ödenmiş olmasını hukuka uygun bulurken, TİS'nin 14/son maddesi uyarınca 1.7.1994 tarihinde yürürlüğe gireceği bilinen %20 oranındaki ücret zammı uygulanmasını, çalışmadan ücret alınmayacağı gerekçesi bozma sebebi yapmış bulunmaktadır.
Öte yandan, TİS'nin 14/son maddesi Kamu düzenine ve 1475 sayılı İş Kanununun 13/C maddesine aykırı bulunduğu da kabul edilemez. Zira kıdem tazminatına ilişkin kurallar kamu düzeni ile yakın ilişkisi sebebiyle mutlak emredici sayılmasına rağmen ihbar tazminatı için aynı sonuca varılamaz.
Örneğin 1475 sayılı İş Kanununun 13/B maddesinde ihbar önellerin asgari olup sözleşme ile artırabileceği yolundaki düzenleme nisbi emrediciliğin söz konusu olduğunu göstermektedir. Yine İş Kanununun 13/C maddesinde süresi belirli olmayan hizmet akitlerinin feshinde ihbar öneli tanıma koşuluna uymayan tarafın TİS ile artırılan ( olayımızda 7 aylık ) süreye ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu kuşkusuzdur. Bu tazminatın hesabında işçinin sosyal yardımlı veya başka bir anlatımla giydirilmiş brüt ücreti dikkate alınmaktadır. İşveren davacının hizmet akdini ihbar öneli tanımadan derhal feshederken 1.7.1994 tarihinde TİS.'nin 60. maddesinde yer alan 2. yıl zammının ikinci dilimi olan %20 oranındaki ücret zammını uygulamadan ihbar öneline ilişkin ücreti birinci dilim zam oranı olan %55 oranına göre belirlenmiş ücret üzerinden ödemiştir.
Çoğunluğun Hukuk Genel Kurulu'nun 1992 yılından önceki kararlarına dayanarak İş Hukukunun gelişen yapısı ve Özel Dairenin 1995 yılından itibaren istikrarlı olarak sürdürdüğü uygulamasına aykırı olarak TİS'nin 14/son maddesini hukuka aykırı bulunması da benimsenemez. Kaldı ki Özel Daire Temmuz 1994 başındaki %20 lik ücret zammına ilişkin davacının talebini hizmet akdinin feshinden sonra ücret alacağı olarak kabul ederken, Ekim 1994 döneminde ödenmesi gereken giyecek yardımının hizmet akdinin 12.4.1994 tarihinde eksik ihbar tazminatı ödenerek feshinden sonra uygulanabileceğini kabul ederek çelişkiye düşmüştür.
Bu nedenle davacıya ihbar tazminatı ödenirken 1.7.1994 tarihinde yürürlüğe giren %20 oranındaki ücret zammı uygulanmayarak noksan ihbar tazminatı ödenmiş olması nedeniyle bu oranda ücret farkına ilişkin kararın bu bölümünün de bozulmasını kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 14.10.1998
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Üyesi Erbay Taylan
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Üyesi C. İlhan Günay