 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/9-665
Karar No: 1998/677
Tarih: 7.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara . İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.12.1997 gün ve 1997/939-2488 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.3.1998 gün ve 1998/511-4801 sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı işveren hizmet sözleşmesinin 6.1.1997 tarihinde feshedilmesinden sonra 27.3.1997 tarihinde kıdem tazminatının tamamını ödemiş davacı ödeme üzerine ek kıdem tazminatı alacağını tamamen tahsil ettiğini fakat kanundan doğan haklarını da saklı tuttuğunu belirten bir ibraname düzenleyip imza etmiştir. Ancak kıdem tazminatının ödenmesinden önce Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat ederek ödemenin faizinden mahsubu gerektiğinin tesbitini istemiş, anılan mahkemece konunun İş Mahkemesi görevine girdiğinden söz ederek tesbit istemi reddedilmiş ve bu karar ödemeden önce davalı işverene tebliğ edilmiştir.
Davacı işçi fesih tarihi itibari ile ödeme tarihine kadar geçen süre için geçmiş günler faizini hesaplayarak belirlenen faiz miktarı kadar kıdem tazminatı alacağının ödenmediği düşüncesi ile bu ana paranın ödettirilmesi için icra takibi talebinde bulunmuştur. Davalı işverenin bu takibe itiraz üzerine davacı işçi bu kez itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteği ile bu davayı açmış, mahkemece istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Borçlar Kanununun 84. maddesine göre, gerçekleşen faiz alacağı ödenmediği için ana paranın önce faizden mahsubu gerekeceği şeklindeki mahkemenin vardığı sonuç doğrudur. Ne var ki, alacağın likitliğinden söz edilmesi somut olay yönünden mümkün değildir. Çünkü ortada bir ibraname tesbiti gereken bir faiz oranı ve tesbiti dolail dosyalı mevcuttur. Bütün bunlar mahkemede irdelenip bir sonuca vardırılmasını gerektiren verilerdir. Bu bakımdan icra inkar tazminatı isteğinin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Bu tazminat reddedilmek üzere karar bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yenliden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.10.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.