 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/9-634
Karar No: 1998/657
Tarih: 7.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
506/m.79/8
Taraflar arasındaki "Hizmet Tespiti, tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 8/10/1997 gün ve 1996/777 E. 1997/497 K. Sayılı kararın incelenmesi Davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 5/12/1998 gün ve 1997/20701 E. 19988/1006 K. Sayılı ilamı ile, ( ... 1. Davalı işverenlerin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Aynı davalı işverenlerin ve diğer davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünün 1/4/1969 ile 1/1/1979 tarihleri arasında davacının çalışması ile ilgili temyiz itirazlarına gelince:
Davacı işçi, davalı işverenlerin nezdinde 1969-1979 yılları arasında çalıştığını iddia ederek hizmet tespiti isteğiyle birlikte bir kısım işçilik haklarını da talep etmiş ise de, anılan tarihler arasında çalıştığını kanıtlayamamıştır: Davacının gösterdiği tanıklardan biri eşi olduğu dikkat çekici bulunduğu gibi, diğer tanıklar da çalıştığı kanaatini uyandıracak biçimde açık ve kesin ifadelerde bulunmuş değillerdir. Anılan tanıklar davacının 15-20 yıl gibi çalıştığı şeklinde soyut anlatımlarda bulunmakla yetinmişlerdir. Muhtarlıkça düzenlenen belgeye de itibar etmek mümkün değildir. Onlarca yıldan sonra bu tür bir belgenin muhtar tarafından yazılıp imzalanmış bulunması sonuca götürecek nitelikte inandırıcı bulunmamaktadır. Kaldı ki belgeyi düzenleyen muhtarın ihtilafı 1969-1979 döneminde muhtarlık yapıp yapmadığı da belli değildir. Bu delillere itibar edilerek anılan dönemin işçilik hakları ve hizmet tespitinde değerlendirilmesi olanağı yoktur.
Öte yandan 506 sayılı SSK.nın 79. maddesinin 8. Fıkrasında öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra tespit isteğiyle dava açılması da mümkün değildir. Gerçekten 1/1/1979 Tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre 31/12/1984 tarihinde sona ermiş olup bu hususunda dikkate alınması icap eder.
Bu maddi ve hukuki olgular karşısında 1/4/1969-4/1/1979 tarihleri arasındaki süre için hizmet tesbiti isteğinin reddine karar vermek ve işçilik haklarının belirlenmesinde ise bu sürenin dikkate alınmaması gerekir.
Bu yönler üzerinde durulması istek gibi hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararını Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz eşin harcının geri verilmesine, 7/10/1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.