 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/9-613
Karar No: 1998/630
Tarih: 30.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İHBAR ÖNELİ ÜCRETİ ( Fesih Sırasında Geçerli Olan Yasal Süre Üzerinden Hesaplanması-TİS ile Artırılmış Süre )
- YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRESİ ( İş Akdi Feshedildikten Sonra Hafta Tatilinin Süreye Eklenememesi )
- HAFTA TATİLİ ÜCRETİ ( İş Akdi Feshedildikten Sonra Yıllık Ücretli İzin Süresine Eklenememesi )
1475/m.52,49
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat, Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 5/12/1997 gün ve 1997/898 E-813 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31/3/1998 gün ve 1998/15-6190 sayılı ilamı ile, ( ...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 5/7/1996 tarihli Sanayi ve Ticaret Bakanlığının parasal haklara ilişkin zamlarla ilgili kararında kapsam dışı personel için % 30 tavan zam oranı belirlenmiş olup,. Davalı işverenin yönetim kurulunca alınmış bir zam kararı bulunmadığına, bu durumda doğrudan doğruya Bakanlık kararının uygulanması gerektiğine göre, davalının aşağıdaki bend dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. 10/7/1996 günlü Birlik Genelgesine göre, ihbar öneli yasal düzeye indirilmiştir: bu durumda ihbar tazminatının 133 gün üzerinden değil, çalışma süresine göre belirlenecek yasal süre üzerinden hesap edilmesi gerekir.
3. Yıllık ücretli izin alacağının yönetmeliğin 70. maddesi uyarınca 30 gün üzerinden hesap edilmesi gerekir. Yönetmelik 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre izin hakkının verilmesini öngörmüştür. Anılan Kanunun 52. maddesinin son fıkrasına göre iznini işyerinin bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreler karşılanmak üzere ücretsiz izin verilebilmesi öngörülmüştür. Bu bakımdan yolda geçen sürelerden bahisle 34 gün üzerinden izin alacağının hesap edilerek hüküm kurulması hatalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. Fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1. Birlik Genel Müdürlüğü Tarafından yayınlanan 10/7/1996 gün ve 3681 sayılı genelge ile kapsam dışı personele işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinin 24. maddesine göre ihbar öneli verilmesine ilişkin uygulama yürürlükten kaldırılmış, Birlik Yönetim Kurulu'nun 4/9/1996 gün ve 26 sayılı kararıyla da anılan genelge tarihinden itibaren işleme "olur" verilmiştir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, davalı Birliğinin 6/2/1996 tarihli yazısıyla Tariş'de çalışan kapsam dışı personelin hizmeti akdinin feshinde, toplu iş sözleşmesine göre ihbar öneli uygulanması sebebiyle aynı hakkın kendi personeline de tanınması isteğinde bulunması üzerine cevaben, bu tür uygulamada sakınca bulunmadığını bildirmiştir. Bu onay Birlik Ana Sözleşmesinin 40. maddesinde belirtilen "Bakanlık talimatı" olarak nitelendirilemez. Öte yandan bu konuda uzun süreli bir işyeri uygulaması bulunmadığından kapsam dışı personelin ihbar önellerinin personel yönetmeliğinin 102. maddesinin açık düzenlemesi karşısında yasal öneller yerine TİS hükümlerince artırılmış ihbar önellerine göre hesaplanması konusunda bir iş koşulu oluştuğu da kabul edilemez.
Davacının hizmet akdinin, işverence fesh olunduğu tarihte kapsam dışı personel için ihbar önelleri Personel Yönetmeliği hükümlerine göre, yasal süreler üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Zira, kapsam dışı personeli toplu iş sözleşmesi uyarınca ihbar önelleri hesaplandığı dönemde davacının hizmet sözleşmesi devam ettiğinden bu haktan o sırada yararlanmamış bulunması nedeniyle kazanılmış bir hakkın ihlali de söz konusu olamaz. Bu durumda mahkemenin davacının hizmet akdinin feshi sırasında geçerli yasal süre yerine toplu iş sözleşmesi ile artırılmış süreyi esas alarak ihbar öneli ücreti hesaplaması isabetsizdir.
2. Yıllık ücretli izin süresi yönetmeliğin 70. maddesi uyarınca işyerinde bir yıl çalışmış olmak
Koşulu ile, 30 iş günüdür. İşçinin işyerinde çalışırken 6 iş günü çalışıp yedinci günü hafta tatili olduğundan, işyerinde çalışmakta olan işçinin hafta tatili ücreti istemesi doğal ise de; iş akdinin feshinden sonra artık hafta tatili ücreti istenemez. Bu nedenle yıllık ücretli izin alacağının hesabında hafta tatilinin de dahil edilmek suretiyle yıllık ücretli iznin 30 gün yerine 34 gün olarak hesabı usul ve yasaya aykırıdır. O halde Özel Dairenin bu yöne ilişkin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen, nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429 maddesi gereğinceBOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30/9/1998, gününde, oybirliği ile karar verildi.