 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/7-319
Karar No: 1998/326
Tarih: 6.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESBİTE İTİRAZ
ÇİFTE TUTANAK
KADASTRO HAKİMİNİN GÖREVİ
ÖZET : Tesbiti yapılan taşınmazın davalı olduğunu belirterek tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine gönderen kadastro komisyonu, aynı yer hakkında ikinci bir tutanak düzenleyemez.
Aktarılan davalardan hangisinin dava konusu taşınmaza ait olduğunu belirleme görevi, kadastro mahkemesine aittir.
(3402 s. Kadastro K. m. 5, 7, 27)
Taraflar arasındaki "tesbite itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Manavgat Kadastro Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 22.11.1991 gün ve 1990/149 E. - 1991/202 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 10.6.1996 gün ve 1996/3415 E- 1996/5833 K. sayılı ilamiyle; (....kadastro sırasında 124parsel sayılı 400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu ve vergi kayıtları ile Hazine adına mahlulat kaydı bulunduğundan söz edilerek paylı olarak Hazine ve ölü Mehmet oğlu mirasçıları ve paydaşları adına tesbit edilmiştir. Süleyman ve Mustafa'nın itirazları sonucu komisyonca yetkisizlik kararı ile tutanağın tapulama hakimliğine devrine karar verilmiş; mahkemece yapılan inceleme sonucu dosyanın tapulama müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiştir. Bunun üzerine 124 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılmış bir dava bulunmadığı vurgulanarak komisyonca tapu kayıtlarından ve intikallerden söz edilerek paylı olarak Kezban ve arkadaşları adına yeniden tesbit edilmiş, Hazineye pay verilmemiştir. Davacı Ali imar ihya ve miras yoluyla geçen kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davacının davasının kabulüne, taşınmazın Ali adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 124 sayılı parselin tesbiti 7.1.1964 tarihinde tesbit malikleri de belirlenmek suretiyle kadastro ekibince yapılmış tesbit sırasında Hazineye 1858600/1877000 pay verilmiştir. Bu tesbite karşı Süleyman ve Mustafa tarafından itiraz edilmiş, diğer parsellerle birlikte bu parselinde tesbitten önce açılan davanın konusu olduğu komisyonca kabul edilerek 26.2.1965 günlü 1668 sayılı kararla kadastro mahkemesine gösterilmiştir. Yapılan yargılama sonunda Kadastro Mahkemesinin 24.2.1972 günlü 965/634 esas, 972/141 sayılı kararı ile 124 sayılı parselin aktarılan davanın konusu olmadığı belirlenerek gereği yapılmak üzere tutanak ve ekleri Kadastro Müdürlüğüne iade edilmiştir. Bu evreden sonra yeniden komisyonca düzenlenen 5.7.1989 günlü tutanakla Hazinenin payı iptal edilerek diğer tesbit malikleri adına komisyonca tesbit edildiği görülmüştür. Dava konusu taşınmazın tesbiti ilk kez 7.1.1964 tarihinde kadastro ekibince yapıldığına, kadastro mahkemesince davalı olup olmadığının saptanması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verildiğine ve yapılan incelemede 124 sayılı parselin hakkında tesbit gününden önce açılmış bir dava bulunmadığına, taşınmazın 7.1.1964 gününde yapılan tesbitine Süleyman ve Mustafa itiraz ettiğine ve dosya tutanakla birlikte kadastro mahkemesine tevdi edildiğine göre tesbite itiraz edenler ve ilk tesbit malikleri arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın davacı Ali'nin davası ile birlikte çözümlenmesi gerekir. Bu nedenle kadastro komisyonunca 5.7.1989 tarihinde yeniden tesbit yapılarak düzenlenen tutanak yok hükmündedir. 0 halde, yukarıda açıklandığı biçimde 7.1.1964 günlü tutanakta ismi geçen tesbit malikleri ile tesbite itiraz edenler arasındaki uyuşmazlık taraf oluşturulmak suretiyle çözümlenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenlerle Hazinenin temyiz itirazları yerindedir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı Hazine vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 124 parsel sayılı 400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu ve vergi kayıtları ile Hazine adına mahlulat kaydı bulunduğundan söz edilerek paylı olarak Hazine ile ölü Mehmet oğlu mirasçıları ve paydaşları adına tesbit edilmiş, Süleyman ve Mustafa'nın itirazları sonucu komisyonca yetkisizlik kararı ile tutanağın tapulama hakimliğine devrine karar verilmiş, mahkemece yapılan inceleme sonucu dosyanın tapulama müdürlüğüne geri çevrilemesine karar verilmiş, komisyonca uyuşmazlığın çözümünün mahkemeye ait olduğu neden gösterilerek tekrar mahkemeye gönderilmiş, ancak mahkemece hiçbir işlem yapılmamıştır. Bunun üzerine 124 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılmış bir dava bulunmadığı vurgulanarak komisyonca tapu kayıtlarından ve intikallerden söz edilerek paylı olarak Kezban ve arkadaşları adına yeniden 5.7.1989 tarihinde tesbit yapılmış Hazineye pay verilmemiş, 1989 tarihli tesbitin askı ilanı yapılmıştır. Son tesbite karşı davacı Ali imar ihya ve miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, Bekir ve paydaşları ise tapu kaydına dayanarak dava açmışlar; Davacı Ali'nin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, taşınmazın Ali adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazinenin temyizi üzerine:
Dava konusu 124 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin 7.1.1964 tarihinde tesbit malikleri belirlenmek suretiyle kadastro ekibince yapıldığı, bu tesbit sırasında Hazineye 1.858.600/1.877.000 pay verildiği, bu tesbite Süleyman ve Mustafa tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine komisyonca 26.2.1965 günlü 1668 sayılı kararla genel mahkemede taşınmaz hakkında açılmış davalar bulunduğu belirtilerek dosyanın kadastro (tapulama) mahkemesine aktarıldığı, kadastro (tapulama) mahkemesinin 24.2.1972 günlü 965/634 esas, 972/141 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın aktarılan davanın konusu olmadığı gerekçe gösterilerek dosyanın kadastro müdürlüğüne iadesine karar verildiği açıklanarak taşınmazın kadastrosunun ilk kez yapıldığı 7.1.1964 günlü tutanak esas alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği 5.7.1989 tarihinde yapılan tesbitin yok hükmün de olduğu belirtilerek mahkeme kararı oyçokluğuyla bozulmuş; mahkemece kararda direnilmesi üzerine dosya Genel Kurulca incelendi. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Dava konusu taşınmazın tesbiti 7.1.1964 tarihinde Hazineye de pay verilmek suretiyle yapılmıştır. Bu tesbite Süleyman ve Mustafa 22.7.1964 tarihinde itiraz etmişler, adı geçenlerin itirazı üzerine tapulama komisyonunca 26.2.1965 günlü 1668 sayılı karar ile taşınmazın Sulh Hukuk Mahkemesinin 963/45- 47- 49- 51-53-57-59-61; Asliye Hukuk Mahkemesinin 963/48- 50- 52- 54- 56-58-60 ve 62 esas sayılı dosyalarında Hazine ile kişiler arasında açılan ve görülmekte olan davaların konusu olduğu belirtilerek uyuşmazlığın çözümü için tutanak ve ekleri kadastro (tapulama) mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesi 24.2.1972 günlü 634/141 sayılı kararı ile taşınmaz hakkında Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde birden fazla açılmış dava bulunduğu, bu davalardan hangisinin dava konusu 124 parsel sayılı taşınmaza ait olduğunu belirlemenin kadastro (tapulama) komisyonunun görevine girdiği, komisyonca taşınmazın aktarılan davalardan hangisinin konusu olduğu gösterilmediğinden davaya bakılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile tekrar dosyanın kadastro müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş; bu karar kesinleşmiştir. Bu karar üzerine kadastro komisyonunca 1.10.1976 tarihli 1348 sayılı kararla dava konusu taşınmazın 1965 tarihli komisyon kararında açıklandığı üzere Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılan davaların konusu olduğu belirtilerek uyuşmazlığın çözümü için yeniden dosyanın kadastro mahkemesine (tapulama mahkemesine) iadesine karar verilmiş, böylece işten elini çekmiştir. Ne var ki, 1.10.1976 tarihli komisyon kararından sonra dosya üzerinde hiçbir işlem yapılmamış; aksine 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri dikkate alınarak 5.7.1989 tarihinde komisyon tesbit gerekçesinde açıklandığı üzere Yıldırım Nuri ve paydaşlarının 4.5.1989 12.5.1989, 8.6.1989 tarihli, Kadı Paşa mirasçılarından Fikret ve paydaşlarının 23.6.1989, Gülriz ve arkadaşlarının 31.10.1988, 10.11.1988 tarihli dilekçeleri üzerine tutanağın komisyonca düzenlendiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın tutanağı 7.1.1964 tarihinde düzenlendiğine, yapılan itiraz üzerine komisyonca karar verildiğine, bundan da öte kadastro mahkemesinin kadastro müdürlüğüne 24.2.1972 günlü iade kararından sonra 1.10.1976 tarihli komisyon kararı ile tekrar uyuşmazlığın çözümü için tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderildiğine göre kadastro komisyonu işten elini çekmiştir. Diğer anlatımla, komisyon 7.1.1964 tarihinde yapılan tesbiti değiştirmemiş, uyuşmazlığın çözümü için dosyayı kadastro (tapulama) mahkemesine aktarmıştır. Bu evreden sonra yukarıda isimleri geçen kişilerin 1989 ve 1988 yılında verdiği dilekçeler üzerine komisyonun yeniden tutanak düzenlemesi mümkün değildir. Açık anlatımla, 5.7.1989 günlü komisyon tesbit tutanağı yok hükümündedir. Bu durumda kadastro tesbitinin ilk yapıldığı tarihteki tutanak esas alınarak ve bu parselle ilgili olduğu komisyon kararlarında açıklanan dava dosyaları getirtilip tutanakla birleştirilerek taraf oluşturulması, iddia ve savunma çerçevesinde davaya bakılması, 1989 yılında yapılan tesbite karşı açılan davaların ise bu davaya katılma olduğu göz önünde tutularak açılan davaların birlikte çözümlenmesi gerekir. Daire kararında dava konusu parselin aktarılan davanın konusu olmadığının açıklanması dosya kapsamına uygun düşmediğine, aksine dava konusu parselin aktarılan davaların hangisinin konusu olduğunun belirlenmesi uyuşmazlığın konusu olduğu dosya kapsamı ile anlaşıldığına göre aktarılan davalardan hangisinin dava konusu taşınmaza ait olduğunu belirleme görevi de kadastro mahkemesine ait bulunmaktadır. Kaldı ki, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 27. maddesi hükmünce kadastro hakiminin usul ve şekle ilişkin (bu davada aktarılan davalardan hangisinin dava konusu taşınmazla ilgili olduğunun belirlenmesi için) eksiklikler sebebiyle tutanağı kadastro müdürlüğüne iadesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenler altında Yerel Mahkemenin direnme kararı usule ve yasaya aykırıdır. Bozulması gerekir.
SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 6.5.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.