 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/5-844
Karar No: 1998/860
Tarih: 2.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
İDARİ YARGIYA BAŞVURULMASI HALİ
ADLİ YARGIYA BAŞVURU SÜRESİ
ÖZET : Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, önceden İdari Yargıya başvurulduğu taktirde Adli Yargıya başvuru süresi İdari Yargı Kararının kesinleştiği tarihten, bu karara karşı temyiz yada karar düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ise buna ilişkin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlar. İlgilisince karar düzeltilmesi yoluna başvurulmazsa; 15 günlük karar düzeltme istemi süresi beklenmeden ilamın tebliğ tarihinden itibaren sukutu hak süresi işlenmeye başlar.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 14/1-3)
(1086 s. HUMK. m. 440)
(2577 s. İYUK. m. 54)
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Gebze Asliye 1. Hukuk Mahkemesi)nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.2.1997 gün ve 1995/90 - 1997/64 sayılı kararın incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18.11.1997 gün ve 1997/15116 -17038 sayılı ilamı ile; (.... Kamulaştırma işleminin iptali için İdare Mahkemesi'nde davacı tarafından açılan ve reddedilen, temyiz edilen davada. Danıştay'ın onama kararı davacıya 17.11.1994 tarihinde tebliğ edilmiş ve bu karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır. Bu durumda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/3. maddesi uyarınca Danıştay'ın onama kararının tebliğinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içinde bedel artırım davası açılması gerekir.
30 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 29.12.1994 gününde açılan davanın süre yönünden reddi yerine esasa girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı idare vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; Yerel Mahkeme ile Özel Daire çoğunluğu arasında görüş aykırılığı 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 14/3. maddesinin yorumundan kaynaklanmaktadır.
Anılan yasa maddesinin bendi aynen "idari Yargıya başvurulduğu takdirde, Adli Yargıya başvuru süresi, idari Yargı kararının kesinleştiği tarihten, bu kararlara karşı temyiz veya karar düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ise, buna ilişkin kararların tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar" şeklindedir. Metnin sözünden de açıkça anlaşıldığı üzere, yasa koyucu 14. maddenin birinci fıkrasında belirlenen 30 günlük dava hakkına ilişkin sukutu hak süresinin başlama tarihini, idari .yargı kararının sonucunun tebligat yoluyla bildirilmesi ilke ve koşuluna bağladığı görülmektedir. 0 nedenle maddenin ilk cümlesi ile ikinci cümlesi birbirini tamamlar şekilde ve birlikte aynı amaca (tebligat ile sonucun öğrenilmesine) yönelik düzenlenmiştir. Gerçekte de, maddenin ilk cümlesi idari yargıya başvuran tarafın idari yargı kararını temyiz etmeyerek kesinleşmesi olgusunu öngörmüş, ikinci cümlesi ise idari yargı kararının temyiz edilmesi ve karar düzeltilmesi istenmesi hallerindeki durumu belirlemiştir. Diğer bir anlatımla idari yargı kararına karşı temyiz yoluna gidilmiş daha sonra karar düzeltme yoluda tercih edilmemişse temyiz ilamının tebliğ tarihi, karar düzeltme yoluna başvurulmuş ise karar düzeltmeye ilişkin ilamın tebliğ tarihi sukutu hak sürenin başlangıcına esas alınacaktır. Anılan maddenin özü ve sözünden idari yargı kararının veya idari yargı kararına karşı başvurulan kanun yollarının sonucunun tebligatla veya hukuken tebligat yapılamadığı takdirde tebligat yerine ilan yolu ile bildirimde bulunulması ve böylece tebellüğ tarihinden itibaren sukutu hak süresinin başlayacağı amaçlanmıştır. Hal böyle olunca, ilgilice karar düzeltme yoluna gidilmezse temyiz ilamının tebliğ edilmesinden sonra başlayan 15 günlük karar düzeltme süresi beklenilmeden farklı bir.anlatımla temyiz ilamının tebliği tarihinden başlayarak sukutu hak süresinin işlemeye başlayacağının kabulü kaçınılmazdır. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin yasanın yorumunda hataya düşerek verdiği direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 2.12.1998 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14/3. madde ve fıkrasında, "idari Yargıya başvurulduğu takdirde, Adli Yargıya başvuru süresi, İdari Yargı kararının kesinleştiği tarihten" denilmek suretiyle Adli Yargı'da dava açma süresinin, İdari Yargı kararının kesinleşmesi ile başlayacağını ana kaide olarak ortaya koymuştur.
Maddenin devamında ise, kararın kesinleşmesi için yapılacak usuli işlemler gösterilmiştir. Bu nedenle temyiz ve tashihi kararlara ait hükümlerin tebliğini şart koşmaktadır. Zaten İdari Yargı kararlarının tebliğide esastır.
Sayın çoğunluk 2.12.1998 tarihli oturumda,
Yukarıda metnine yer verilen kanunun, temyiz edilmeyerek kesinleşen kararları içerdiğini, devamın da ise, kesinleşme aramadığını açıklamıştır. Durumun böyle olduğunu bir an için kabul edersek maddenin devamında; '... bu kararlara karşı temyiz isteminde bulunulmuş ise, buna ilişkin kararların tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar" denildiğinden, bu kararların da temyiz edilen ve tashihi karar yolu kapalı olan davaları kapsadığını ve bu tür davaların tashihi karar yolu kapalı olması sebebiyle, tebliği tarihinden kesinleşmiş bulunduklarını kabul etmek gerekir.
veya karar düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ise buna ilişkin kararların tebliği .tarihinden itibaren işlemeye başlar" hükmünü içerdiğinden bu kararlarında tashihi karar yolu açık davaları kapsadığı, anlaşılmaktadır. Bunlarda tebliğ edilmekle kesinleşir.
Görüldüğü gibi, madde çoğunluğun görüşünün aksine, kesinleşmeyi düzenlemiştir. Madde de düzenlenmeyen konu; tashihi karar yolu açık olan ve fakat tashihi karar talep edilmeyen davalara münhasırdır. Bu halde ne yapılacaktır? Maddede de bu sorunun cevabı yoktur. Cevap İdari Yargılama Usulündedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, kararların düzeltilmesi başlığını taşıyan 54. maddesinde; kararın tebliği tarihini izleyen 15 gün içinde taraflarca karar düzeltme yoluna gidileceği açıklanmıştır. Gidilmezse, sürenin bitimi ile karar kesinleşir ve adli yargıda dava açma süresi olan 30 günlük hak düşürücü süre başlar. HUMK.nun 440. maddesinde de benzer hüküm vardır.
Yoksa7 çoğunluğun görüşü doğrultusunda, temyiz kararının tebliği tarihine geri dönülemez.
Açıklanan sebeplerle, mahalli mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
E. ÖZCAN Z. AKAR
5. HD. Üyesi 5. HD. Üyesi