 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/2-481
Karar No: 1998/423
T:10.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YOKSULLUK NAFAKASI
- KADININ GELİR VE SERVETİNİN ARAŞTIRILMAMASI ( Yoksulluk nafakası )
- TEMYİZ TALEBİNİN REDDİ ( Süre aşımı )
743/m.144
1086/m.432
DAVA ve KARAR:
Taraflar arasındaki "Nafaka ve Boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 7/10/1997 gün 1995/466 E. 1997/352 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25/12/1997 gün ve 1997/13007 E-14258 K. sayılı ilamı:
( ... 1- Temyiz edilen karar temyiz edenlerden davacı tarafa 14.10.1997 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen ( HUMK. 432 ) 15 günlük süre geçtikten süre geçtikten sonra 4.11.1997 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.
Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432. maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.
Ne varki Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk usülü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değişik 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği ( 1.6.1990 günlü ve 1989/3 E, 1990/4 K sayılı ) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca karara bağlanmıştır bu durumda gösterilen sebeple davacının temyiz isteminin reddi gerekir.
2- Davalı kocanın temyizine gelince:
a ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b ) Davacının 15 yıl Almanyada çalışıp birikimleriyle Türkiye'ye döndüğü kuşadasındaki yazlığını kızına devir ettiği, nafaka dosyasındaki tanıklardan Çorumda 3-4 dairesinin bulunduğu belirtilmiş olması karşısında davalının yoksul olmadığı dikkate alınmadan yoksulluk nafakası verilmesi doğru bulunmamıştır... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURUL KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Medeni Kanunun 144. maddesi, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile, diğer eşden mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğini öngörmüştür. Davacı ( koca ) cevap lahiyasında eşinin Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olduğunu, buradan gelir temin ettiğini ileri sürmüş ve ilgili açıklamaları da yapmıştır. Davalının vekili de dilekçesinde, kadının yurt dışında borçlanmak suretiyle emekliye ayrıldığını belirtmiştir. Yargılama sırasında taraf vekillerinin bu beyanları üzerinde durulmamıştır. Bozmadan sonrada, işaret edilmiştir. Davalının Çorum'da bir taşınmazının olduğuda tartışmasızdır. Mahkemece, Çorum'daki taşınmazın değeri ile, kadının gelir miktarının ne olduğu etraflıca araştırılması, bu gelir ve mal değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bzoma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.