 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/20-711
Karar No: 1998/738
Tarih: 21.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3402/m.4
Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana Kadastro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/1994 gün ve 1994/885-869 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 15/7/1996 gün ve 1996/8074-10132 sayılı ilamı ile; ( ...Adana, Merkez İlçe Karlık, Torunlar köyünde bulunan 971 parselin davalı adına tapu kaydına dayalı tesbitine orman yönetimi itiraz etmiş, kadastro komisyonu orman yönetiminin itirazının kısmen kabulüne parselin A harfi ile gösterilen 32.900 m2.lik kısmının 2/b madde kapsamında kaldığından köyün en son parsel numarası ile Hazine adına tesciline, kalan 7100 m2.lik kısmının tesbit gibi tesciline karar vermiş, tebliğ edilmiş, orman yönetimi süresinde orman iddiasıyla dava etmiştir. Mahkeme davanın komisyon kararında olduğu gibi, davanın A kesimi yönünden kabulüne karar vermiş, hükmü Yönetimler temyiz etmişlerdir.
Orman Yönetimi 26.1.1994 tarihinde açtığı dava ile, 971 sayılı parselin orman olduğunu nitelik kaybının sözkonusu olmadığını belirterek, 1983 yılında yapılmış tapulamaya da süresinde itiraz edip, taşınmazın gerçek kişi adına tesbitine de karşı çıktıklarını belirterek, süregelen davaya karşın 2/b madde uygulamasının doğru olmadığını da belirtip, komisyon kararının iptalini, tamamının orman olarak Hazine adına tescilini istemiştir. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, yapılan inceleme ve araştırmaya göre esasen, dava konusu 971 parsel sayılı taşınmazın 7100 m2.lik kesiminin 1952 yılında yapılan orman tahdidine göre, dışta kaldığı saptanmıştır. Bu kesimin gerçek kişi adına tescilinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, 2/b madde uygulamasına konu teşkil eden A ile işaretli 32.900 m2.lik kesimin niteliğini yitirip yitirmediği hususu üzerinde durulmamıştır. Şöyle ki; bu kesimlerin 1952 yılında yapılıp kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı tartışmasızdır. Ne varki, 1983 yılında yapılan genel tapulamaya orman yönetimince itiraz edilmiş ve 1992 yılındaki 2/b madde uygulamasına karşı da aynı şekilde orman yönetimince itiraz yoluna gidilmiştir. O halde, bu bölümün bilim ve fen bakımından gerçek anlamda orman niteliğini kaybetmiş olup olmadığının araştırılması gerekir. Bu nedenlerle, önceki bilirkişi dışında yeniden seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisleri veya mühendisinden ve fen elamanından oluşacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, çevresi detaylı şekilde incelenip; 1952 yılında orman tahdidi içerisinde kalıp, 1992 yılında nitelik kaybından bahisle dışarı çıkarılan kesiminin 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından niteliğini tam olarak yitirip yitirmediğini, kendi haline bırakılması halinde ormana dönüşüp dönüşmeyeceği hususları araştırılıp, bu yolda yeterli bilimsel verileri içeren rapor ve kroki düzenlettirilip, sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
2- Hazine vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Harçlar Kanunun değişik 13.maddesinin "j" bendi gereğince Hazineden harç alınma- masına, Orman İdaresince gerekli temyiz ilam harcı peşin yatırılmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.