 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/19-694
Karar No: 1998/715
Tarih: 14.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ALACAK DAVASI
TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN
HÜKÜMLERİ
KARAR ÖZETİ: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında kanun hükümleri uyarınca bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanması gerekir.
Taraflar arasındaki satım hukuki ilişkisi kapıdan değil, garanti belgeli satış olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde garanti belgeli satış hükümlerinin de gözetilmesi gerekir.
(4077 s. TKK. m. 4, 8, 9,13, 22, 30)
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.8.1996 gün ve 1996/683 E- 1996/789 K. sayılı kakarın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 12.6.1997 gün ve 1997/2874 E 1997/6114 K. sayılı ilamı ile; (....1- Dosya kapsamına ve davacının talebi dikkate alınarak hüküm kurulmuş bulunmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre, ayıplı malın aynen, olmadığı takdirde fatura bedeli 20.125.000 TL.nin fatura tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline ilişkindir.
Davacı, ayıplı yatağın tamiri, değiştirilmesi veya geri alınması için satıcı firmaya yaptığı girişimlerin sonuçsuz kaldığını iddia ederek, 4077 sayılı Kanunun 22. maddesi uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurmuş ve anılan heyet ve tarafından malın yenisiyle değiştirilmesine 24.6.1996 tarihinde karar verilmiş, malında yenilenmemesi üzerine tüketici mahkemesinde iş bu davasını açmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyleki,
Hakem heyeti kararı kesin nitelikte olmayıp, 22. madde hükmüne göre, tüketici mahkemesinde delil olabilir. Mahkemenin salt hakem heyeti kararına dayanarak davanın kabulü doğru değildir. O halde, Hakem Heyetinde bulunan dosya getirtilip incelenmeli, sözü edilen yasanın 4. maddesi hükmü çerçevesinde tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durulup, Tüketici Yasasının 30. maddesi gereği, satımla ilgili Borçlar Kanunun Genel Hükümlerinin olaya uygun düşen maddeleri de göz önünde tutulup, tüm deliller bir arada takdir edilerek oluşacak sonuç çerçevesinde uygun bir karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen kapıdan satışlarda uygulanması söz konusu olan 9. maddeye dayanılarak yazılı biçimde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Ayrıca, her ne kadar tüketicinin açtığı dava harca tabi değilse de, davanın kabulü durumunda karar harcı hesap edilip, kaybeden taraftan tahsili yolunda hüküm kurulması gerekirken, bu hususun da, gözden kaçırılması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinde "ayıplı mal ve hizmet" tanımı yapıldıktan sonra, satılanın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde tüketicinin, aldığı malları satıcı firmaya geri vererek kullanılabileceği tercih hakları açıklanmış, ancak tüketicinin geri verme borcunun ifa yeri ve zamanı ile borcu ifasında alacaklı temerrüdünün hukuki sonuçlarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş, 30. maddede "Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır" şeklinde bir yollama yapılmakla yetinilmiştir.
Bu yollama nedeniyle özel yasada hüküm bulunmayan hallerde yasanın tüketiciyi koruma ve kollama amacına aykırı düşmemek kaydıyla genel hükümlerin, özellikle Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksanmamalıdır.
Somut olayda davacı tüketici, ayıplı olduğunu öne sürdüğü malın yenisi ile değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ödediği bedelin iadesini istediğine göre sözü edilen geri verme borcunu ifa edip etmediğinin veya ifa etmiş sayılıp sayılmayacağının da üzerinde durulması gerekir. Öte yandan taraflar arasındaki satım hukuki ilişkisi; Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde tanımlanan "Kapıdan satış" niteliğinden olmayıp aynı yasanın 13. maddesinde açıklanan "garanti belgeli" bir satım bulunduğu dosyada mevcut davalı satıcı tarafından verilen garanti belgesinden anlaşılmaktadır. Öyle ise uyuşmazlığın çözümünde Yasanın 13. maddesi ile garanti belgesi hükümlerinin de gözetilmesi gerekir. Bu nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA) istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.