 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1998/15-585
K. 1998/607
T. 23.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla İstanbul Asliye 8. Hukuk Mahkemesinden verilen 14.5.1998 gün ve 1998/160- 211 sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 23.9.1998 gün, 1998/15-585 Esas, 1998/607 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
1- Temyiz dilekçesinde iler sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14.1.1998 gün ve 1991/5619 - 1998/46 sayılı ilamında ayrı ayrı ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve H.U.M.K.nun 440 maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirisine dayanmayan ve yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemlerinin REDDİNE.
2- Anılan Yargıtay bozma kararının 3. bendinde açıklanan bozma nedenlerinin yargılamada toplanan delil ve belgelerin ışığı altında usul ve yasaya uygun bulunmasına ve özellikle taraflar arasındaki eser sözleşmesinde, ücretin yabancı para borcu ile ödeneceğine ilişkin bir kararlaştırmanın kanıtlanamamasına göre salt bu yöne dair davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Hukuk Genel Kurulu'nun Onama kararının bu yönden ( BOZULMASINA ) oyçokluğu ile karar verildi.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN 23.9.1998 TARİH 1998/15-585 ESAS-60 KARAR SAYILI KARARI:
DAVA ve KARAR :
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.10.1991 gün ve 1991/124 E- 414 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.1.1998 gün 1997/5619 - 1998/46 sayılı ilami;
( ...Ölü babasının fotoğrafından belli ebatta büyütülerek yağlı boya tablo yapılması için davalı, davacıyla sözlü olarak anlaşmış, iş bedeline mahsuben 10 milyon lira peşin ödemiştir. Davacı tabloyu yapmış, çerçevelenmesi için dava dışı kimseye verilen tablodaki kişinin babasına benzemediğini ileri süren davalı tabloyu kabul etmemiş, bedelini de ödememiştir. Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış alınan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak kabulüne dair verilen karar davalı yonca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davalının edimi iş bedelini ödemek, davacının edimi ise istenilen ebatlarda yağlı boya tabloyu amacına uygun biçimde yapıp teslim etmekten ibarettir. Toblonun davalı Koncay Şehidoğlu'nca babasına karşı şükran borcunu yerine getirmek, onun anısını kendisi ve tanıyanlarla yaşatabilmek, taze tutmak amacıyla yaptırıldığı inkar edilemez. İşin ehli olan davacının bu amacı bilemiyeceği de söylenemez. O halde yapılıp teslim edilecek tablonun bu amaca uygun olması şarttır. Tabloya esas olan fotoğrafdaki kişi model olarak verilmiş değildir. Tabloya yer alacak insan resminin Fotoğrafdaki şahsın kişiliğini de olabildiğince yansıtması gerekir. Tabloya esas olan fotoğraf dışında, davalının babasının muhtelif zamanlarda ve değişik pozlarda çekilmiş fotograflarından davacının yararlanması da bu amaca erişilebilmesi içindir. Oysa, çıplak gözle bakıldığında dahi fotoğralarında yer alan kişiyle tabloda yer alan kişi arasında bu konuda farklılığın varlığı bariz biçimde görülebilmektedir. Fotoğraftaki yüz ifadesi yerine, tabloda asık suratlı, sert diye nitelendirilecek ifadenin yansıtıldığı açıktır. Pantolan ve kravatta renk değişiklikleri ve tabilikten uzaklaşmanın varlığı da bilirkişilerin bu konularda ki beyanlarını teyit etmemektedir. Tüm bunlar dikkate alındığında tablonun amacına uygun ve mükemmel olduğ usöylenemez. Bilirkişilerin anılan ebatlarda yağlı boya tablonun yapıldığı tarih itibariyle yapım bedelinin ne olabileceğine dair takdir ettikleri değere davacının hak kazanması, tablonun amacına tüm uygun, eksiksiz, kusursuz, tam yetkin diğer anlatımla mükemmel olmasına bağlıdır. Mevcut tabloda bu koşulların varlığından söz edilemez. Öte yandan yapımı şahsi maharete bağlı iş için davalının, davacıyı kendi serbest iradesiyle seçmiş olması ve bundan ötürü sonuca katlanması gerekir. Eser, reddini gerektirecek derecede ayıplı sayılmayacağına göre BK.nun 366. maddesince bilirkişilerce saptanan iş bedelinden değinilen hususlar nazara alınarak hakkaniyete uygun bir indirim yapılması suretiyle hükme varılması gerekirken, istemle bağlı kalınarak yazılı biçimde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3- Mahkemece sözleşmede iş bedelinin kararlaştırıldığı ve bunun ABD. doları üzerinden olduğu kabul edilmemiş, istem miktarının harca esas gösterilen 635 milyon olduğu kabul edilmiştir. Oysa davadan önce yaptığı ve mahkemece temerrüde esas alınan icra takibinde davacı bu değeri 542.450.000 TL. olarak göstermiş olmakla, bu miktarla bağlı olduğu gözden kaçırılarak, dava dilekçesinde bunu aşan değerin hükme esas alınması da kabule göre yasaya aykırı olmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmasmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinni temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ndenlerle ( ONANMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
İSTANBUL ASLİYE 8. HUKUK MAHKEMESİNİN 14.5.1998 TARİH ESAS 1998/160-KARAR 211 SAYILI KARARI:
DAVA : Davacı vekili 27.3.1997 tarihli dilekçesiyle ressam müvekkili ve davalı arasında 17.6.1996 tarihinde yağlıboya tablo yapım sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığını, davalının vefat eden babasının boydan portresinin 1,5m X 2m edadında ve yenişehir palas oteli resepsiyonu önünde yağlıboya tablo halinde yapılacağını, iş için 5000 dolar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, resimler ve fotoğraflardan yararlanılarak ve davalının denetiminde yapılan eser tamamlandığında 15.10.1996 tarihinde teslim alındığını, tablonun yine davalı tarafından çerçevecide 72.000.000.-lira bedelle çerçeve ettirilerek eve götürüldüğünü, sözleşme gereği ücret ödenmediğin den İstanbul 13. İcra Müd. 1997/61 sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, ancak davalı tarafından takibe itiaz edildiğini, eser ücret bedeli olan 5000 doların ödeme tarihindeki türk lirası karşılığının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 11.4.1997 tarihli dilekçesiyle taralar arasında bir eser sözleşmesi olmadığını, her an anabilmek için beğenildiği takdirde satın almak üzere şarta bağlı bir sözleşme kurulduğunu, ücret kararlaştırılmadığını, yapılan tablonun beğilmediğini, düzeltmeler yapılması halinde bile istenen ücretin fahiş olduğunu, çerçevelenerek tablonun eve götürüldüğünün de gerçek dışı olduğunu, tablonun teslim alınmadığını, davacıda olduğunu, icra takibi yapılıp dava açılmasına rağmen toblonun beğeni çerçevesine yerleştirilerek teslim olunmadığını , kendilerine güvence verilidiğini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE: Mahkememizin 1997/124 E. 1997/414 K. 14.10.1997 tarihli ilamı Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 1997/5619-1998/46 sayı, 14.1.1998 tarihli ilamı ile bozulmuş olmakla, yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur
.
Dava dilekçesinde tablonun davalı tarafından teslim alındığı, çerçevecide 72.000.000.- TL. bedelle çerçeve edilerek eve götürüldüğünü belirtmiş, davalı taraf ise cevap layihasında tablonun teslim alınmadığını, halen davacıda olduğunu ileri sürdüğü halde 12.6.1997 tarihli celsede davalı vekili tabloyu teslim alındıklarını, aile büyüklerinin tabloyu beğenmediği için ressama da ulaşamadıklarından davacıya iletilmek üzere tablonun çerçeveciye bırakıldığı beyan edilmiştir. Yine taraf vekilleri tablonun ebat itibarı ile mahkemeye getirilmesi çok zor olduğunu ifade etmeleri üzerine tablonun bırakıldığı çerçeveci dükkanında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü öğretim görevlilerinden oluşan üç kişilik bir heyet marifetiyle mahallinde dava konusu tablo görülmek suretiyle yapılan uzun incelemeler sonucu hükme esas kabul edilen 23.7.1997 tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir. Bu yağlıboya tablonun ebatları 150x200cm. olup, bilirkişi raporunda ( fotoğraflar ve dava konusu tablo incelenerek kompozisyon, ışık, gölge, armoni, açık koyu gibi plastik değerler resimsel geleneğe dayalı olarak ustalıkla çözümlenmiş ve dava konusu tablonun sanatsal değeri sanatçının kişiliği ile de özdeş olarak düzeyli bir hale getirilmiştir. Ayrıca ressam tarafından yararlanılan fotoğraflar ile dava konusu tablo arasında kesin bir benzerlik olduğu ) açıkça beyan edilmiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında davacı tarafından yapılan tablonun incelenmesi söz konusu değildir. Sadece dosya içersinde bulunan bu tablonun kartpostal ebadında çekilerek tab edilmiş fotoğrafı incelenerek bozma ilamında yazılı sonuca varılmıştır. Yargıtay bozma ilamı içeriğinde bilirkişi raporuna değinilmeden davacı tarafından çıplak gözle bakıldığında dahi fotoğralarında yeralan kişi ile tabloda yeralan kişi arasında farklılık olduğu, yüz ifadesinin asık suratlı ve sert olduğu, gibi nedenlerle tablonun amacına uygun ve mükemmel olduğunun söylenemeyeceği ifade edilmiştir.
Yargıtay dairesinin mahallinde gözlenen tabloyu inceleyerek rapor tanzim eden bilirkişilerin beyanlarının aksini mütalaa ederek B.K.nun 366. Maddesi gereğince bilirkişilerce saptanan ücrette indirim yapılması gerektiği konusunda görüşlerine mahkememizin iştirak etmesi mümkün olmamıştır. Kaldı ki daire ilamında bilirkişilerin takdir ettikleri değere itibar edilmekle, fakat tablonun vasıfları hakkındaki görüşlere itibar edilmemiştir.
Yargıtay bozma ilamının ikinci kısmına gelince; mahkememizdeki dava itirazın iptali davası olmayıp alacak davasıdır. Davacı önce icra takibinde bulunmuş ve yapmış olduğu tablo karşılığı, karşı taraftan 5000 USD talep edilmiş, dilekçe altına o günkü tarih itibarıyla Amerikan dolarının karşılığı 127.000.-liradan hesaplanarak 635.000.000.-lira talep edilmiştir. Bilirkişi raporunda dava konusu tablonun değeri 700.000.000.-lira hesaplanmış olup, bu değer mahkemece kabule şayan görülmüş, ama dava dilekçesindeki harca esas gösterilen miktar 635.000.000.-lira olduğundan dava bu miktar üzerinden kabul edilmiştir. Faizi ise temerrüt tarihinden itibaren hükmedilmiştir. Bu nedenlerle mahkememizin daha önce verdiği 14.10.1997 tarihli kararda ısrar etmesine ve orda yazılı gerekçelerle 625.000.000.-liranın davalından tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin reddine karar ittihazı gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- Mahkememizin 14.10.1997 tarihli kararında ISRAR edilmesine, davanın 625.000.000.-liralık kısmının kabulü ile bu miktarın davacı, davalıyı icra takibi ile temerrüde düşürdüğünden icra takip tarihi olan 3.1.1997 tarihinden, 1.1.1998 tarihine kadar %30, bu tarihten sonra %50 yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Evvelki kararda harç davacı tarafından yatırılmış olmakla, ayrıca alınmasına gerek olmadığına, davacı tarafından yatırılan 22.500.000.-lira harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı vekili için takdir edilen 41.000.000.- lira nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, red edilen kısım nedeniyle davalı vekili için takdir edilen 1.000.000.- lira nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Red ve kabul edilen miktara göre hesaplanan ve aşağıda dökümü yazılan davacı yargılama giderlerinin takdiren 62/63 nün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı yargılama giderlerinin ise takdiren 1/63 nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, dair temyizi kabil karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okundu, anlatıldı. 14.5.1998
Katip Hakim