 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/13-741
Karar No: 1998/796
Tarih: 4.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- HİLE İDDİASI ( Akdin Taraflarından Birinin Edimini İfadan Kaçınması )
- EDİMİ İFADAN KAÇINMA ( Hile İddiası )
- AKDİN TARAFLARINDAN BİRİNİN EDİMİNİ İFADAN KAÇINMASI ( Hile İddiası )
- HİLE ( Karşı Tarafın Akde Aykırı Davranışının Hile Olmadığı )
- AKDE AYKIRI DAVRANIŞ ( Hile Niteliğinde Olmaması )
818/m.28
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.4.1997 gün ve 1997/223 E-343 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20.2.1998 gün ve 1998/794-1151 sayılı ilamı ile; "... Davacı 1/4 tam mülkiyet 2/4 intifa hakkı ile sahip olduğu gayrimenkul üzerindeki intifa hakkında çıplak mülkiyet sahibi olan davalılar lehine kendisine 1.500.000.000 TL. verilmesi karşılığında feragat ettiğini, intifa hakkından feragat ettiği gayrimenkulün satıldığını ancak, kendisine yanlızca 500.000.000 TL. verildiğini öne sürerek 1.000.000.000 liranın davalılara ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 14.10.1996 gün 1996/8401-8649 sayılı kararıyla hüküm bozulmuş, mahkeme eski kararında direnmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 8.10.1997 gün 1997/13-513 esas, 1997/787 karar sayılı kararında "Mahkemece bozmadan sonra istek yine kabul edilmiştir. Ancak, bu kez verilen kabul kararı bozmadan önceki kararda dayanılmayan hile olgusu esas alınmış ve davanın tanıkla ispat edilebileceği kabul edilerek kurulmuştur. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, ilk kararda hiç sözü edilmeyen yeni bir gerekçeye dayalı yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir. O itibarla yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş dosya Dairemize gönderilmiştir.
Borçlar Kanununun 28. maddesi hükmünde tanımlanan hile bir kimseyi hukuki muamele yapmaya sevk için o yönde bir irade açıklamasında bulunmasını sağlamak kastı ile o kimsede yanlış bir kanı uyandırmak ya da esasen var olan yanlış ( hatalı ) fikrin devamını sağlamaktır. Hilede yanıltma söz konusudur. Davacı davalılarla kendi hissesine karşılık 1.500.000.000 TL. ödenmesi konusunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya uygun olarak 500.000.000 TL. ödemede bulunmalarına rağmen anlaşmada öngörülen bakiye 1.000.000.000 TL.nin ödenmediğini böylece hile ile aldatıldığını ileri sürerek ödenmeyen paranın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı davalıların hilesinden, kendisini aldatmasından söz etmesine rağmen BK.nun 28. maddesinin bu halde kendisine tanıdığı sözleşmeyle bağlı olmadığı şeklindeki hakkını değil, aksine hile ile yapıldığını öne sürdüğü sözleşme ile kararlaştırılan bedeli istemiştir. Tanıklar da davacının iddiası gibi anlaşmanın bu şartı için tanıklık etmişlerdir. Bu iddia aktin şartları ile ilgilidir. Bu şartların varlığı usulüne uygun şekilde yazılı delil ile ispat edilmelidir. Karşı tarafın akdin şartlarına uygun davranmaması hile değildir. Öyleyse mahkemece evvelki bozma ilamında da belirtildiği gibi davacının davalılara bir ant yöneltme hakkı olduğu hatırlatılmalı sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Yazılı gerekçeyle isteğin kabul edilmiş olması bozmayı gerektirir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalılar vekili
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.