 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/13-151
Karar No: 1998/202
Tarih: 4.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Ankara Asliye ö. Ticaret; Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.12.1996 gün ve 1996/338 E-692 K.sayılı Kararın incelenmesi davacı vekili taralından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 3.6.1997 gün ve 1997/3263-5056 sayılı ilamı ile; (...Davacı davalı ile Akdeniz Caddesinde bulunan buz pateni sarayındaki işletmeciliği birlikte yürütmekte iken kendi hissesi olan 1/2 isletme hakkını demirbaşları ile birlikte restorant ve kafeteryanın isletmesi de dahil olmak üzere davalıya Ankara 22.Noterliğinde 20.3.1995 tarihinde düzenlenen devir senedi ile devir ettiğini, devir senedinde devir tarihinden önceki ve sonra gelecek bütün vergi mükellefiyetleri ile birlikte davalıya ait olacağının açıkça belirtildiğini, devir senedinin tanziminden sonra Vergi Dairesinden ve devir tarihinden önceki zamanı kapsayan dönemle ilgili kendi adına ve buz pateni sarayına ödeme emri gönderilmiş ancak bu meblağlar davalı tarafından ödenmediğini, takside bağlanan verginin ikinci, üçüncü ve dördüncü taksitlerinin toplamı 118..272.000 TL.yi kendisinin ödediğini, devir sözleşmesine göre davalının bu bedeli kendisine ödemesi gerektiğini öne sürerek 118.272.000 TL'nın davalıya ödettirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davacının ödediği verginin şahsi geliri ile ilgili olduğunu ilk vergi taksidini de davacının ödediğini, ödenen miktarın kendisinden tahsili için davacının açmış olduğu davanın red edildiğini kararın kesinleştiğini, ortada kesin hüküm bulunduğunu savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı taralından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 20.3.1995 tarihli devir sözleşmesinde aynen (bugüne kadar olan ve bugünden sonra olacak her türlü vergi, sigorta, çek, senet, ceza ve mükellefiyetlerinin devir alana ait olacağı) kararlaştırılmıştır. Davacı ödediği ve bu davaya konu yaptığı verginin ortaklığa ait olduğunu ve devir sözleşmesine göre davalının bunu ödemekle yükümlü bulunduğunu ileri sürmüştür. Gerek taraflar arasında cereyan eden Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.2.1990 gün 1995/578 esas, 1996/78 karar sayılı dosyasına ve gerek bu dosyaya davacının ibraz ettiği Maltepe Vergi Dairesinin 12.4.1996 tarihli yazısına göre davacı adına 4350037555 sicil numarasıyla kayıtlı bulunan vergi kaydının davacının bu ortaklıktan elde ettiği kazançlarla ilgili bulunduğu ve kendisinin başkaca bir ticari faaliyeti olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda davacının ödediğini ileri sürdüğü vergi parasının devir sözleşmesine göre hangi tarafın yükümlülüğü altında bulunduğunun saptanması bu davada uyuşmazlığın esasında teşkil etmektedir. Davacının daha önce Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı ve redle sonuçlandığı anlaşılan 1995/578 esas sayılı dava dosyasının konusu ile bu davanın konusu ayrı olduğu için temyiz konusu olayda kesin hüküm teşkil etmesine olanak yoktur. Öyleyse mahkemece bu işten anlıyan uzman bilirkişi aracılığı ile gerektiğinde ortaklığın ve Maltepe Vergi Dairesinin kayıtları üzerindede inceleme yaptırılmak suretiyle davacının ödediği verginin devir sözleşmesine göre davalının yükümlülüğü altında bulunup bulunmadığının saptanması ve ortaya çıkacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeyle isteğin reddedilmiş olması bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine "geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tu ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma Kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.3.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.