 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/11-616
Karar No: 1998/666
Tarih: 7.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KOOPERATİF ORTAĞININ DAVA HAKKI
- İNŞAATTA TEMELLERİN VE DÖŞEMENİN PROJEYE AYKIRI OLMASI ( Ortağın dava hakkı )
818/m.41
1163/m.53
DAVA ve KARAR :
Taraflar arasındaki "kal ve yapının projeye uygun hale getirilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.11.1996 gün ve 722-779 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 17.3.1997 gün ve 1396-1782 sayılı ilamı:
( ... Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi ve denetçisi olduğunu, kendisinin Sakarya Üniversitesinde yardımcı doçent olması nedeniyle inşaat işlerinden anladığını, yaptığı araştırmalarda kooperatifin inşaat temellerinin ve döşemelerinin plan ve projeye aykırı olduğunu, inşaatın hatalı yapıldığını, inşaat alanının 1. Derece deprem bölgesi olması nedeniyle inşaatın ve binanın yıkılma ihtimalinin bulunduğunu, kooperatifin uyarılara rağmen bu konuda herhangi bir önlem almadığını, Serdivan Belediye Başkanlığına yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığını iddia ederek, proje ve plana aykırı olarak yapılan temeller ve döşemelerin kal'i ile projeye uygun hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatifin denetçisi olup, kooperatifin sadece muhasebesini denetlemekle yükümlü olduğunu, iddianın doğru olmadığını, inşaatların her türlü bilirkişi incelemesine açık olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre; davanın yönetim kurulunun görevini yapmadığı esasına dayandırıldığı, ancak bu durumda dava açılabilmesi için, bu konuda genel kurulca bir karar alınmış olması gerektiği, davacının önce denetçi sıfatıyla dava açtığını bildirdiği, getirtilen genel kurul kararlarından dava koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, genel kurul kararı olmadan bu davanın açılabilmesi için yine ilgilinin konuyu genel kurula getirmesi gerektiği, genel kurulun bu istemi reddetmesi halinde buna karşı dava açabileceği dosya da bu koşulların da oluşmadığı, davacı davayı denetçi sıfatıyla açtığını açıkça bildirdikten sonra, bu beyandan döndüğünü bildirmiş ise de, usul hukuku açısından bunun mümkün olmadığı, davacı davayı üye sıfatı ile açmış olsa dahi, bunun koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı ve denetçisi olduğunu, davalı kooperatifin inşaat temellerinin ve döşemelerinin projeye aykırı olduğunu, inşaat alanının 1. Derecede deprem bölgesi olması nedeniyle inşaatın ve binanın yıkılma ihtimalinin bulunduğunu iddia ederek, plana ve projeye aykırı olarak yapılan temeller ve döşemelerin yıkılarak projeye uygun hale getirilmesi isteminde bulunmuştur.
Davacının iddiası ileride gerçekleşmesi olası bir zararın önlenmesi istemine ilişkindir. Esasen burada davacı, bir haksız fiil olgusuna dayanmaktadır. Kooperatif ortaklarının, kooperatifin haksız fiiline karşı dava açmaları da, genel kurul kararı alınması koşuluna bağlanmış değildir.
Öte yandan davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Ancak, iş bu davayı denetçi sıfatıyla mı, yoksa ortak sıfatıyla mı açtığı konusunda uyuşmazlık doğmuştur. Davacının denetçi olma sıfatı esasen ortak olma sıfatını kaldırmayacağına göre, mahkemece davacının çerçevesinde tarafların kanıtları toplandıktan sonra, işin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde ve eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına,dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.