 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/11-258
Karar No: 1998/273
Tarih: 15.4.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİ
ALACAK DAVASI
İŞ BOLUMU İTİRAZI
KARAR ÖZETİ: 1- Davacı aracını kullanan sürücünün, alkollü olduğu, olayın meydana geldiği saat ile sürücünün muayene edildiği saat arasında iki saat fark bulunduğu, bu sürenin alkol oranına etkisi bulunduğu gibi sürücünün aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olup olmadığı, olayın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin, uzman bilirkişi kuruluyla tespit edilmeden,
2- İşbölümü itirazının, süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden, dava dilekçesinin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiği araştırılmadan hüküm kurulması,
Usul ve yasaya aykırıdır.
(6762 s. TTK. m. 4, 5)
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 28.4.1997 gün ve 1996/966 E-271 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay On birinci Hukuk Dairesinin 15.9.1997 gün ve 1997/5251 -5773 sayılı ilamı ile; (.... Davacı vekili, müvekkilinin otomobilini davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalandığını, sigorta sözleşme süresi içerisinde aracın hasara uğradığını, ancak sürücünün alkollü olduğundan bahisle sigorta bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 144.385.000 TL.'nin olay tarihinden itibaren %80 faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın ticari nitelikte olup, ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kaza saat 05'te olduğu halde alkol ölçümünün saat 07'de yapıldığını, rapor üzerinde düzeltme yapıldığını, dolayısıyla araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğundan hasarın teminat dışı olduğunu davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre, trafik kazası sonrasında' alınan doktor raporundan araç sürücüsünün olay sırasında %50 promilo alkol aldığının tespit edildiği bu oranın Trafik Kanunu'na göre sarhoşluk sınırının altında kaldığı; Kasko Sigorta Poliçe Genel Şartlarının 55. maddesinde Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış olması halinde ödeme yapılamayacağının belirtilmiş olduğu ve davacı yön sürücüsünün yasada belirtilen sınırın altında alkol almış olduğunun anlaşıldığı, miktar konusunda uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 144.385.000 TL.'nin, 24.10.1996 tarihinden itibaren işleyecek %57 reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kasko sigortalı aracın kazaya uğraması nedeniyle, sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kaza sırasında davacı yan sürücüsünün alkollü olduğundan bahisle, rizikonun teminat dışı olduğu savunulmuştur. Dosya arasında bulunan Kasko Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının 55. maddesinde "Trafik Kanunu'nda yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması ile meydana gelen zararların teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
Ancak, Dairemiz uygulamasında; sürücünün alkollü içki almış olması nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunması halinde teminat dışı olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda sürücünün aldığı alkolün oranı doğrudan doğruya sonuca etkili değildir. Bu bağlamda mahkemece yapılacak iş; aralarında nöroloji uzmanı' tabib ile trafik uzmanı kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulunca inceleme yaptırılması ve davalı yanın kazanın saat 05'de olduğu, alkol muayenesinin ise saat 07'de yapıldığı şeklindeki savunması da, gözönünde tutularak olayın meydana geliş şekli itibariyle bu kaza ve hasarın münhasıran sürücünün alkolün etkisi altında kalmasından ileri gelip gelmediğinin tespit ettirilmek ve sonucuna göre, hüküm kurulmak gerekirken, bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Diğer yandan, sigorta uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar TTK.nun 4. maddesi uyarınca, mutlak ticari davalardan olup, davalı yanın yapmış olduğu işbölümü itirazının TTK.nun 5. maddesi gereği süresinde yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde davanın ticari nitelikte bulunmadığından bahisle bu istemin reddi isabetli olmamış ve kararın bu yönden dahi bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,
1- Davacı aracını kullanan sürücünün alkollü olduğu, olayın meydana geldiği saat ile sürücünün muayene edildiği saat arasında iki saat fark bulunduğu, bu sürenin alkol oranına etkisi bulunduğu gibi, davacı sürücünün aracı güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olup olmadığı, olayın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediğinin uzman bilirkişi kuruluyla tespiti gerekmesine göre, Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Ayrıca, işbölümü itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden dava dilekçesinin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiği araştırılmadan, bu işbölümü itirazının süre yönünden reddi de usule aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.4.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.