 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/10-559
Karar No: 1998/574
Tarih: 8.7.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YABANCI ÜLKEDEN GEÇİCİ İŞGÖRMEZLİK ÖDENEĞİ ALINMASI ( Yurda Kesin Dönüş Yapılmadığını Göstermesi )
- YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANMASI ( Yurtdışı Çalışmalarının Borçlanması-Kesin Dönüş Şartı-Yabancı Ülkeden Geçici İşgöremezlik Ödeneği Alınması )
- YURDA KESİN DÖNÜŞ ŞARTI (Yaşlılık Aylığı Bağlanması İçin-Yabancı Ülkeden Geçici İşgöremezlik Ödeneği Alınması)
3201-1/m.6/A-a
506/m.60
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11/3/1997 gün ve 1996/329 E-1997/80 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı SSK. Vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 5/2/1998 gün ve 1998/26-466 sayılı ilamı ile; ( ...Dosya içeriğine göre; davacı Sosyal Sigortalar Kurumunca davalı Mahmut Sevgen aleyhine açılan istirdat davasında; davalının Sosyal Sigortalar Kurumu'na müracaatında yurt dışından kesin dönüş yaptığını bildirerek yurt dışındaki hizmetlerini 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlandığını kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını Alman Sigorta Merciinden alınan yazıya göre 20/2/1994 tarihine kadar yurtdışında çalıştığı geçici iş göremezlik ödeneği aldığının anlaşıldığını yurda kesin dönüşünün olmadığını yaşlılık aylığının kesildiğini fuzulen ödenen 1/4/1991-21/3/1996 tarihleri arasındaki aylıkların tutarı olan 195.211.678 TL.'nin yasal faizi ile birlikte tahsilinin istendiği, mahkemece ise, 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlanılan süreler için ve yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için yurda kesin dönüş şartının olmadığı belirtilerek Kurumun isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3201 sayılı Yasa'nın 3 ilk maddesi 6/A-a maddesine göre ise, borçlanabilmek ile yaşlılık aylığı bağlanabilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun müteaddit kararları da bu doğrultudadır. Diğer taraftan dosyadaki belgelerden davalının 20/2/1994 tarihine kadar yurt dışında çalıştığı 2/11/1994 tarihine kadar ise yurtdışında hastalık sigortasından geçici işgöremezlik ödeneği aldığı anlaşıldığı için yurda kesin dönüş yapmadığı hususu sabittir. Bu itibarla davacı Kurumun 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlanma ve yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili işlemi iptal etmesi doğrudur. Ancak, yine dosyadan davalının 2147 sayılı Yasa'ya göre borçlandığı hizmetleri ve Türkiye'deki hizmetleri nazara alınarak kendisine yaşlılık aylığının 1/4/1991 tarihi itibari ile bağlanması mümkün olduğu anlaşıldığından daha önce davalıya bağlanan yaşlılık aylığı miktarı ile Türkiye'deki hizmetleri + 2147 sayılı Yasa'ya göre bağlanacak aylık tutarları karşılaştırılarak aradaki aylık fark miktarı ve 1/4/1991-21/3/1996 tarihleri arasındaki fark miktarı hesaplanarak bulunan meblağa hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı SSK. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 8/7/1998 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
UYUŞMAZLIK: Davalı Sigortalının 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlanıp, borçlanma bedelini ödedikten ve yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, yaşlılık aylığı alırken yurtdışında hastalık sigortasında geçici işgörmezlik ödeneği almasının yaşlılık aylığının kesilmesine ve ödenenlerin istirdadını gerektirip gerektirmediğine ilişkindir.
KONUNUN TARTIŞILMASI: 506 sayılı Kanunun 60. maddesinden yaşlılık aylığı şartları olarak sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı, yazılı istekte bulunmak ve çalıştığı işten ayrılmak ve çalışma yasağı olarak belirlendiği için 3201 sayılı Yasa'da da yurtdışında çalışan işçiler yönünden 3201 sayılı Yasa'nın 6. maddesinde işten ayrılma ve çalışma yasağı şartına paralel olarak işten ayrılma ve yurda kesin dönüş şartı konulmuştur. Ancak, 506 sayılı Kanunun 63. maddesinin B fıkrasında yapılan değişiklikle yaşlılık aylığı alan kimseler için destek primi ödemek şartıyla, çalışma yasağı kaldırıldı. Yaşlılık aylığı alanların hizmet akdiyle çalışmaları 3279 sayılı Yasa ile kabul edildi. Böylece, çalışan işçinin çalışırken, yaşlılık aylığı şartlarını haiz olması halinde işten ayrılmadan yaşlılık aylığı alması mümkün olmuştur. Nitekim, 1479 sayılı Yasa'nın 35., 2926 sayılı Kanunun 17. maddesinde de yaşlılık aylığı bağlanması için işten ayrılma şartı konulmamıştır. Şu durumda 506 sayılı Kanunun 63/B maddesindeki ( 3279 sayılı Kanununla değişik ) değişiklikle işten ayrılma şartı ve çalışma yasağı kaldırıldığı için, 3201 sayılı Yasa'daki yurda kesin dönüş ve yurt dışında çalışma yasağı da kaldırılmış ve ilga edilmiş olarak kabulü gerekir. Aksi halde, yurt içindeki işçiler ile yurt dışındaki işçiler için ayrı ayrı yaşlılık aylığı şartları kabul edilmiş olur ki, o da Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik, 49. maddesindeki çalışma hürriyeti, 60 ve 62. maddelerdeki Sosyal Güvenlik Hakkı maddelerine aykırı olur. Bu itibarla, Mahalli Mahkeme kararının onanması gerekirken Özel Daire çoğunluk bozma kararı doğrultusundaki Genel Kurulun bozma kararına karşıyım. 8/7/1998.