 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1998/10-16
Karar No: 1998/99
Tarih: 11.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tesbit ve kurum işleminin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.İş Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 7.5.1937 gün 1996/2858 E-1997/627 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 30.6.1997 gün ve 1997/5098-5006 sayılı ilamiyle; (...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, Sosyal Sigortalar Kurumu vekilinin tüm itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Davacı yurt dışında 19.7.1963-31.1.1982 arası geçen çalışmalarını 2147 sayılı Yasa uyarınca, 1.2.1982-31.12.1990 arası geçen çalışmalarını da, 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlanmış ve 3.5.1991 tarihinde yurt dışında kesin dönüş yaptığını beyan ettikten sonra 14.3.1991 tarihli tahsis dilekçesine istinaden aylık bağlanmıştır. Ancak, 14.8.1991 tarihine kadar işsizlik yardımı aldığından bahisle yaşlılık aylığı iptal edilmiştir. Mahkeme, 3201 sayılı Yasa'ya göre yapılan borçlanmanın, davacının yurda kesin olarak dönmemiş olması nedeniyle Kurum işleminin doğru olduğu gerekçesiyle bu konudaki istemi reddetmiş, diğer istemleri ise kabul edilmiştir. Davacı, yurda kesin dönüş yapmış, zaman zaman yurt dışındaki çocuklarını ziyaret amacı ile yurt dışına çıktığı tanık anlatımları ile anlaşılmaktadır. Arızi çıkışlar, yurda dönmediği sonucunu yaratmaz. Kaldıki, davacının 1990 yılında %100 nisbetinde çalışma gücünü kaybetmesi de yurt dışında çalışamayacağına karine teşkil eder. Öte yandan işsizlik yardımı alması da yeniden çalıştığı anlamına gelmez. İş bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden davanın kabulü yerine 3201 sayılı Yasa'ya göre yaptığı borçlanmanın iptali isteminin reddi isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan tebyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davacı vekili ve Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına.dosyadaki tutanak ve kanıtlara,mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekili ve Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONAMMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (344.000) lira bakiye temyiz ilam harcının, temyiz edenden davacıdan alınmasına, 4792 sayılı S.S.Kurumu
Kanunun 2868 sayılı Yasa ile değişik 24/c maddesi uyarınca kurumdan harç alınmasına mahal olmadığına, 11.2.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkeme, davacının Almanya'dan 9.6.1991 tarihinde kesin dönüş yaptığını bildirmiş olmasına karşın, oradaki hizmet sözleşmesini 31.12.1991 tarihinde feshettiği görüşüyle direnmeye karar vermiştir. Hizmet sözleşmesi gerçekten 31.12.1991 tarihinde feshedilmiş olsaydı direnme kararı doğru olabilirdi. Oysa, Mahkemenin dayandığı belgeye göre, davacının hizmet sözleşmesi, Nisan 1991 tarihinde, hem de işveren tarafından işletmesel nedenler bahanesiyle feshedilmiştir. Mahkemenin gösterdiği, 21.12.1991 tarihi, işverenin beyanının alındığı tarihtir. Bu durum Yüce Genel Kurula görüşmeler sırasında anlatıldığı halde, "Mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenler" denilerek yanlışa dayalı Mahkeme kararının onanması doğrultusunda çıkan sayın çoğunluk kararına katılamıyorum.