 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/9-486
Karar No : 1997/822
Tarih : 15.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
CEZA KOŞULU
CEZANIN TENKİSİ
KARAR ÖZETİ : Taraflar arasında düzenlenen TİS uyarınca, askerden dönen işçisini işe almayan işveren A. Ş. 'nin ödemesi gereken tazminat, tipik bir ceza koşuludur. Tacir olan işveren A.Ş. ile işçi arasındaki ilişki ticari iş niteliğinde olmayıp 1475 sayılı İş Yasası hükümlerine bağlı bir hizmet aktidir. Bu nedenle BK'nun 161/son maddesiuyarınca indirime tabi olup TTK'nun 24. maddesinin uygulanmasını gerektirmez.
(818 s. BK. m. 161/son)
(6762 s. TTK. m. 3,24)
Taraflar arasındaki "TİS en kaynaklanan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Antalya İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 10.12.1996 gün ve 1996/359-522 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 7.4.1997 gün ve 19961 23037-1997/6709 sayılı ilamiyle; (.... 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının askerlik dönüşü işe alınmaması ile ilgili TİS.nin 1 6/b maddesinde öngörülen tazminat niteliği itibariyle cezai şart kapsamında bulunduğundan, Borçlar Kanunu'nun 161/son maddesi uyarınca tenkisinin düşünülmemiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Uyuşmazlığın çözümü, davacının askerlik dönüşü işe alınmamasından kaynaklanan ve TİS'nin 1 6/b maddesinde öngörülen "İŞE ALMAMA" tazminatının hukuki niteliği ile bu tazminatın BK.nunun 161/son maddesi uyarınca indirime tabi tutulup tutulmayacağının belirlenmesinde toplanmaktadır. Öncelikle belirtelim ki, sözü edilen tazminat hukuksal nitelikçe, bir cezai şart konumunda olduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
Gerçekte de, Davanın yasal dayanağını oluşturan TİS'nin 16/b maddesi "Muvazzaf askerlik hizmeti dolaysıyla işinden ayrılan işçiler askerlik bitiminden sonraki iki ay içinde işverene müracaatları halinde ve çalıştığı kadro doldurulmamış ise aynı işyerine alınırlar. İşe alınmamaları halinde işçiye yasal hakları dışında, emsali işçinin o anki ücreti üzerinden üç aylık brüt ücreti tutarında işverence işe almamak tazminatı ödenir" şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, anılan hukuki işlem ile işverenin askerden dönen işçisini işe alma borcunu yerine getirmemesi halinde ödemesi gereken işçiye ispat yükü olmadan, zararını alabilmenin imkanı sağlayan fer'i nitelikte, götürü bir edimle yükümlü tutulduğu belirgindir. Eylemin açıklanan unsurlarından hareket edildiğinde işe al-mama tazminatının tipik ceza koşulu olduğunun kabulü kaçınılmazdır. Kaldı ki anılan tazminatın bir ceza koşulu olduğunda yerel mahkeme ile özel daire arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi Hukuk Genel Kurulu müzakerelerinde de ayrık bir görüş öne sürülmemiştir. Çözümlenmesi gereken sorun, bu nitelikteki bir ceza koşulundan, BK.nunun 161/son maddesi uyarınca bir indirim yapılıp yapılmayacağı nın farklı bir anlatımla, davalı işvereninin A.Ş olması nedeni ile TTK. 24. maddesinin olayda uygulama olanağının bulunup, bulunmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır. Bu bağlamda, davacı işçi ile işveren arasındaki ilişkinin hukuku nitelikleri üzerinde durulmasında yarar vardır.
İlk olarak belirtelim ki, işveren ile işçi arasındaki ilişki TTK.nun 3. maddesinde anlamını bulan ticari iş niteliğinde olmayıp, 1475 sayılı İş Yasasından kaynaklanan ve iş yasası hükümlerine bağlı ve bu çerçeve içinde kendine özgü bir hizmet akdidir. Dahası işçi işveren ilişkileri gözetildiğinde kamu düzeni ile de ilgilidir. Esasen iş hukukunun temel ilkelerinden olan tarafların dengeli tutulması kuralıda bu kabulü doğrulamaktadır. 0 nedenle; işe almama karşılığı bir yaptırım olarak kararlaştırılan ceza koşulu TTK. nu hükümlerinin öngördüğü anlamda bir ticari ilişkiden kaynaklanmadığı çok açıktır. Hal böyle olunca; davalı işveren A.Ş.nin, tacir olması taraflar arasındaki anlatılan hukuki ilişkinin kendine, özellikle iş yasasına özgü niteliği karşısında, TTK.nun 24. maddesinin uygulamasını gerektirmez.
Açıklanan nedenlerle, TTK. 24. maddesine dayanılarak, işe almama tazminatı (Ceza koşulu) miktarında indirim yapılmamasına ilişkin yerel mahkemenin kabulü ve direnmesi yerinde görülmemiştir. Nevarki, hükmedilen işe almama tazminatının (ceza koşulunun) miktar, dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; tarafların ekonomik durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması dolayısıyla sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü olarak alındığında hak, adalet ve nefaset kurallarına uygun görülmüş, mahkeme kararı bu nedenle onanması gerekmiştir.
S o n u ç Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), (3.295.000.) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.10.1997 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalının tacir olduğunda ve davacının da davalının ticarethane niteliğinde çalışırken oluşturulan Toplu İş Sözleşmesinden yararlanan kişilerden olduğunda tartışma yoktur. Ticaret Kanununda "Tamgün olarak duran hazırlıkla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren BUTUN MUAMELE, FİİL VE İŞLER TİCARİ İŞLERDENDİR." (TTK.3) Şu halde davacı Türk Ticaret Kanunun 24. maddesinde yer alan yasaktan yararlanır. İş Kanununda aynı konu düzenlenmediğinden İş Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu arasında özel kanun ilişkisi de yoktur. Bu sebeplerle taraflar arsında kararlaştırılan cezai şart tenkis edilemez. Davaya Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Tahir ALP
2. HD. Başkanı