Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1997/8-685
K. 1997/900
T. 11.5.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KADASTRODA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
 
KARAR ÖZETİ : Kadastro işlemleri, kadastro öncesi nedenlere dayanılarak, süresiz olarak askıda bırakılamayacağından; tutanağın kesinleşmesinden itibaren, on yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra, zilyetlik nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 12/3, 14/1)
(743 s. MK. m. 639)
 
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 11.10.1995 gün ve 1995/413 E.-650 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 27.6.1996 gün ve 1996/1187-6537 sayılı ilamiyle; (...Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sonucunda; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık dava açma süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir.
 
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapulama tesbitinden kaynaklanmaktadır. Davada MK.nun 639/2. maddesine dayanıldığına göre bu davalar süreye tabi olmaksızın koşullarının oluşması halinde her zaman açılabilir. Bu itibarla süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine dair verilen karar doğru değildir. Tapuda 1153 parsel numarası ile kayıtlı taşınmazdaki kayıt maliklerinden Mehmet Kızı Havva'ya ait pay kaydının iptal ve tescili istendiğine göre bu kişinin adresinin tesbit edilerek davaya katılması, ölmüş olduğunun tespiti halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesi, bundan sonra iddia ve savunma dairesinde taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında hüküm verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
Temyiz eden: Davacılar vekili.
 
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
Yerel mahkeme, davanın kadastrodan önceki nedenlere dayandığını ve tutanağın kesinleşmesi tarihinden itibaren on yıl geçtiğini belirterek, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar vermiş, özel daire Medeni Kanunun 639/2. maddesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının süreye tabi olmadığını belirterek kararı bozmuştur. Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, zilyetlik nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında hak düşürücü süreye ilişkin kuralın uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
 
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmüne yer verilmiştir, Maddenin gerekçesi ise (...büyük emek ve masrafla meydana getirilen düzenli kütük ve kadastro işlemlerinin korunmasını sağlamak için, kamu ve özel mal ayrımı yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağı esası getirilmiştir. Burada kadastro işlemlerinin eski olaylara dayanılarak, süresiz olarak askıda bırakılmasının kamu düzenini ters yönde etkileyeceği ve kamu zararı doğuracağı gerçeğinden hareketle mülkiyet hakkı değil sadece hak arama hürriyeti kısıtlanmıştır...) şeklindedir. Görüldüğü üzere madde hükmü gerekçesi ile uyumlu olup, kanun koyucunun amacını açıkça ortaya koymaktadır.
 
Kadastro kanununun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu tartışmasızdır. Hak düşürücü süreler kamu düzenine ilişkin olup, hâkimin bu süreyi kendiliğinden dikkate alması zorunludur. Hak düşürücü süre içinde kullanılmayan hakkın kendisi ortadan kalkar. Bu nedenle hak düşürücü sürelerin zamanaşımında olduğu gibi durması veya kesilmesi de söz konusu değildir. Burada kanun koyucu büyük emek ve masraf sonucu kadastro ile oluşan sicillerin sürekli olarak tartışılmasını istememiş, bu sicillerin korunmasını amaçlayarak hak arama hürriyetini sınırlandırmıştır. O nedenle tescile tabi olan tüm taşınmazlar yönünden bu kuralın uygulanması zorunludur. Maddede hiçbir istisna hükmüne yer verilmemiştir. Bu nedenle tutanakların kesinleşmesinden on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil davalarının da dinlenmesi mümkün değildir.
 
Az yukarıda açıklanan hukuki kabulün ışığında somut olaya bakıldığında çekişmeli parselin tutanağının 26.11.1979 tarihinde kesinleştiği, tapu iptal ve tescil davasının on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 3.7.1995 tarihinde açıldığı belirlenmiştir. kadastrodan önceki zilyetlik yönünden davanın hak düşürücü süre bakımından, kadastrodan sonraki zilyetlik yönünden ise tutanağın kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmediği çok açıktır. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin davayı reddetmesi doğrudur, usul ve yasaya uygun direnme kararı onanmalıdır.
 
S o n u ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11.5.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini