 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/86
Karar No : 1997/339
Tarih : 16.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat-alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.12.1995 gün ve 1994/1568-1995/2147 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.6.1996 gün ve 1996/3680-14668 sayılı ilamı (.. İş akdi, ihbar ve kıdem tazminatı vesair işçilik hakları ödenmek sureti ile fesih edilen davacı işçi ihbar ve kıdem tazminatı ve izin parası eksik ödendiğinden söz ederek fark alacak istemlerinde bulunmuş, mahkemecede bu istek gibi hüküm kurulmuş isede; hizmet akdinin feshinde sonra düzenlenen 27.9.1994 tarihli ibraname başlıklı belgede davacı kendisine 84.727.125 TL. ödendiğini kabul ederek "yukarıdaki sıralanmış haklar ve alacakları nedeni ile halen doğmuş ve ilerde doğması muhtemel bir cümle talep ve dava hakları isbat ile bunlardan gayrıkabili rücu şekilde feragat eylediğimi ve bunlardan serbest irademle kesinlikle vazgeçtiğimi beyan ve kabul eylerim" şeklinde açıklamada bulunmuştur. Davacı bu ibraname ve feragatname niteliğindeki belge ile dava hakkından vazgeçtiğini açık ve kesin bir şekilde beyanetmiş olduğuna göre miktarı içeren bu belgenin makbuz niteliğinde nitelendirilerek fark alacakların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacının bütün işçilik haklarını aldığı, ibranameyi doğrulayan dosyadaki bordro, makbuz ve belgelerle doğrulandığı gibi bilirkişi raporunda da davacının ödenmemiş ihbar ve kıdem tazminatı alacağı bulunmadığı, haklarını fazlasıyl almış olduğu açıklandığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oyçokluğu ile karar verildi.